Türkiye, iklim değişiklikleri, seller, depremler, yangınlar, kısır siyasi tartışmalar ve de salgınla (Covid-19) uğraşırken geleceğe yönelik öngörülerini de askıya almış görünüyor. Her fırsatta vurguladığım gibi 'kendi öngörüsü olmayan uluslar, başka ulusların öngörüsünü yaşarlar'... Öngörüden kastım;
  • Teknolojik gelişme
  • Yapay zeka
  • Dijital dönüşüm
  • Nesnelerin interneti
  • Endüstri 4.0
  • İnovasyon
  • Ar-Ge
  • Büyük veri
Velhasıl yarının dünyasında olmak ya da olmamaktır. Ya kendi öngörün olur, yarının dünyasında aktör olursun veya yer alamaz figüran olursun. Kısır siyasi çekişmeler, erken seçim ve Cumhurbaşkanlığı seçimi Türkiye'nin gündemini meşgul ederken dünya dijital çağa girmiş, insanlık yeni sıçramalar yapmakta. Modern dünya düzeni sil baştan dönüşmektedir. Bir çok sektörde oyunun kuralları değişmektedir. Dünya yeniden yapılanıyor ve şekilleniyor. Türkiye ise bu değişim ve dönüşümü sadece izliyor. Gerekli adımları atmıyor. Eğitime, teknolojiye, bilişime yeterli kaynağı ayırmıyor ve çok ciddi fırsatları kaçırıyor. Teknolojik gelişme ve kalkınma treni istasyonumuzdan hareket etti ve gitmek üzere. Bir kez daha hatırlatıyorum. Süratle;
  • Eğitime yapılan harcamayı, yüksek öğrenim oranını, kişi başına düşen öğretmen sayısını artırmalıyız.
  • Ar-Ge yatırımlarını, teknolojik sektörlerdeki iş gücünü ve kalitesini artırmalıyız.
  • İnternet hızı gibi teknolojik alt yapıyı iyileştirmeