Resmi Gazete’de 15 Nisan 2022 günü yayımlanan 7394 sayılı kanun ile vergi usul kanununun 359’uncu maddesine ilişkin getirilen değişiklikler yasalaştı. Ancak düzenlemenin yeni halinin de geçmişte uygulamadaki hataları gidermediği yönünde eleştirilmesi sürüyor. Bu kapsamda vergi müfettişlerinin sahte belge düzenleyen ile kullanan kesimlere uyguladığı ceza yönteminin aynen devam edeceği dile getiriliyor. Kanunun ilk halinde sahte belge düzenleyicileri ile kullanıcılara verilecek cezaların niteliği itibariyle önceki yazımızda “düzenleyicilere kıyak, kullanıcılara dayak” değerlendirmesi yapmıştık. Kanunun son halinde hem düzenleyicilerin hem de kullanıcıların “ceza yönünden eşitliği!” sağlanmış. “Sahte fatura düzenleyenle kullanan kişiler ceza yönünden nasıl eşitlenmiş olabilir?” diye sorduğunuzu görüyorum. Kanunun hazırlanışındaki temel felsefe ‘ekonomik suça ekonomik ceza’ olsa da hem düzenleyicinin hem de kullanıcının vergisini ödemesi kaydıyla cezalarında indirimler getiriliyor. Ancak sorun tam da maliyecilerin incelemelerdeki tutumu nedeniyle burada başlıyor. Sahte faturayı düzenleyen kesimler faturanın miktarı üzerinden yüzde 2-3-5 şeklinde bir komisyon alırlar. Vergi müfettişleri de sahte fatura düzenleyen kişileri tespit ettiklerinde kesilen faturayla ilgili bu komisyon oranına göre vergi ceza suç tutanağı düzenliyorlar. Uygulamadaki sıkıntı dediğimiz burası. Buna göre, 10 milyon liralık düzenlenmiş bir sahte fatura tespit edildiğinde inceleme elemanı, örneğin yüzde 2 komisyona göre vergi ziyaa cezası düzenlediğinde 10 milyon liralık fatura için 200 bin lira tutarında bir komisyon geliri ortaya çıkıyor. Bu tutara yüzde 18 KDV, yüzde 25 kurumlar vergisi, 3 katı oranında vergi ziyaa cezası ve bir de komisyon faturası düzenlemediği için yüzde 10 oranında özel usulsüzlük cezası ekleniyor. Kabaca hesaplarsak. Yüzde 18’den 36 bin lira KDV, yüzde 20’den 40 bin lira kurumlar vergisi, 36 bin liralık KDV’nin ve ayrıca 40 bin liralık kurumlar vergisinin 3 katı vergi ziyaa cezası, komisyon faturası düzenlemediği için yüzde 10 oranında özel usulsüzlük cezası kesilir. 76 bin lira KDV ve kurumlar vergisi, 228 bin lira da bunların vergi ziya cezası ile karşılaşacak. Ayrıca komisyon faturası düzenlemediği 200 bin liranın yüzde 10’u oranında özel usulsüzlük cezası olarak 20 bin lira olacak. Böylece sahte fatura düzenleyen toplamda, 344 bin lira vergi ve cezalardan sorumlu olacak. Ama 2 milyon liralık KDV hariç bir sahte faturayı bilerek ya da bilmeyerek muhasebe kayıtlarına alan kullanıcı durumundaki bir firma ise 360 bin lira KDV, 400 bin lira kurumlar vergisi olmak üzere toplam 760 bin lira vergi borcu çıkacak. Bu tutara 3 katı olarak 1 milyon 80 bin lira KDV ve 3 katı olarak 1 milyon 200 bin lira da kurumlar vergisi ziyaa cezaları eklenecek. Böylece toplamda 2 milyon 280 bin lira vergi ve vergi ziyaa cezası ile karşı karşıya kalıyor. Düzenleme kanunlaştı. Kanuni olarak bir sıkıntı bulunmazken, inceleme ve denetleme tarafında uygulamadan kaynaklı ciddi bir sorun olduğu ortaya çıkıyor. Yani 10 milyon liralık sahte fatura düzenleyen ve aslında gerçek bir ticareti faaliyeti bulunmayan kişi 760 bin lira ceza alırken, ticaret yapan, istihdam yaratan ve sahte faturanın 5’te 1’i oranında 2 milyon liralık fatura kullanan bir tacir ise o fatura karşılığı 2 milyon 280 bin liralık ceza ile karşı karşıya kalıyor. Sahte fatura düzenleyicilerinin karşılaştığı ceza oranı sadece bununla da kalmayabiliyor. Mesela uygulamada yaşanan bir başka sıkıntıya da dikkat çekiliyor. Sahte fatura düzenleyicisi bir firma yine 10 milyon liralık sahte fatura düzenlerken, 9 milyon liralık da fatura girişi yapmış olduğunu varsayalım. Müfettişler sahte fatura düzenleyen firmaya vergi cezası keserken, ödediği 9 milyon liralık faturanın KDV’sini düşerek ceza yazıyor. Ortaya düzenleyici açısından çok daha düşük oranda bir ceza çıkmış oluyor. Üstelik kanun gereği sahte fatura düzenleyici de kullanıcı da aldığı cezanın yarısını ödeyerek (hapis cezasına ilişkin dava devam etse de) vergi yükünden kurtuluyor. Ama buna rağmen faturayı kullananın canı düzenleyene göre çok fazla yanıyor. Anlayacağınız, sahte belge düzenlenmesi ve kullanımı ile ilgili ciddi bir mantık hatası ortaya çıkmış durumda. Ve bunu da vergi hukukçuları daha iyi değerlendireceklerdir diye düşünüyorum.
Editör: Ömür Ünver