Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Doktorlar az para aldığı için ayrılıyorlar değerli kardeşlerim samimi konuşuyorum dost acı söyler ama gerçeği söyler bu hastaneleri inşa eden biziz. Bu doktorları okutan yetiştiren bu devlet değil mi? Bu devlet sizi okuttu yetiştirdi en çok maliyeti yüksek olan da sağlıktır. Ama şimdi az para veriyormuş. Sordum en az alan ne alıyordur? 8 bin 9 bin, en yüksek alan 25 bin civarında. Buna rağmen özel sektör çok daha yüksek verdiği için oralara kaçıp gidiyorlar mı. Açık konuşuyorum, açık konuşmayı severim. Varsın gidiyorlarsa gitsinler. Bizler de üniversiteleri yeni, bitiren doktorlarımızı buralarda istihdam ederiz buralarda onlarla devam ederiz. Gerekirse yurt dışından ülkemize dönmek isteyenleri süratle davet ederiz. Buralar boş kalmaz merak etmeyin. Doktorluk gibi bir aziz mesleği oraya onu dayamak herhalde pek de insani değildir" dedi. Erdoğan, ayçiçek yağı sıkıntısı iddialarıyla ilgili de "Ben muhtarlarımdan şunu istiyorum mahallenizdeki köyünüzdeki marketlerde bakkallarda gerçekten ayçiçek yağı var mı yok mu? Ama ben istiyorum ki gerekirse sizler İçişleri Bakanlığımız adına bunların depolarını bile takip edip bize ihbar edeceksiniz. Bu stokçuların biz gereğini yapacağız" ifadelerini kullandı.

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla eşi Emine Erdoğan'ın da katıldığı toplantıda kadın muhtarlara seslenen Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle: "Bizim siyaset hayatımızdaki en önemli mücadele alanlarımızdan biri de kadınlarımızı haklarına kavuşturmak olmuştur. Kimse eğitim ve öğretim hakkından yoksun bırakılamaz demesine rağmen yıllarca eğitim hakkını kullanmaktan yoksun bırakılan kadınlarımıza eğitim hakkını biz verdik. Anayasamız açıkça çalışma herkesin hakkı ve ödevidir her Türk kamu hizmetlerine girme hakkına sahiptir. Hizmete alınmada görevin gerektirdiği niteliklerden başka hiçbir ayrım gözetilemez rağmen demesine rağmen haksız bir şekilde kamuda çalışma haklarında n yoksun bırakılan kadınlara yine bu hakkı biz verdik. Eğitim ve çalışma hayatı başta olmak üzere her alanda ülkemizin beşeri sermayesinin zenginleşmesi önündeki tüm engelleri biz kaldırdık. Kadınlarımız arasında başörtülü ve başı açık ayrımını biz sona erdirdik. Türkiye'yi yasakların ülkesi olmaktan çıkartıp her alanda fırsat eşitliğinin adaletin hakim olduğu bir yer haline biz dönüştürdük. Kadınlar lehine pozitif ayrımcılık yapılmasını anayasa kuralı haline biz getirdik. Kadınlar ile erkekler arasındaki eşitsizliği gidermeyi devlete görev olarak biz verdik. Kadın hakları konusunda kadınlardan yana biz tarafız taraf.  

"Meğerse üç aydan sonra serbest bırakmışlar adamı"

Dün MYK toplantım vardı. Tokat'taki Özlem kardeşimizin 23 yerden ahlaksız, adi, eşi tarafından bıçaklandığını öğrendim. Dikkat edin 23 yerden. Tabi ne yaptılar ne ettiler diye Adalet Bakanlığı'na sorduk. Meğerse üç aydan sonra serbest bırakmışlar adamı. Hemen aradık araştırdık hamdolsun tekrar bu adi herifi içeriye almışlar. Tabii Özlem Hanımın bizde de biliyorsunuz Genel Başkan Yardımcımız Tokat Milletvekilimiz Özlem hanım var. Hemen kendisi ile telefon irtibatlarını kurduk .Şimdi adaşı Tokat milletvekilimiz bu süreci takip edecek, cumhurbaşkanı olarak ben de bu sürecin peşindeyim. Neden? Çünkü bu millet bize emanettir. 23 yerden bıçaklıyor be hay hakim sen nasıl oluyor da ya böyle birisini serbest bırakıyorsun. Hakim böyle bir tasarruf yapıyor. Sonra yargıya hakaret. Ne hakaret ya! Eğer ben bu ülkede cumhurbaşkanıysam sen de 23 yerden eşini bıçaklayan böyle bir adamı serbest bırakıyorsan bununla ilgili söylenmesi gereken neyse bunu ben sana söylerim. Sonuna kadar da takip edeceğiz daha bitmedi işimiz. Bakanımıza da söyledim bunu yakın takibe alacaksın, bu konuyla ilgili beni de süratle bilgilendireceksin atılması gereken adımı da süratle atacağız. Bu hakim olabilir savcı olabilir fark etmez biz adaletin  mülkün esası olarak gören bir medeniyetin mensuplarıyız. Adalet ortada kalmaz yerde yürünmez onun için de gereğini yapacağız.

"Şimdi de kadınlara karşı şiddet ve mücadelede de yeni adımlar atıyoruz"

Pek çok tespit ve teklifin ye aldığı komisyon rapor Meclis'te de görüşülerek kabul edildi. Şimdi de kadınlara karşı şiddet ve mücadelede de yeni adımlar atıyoruz. TCK'da düzenlenen takdiri indirim nedenlerini belli konulara münasır kılıyor ve maddenin uygulama alanını daraltıyoruz. Failin pişmanlık içermeyen davranışları takdiri indirim nedeni olarak kabul edilmeyecektir. Failin sadece indirim almaya yönelik duruşmadaki tutum ve davranışları ya şu komikliğe bak, kılığı kıyafeti, kravat takması boyun bükmesi takdiri indirim sebebi olarak dikkate alınmayacaktır. Kadına yönelik şiddetle daha etkin mücadele edilebilmesi ve caydırıcılığın sağlanması amacıyla kasten öldürme kasten yaralama işkence ve eziyet suçlarının kadına karşı işlenmesini nitelikli hal kapsamına alarak cezaları artırıyoruz. Bizim ayçiçeği zeytinyağı böyle bir sorunumuz yoktur Son günlerde bir yağ meselesi çıkardılar. Bizim ayçiçeği zeytinyağı böyle bir sorunumuz yoktur. Bunu muhalefet ülkemizi darda zorda göstermek adına böyle bir kampanyayı yürütüyor. Ben muhtarlarımdan şunu istiyorum mahallenizdeki köyünüzdeki marketlerde bakkallarda gerçekten Ayçiçek yağı var mı yok mu? Ama ben istiyorum ki gerekirse sizler İçişleri Bakanlığımız adına bunların depolarını bile takip edip bize ihbar edeceksiniz. Bu stokçuların biz gereğini yapacağız. Buralarda birinci derece sorumlu kimdir? Validir. Sizler valilerin o mahallelerdeki elisiniz ayağısınız. Sizler cumhurbaşkanının elisiniz ayağısınız. Bu devleti provoke etmeye çalışanlara gereken dersi vermek bizim boynumuzun borcudur. Bunlar stokçu, bunlar ayçiçek yağını zeytinyağını depoluyorlar utanmadan sıkılmadan rakamları yükseltiyorlar ve raflarda Ayçiçek yağı yok diyerek böyle bir kampanyayı da yürütüyorlar. İşte burada bir olacağız bu ahlaktan yoksun olanlara da gereken dersi vereceğiz. Hiç endişeniz olmasın. Dün İçişleri Bakanımla bunu konuştum. Dedim ki valileri seferber edeceğiz nerede böyle bir stokçu varsa gereğini yapacağız. Bizim böyle bir sıkıntımız yok. Bu stokçuluğu yapanlar bunun hesabını verecek. Türkiye’yi diğer yol ve yöntemlerle dize getiremeyeceğini görenlerin konjonktürel gelişmeleri bahane ederek bu gücümüze saldırmaları tesadüf değil bilinçli bir eylemdir. İnsanlarımızı tahrik etmeye çalışanlara izin vermeyeceğiz.

Doktorların yurt dışına gitmek istemesi: Gidiyorlarsa gitsinler, buralar boş kalmaz!

Son zamanlarda bir şey daha çıktı hastanelerde şöyle böyle oluyor diye. Bakın hatalarımız olabilir. BU devasa şehir hastanelerini yapanlar kim? Doktorlar az para aldığı için ayrılıyorlar değerli kardeşlerim samimi konuşuyorum dost acı söyler ama gerçeği söyler bu hastaneleri inşa eden biziz. Bu doktorları okutan yetiştiren bu devlet değil mi? E? Bu devlet sizi okuttu yetiştirdi en çok maliyeti yüksek olan da sağlıktır. Ama şimdi az para veriyormuş. Sordum en az alan ne alıyordur? 8 bin 9 bin, en yüksek alan 25 bin civarında. Buna rağmen özel sektör çok daha yüksek verdiği için oralara kaçıp gidiyorlar mı. Açık konuşuyorum, açık konuşmayı severim. Varsın gidiyorlarsa gitsinler. Bizler de üniversiteleri yeni, bitiren doktorlarımızı buralarda istihdam ederiz buralarda onlarla devam ederiz. Gerekirse yurt dışından ülkemize dönmek isteyenleri süratle davet ederiz. Buralar boş kalmaz merak etmeyin. Doktorluk gibi bir aziz mesleği oraya onu dayamak herhalde pek de insani değildir.
Editör: Ömür Ünver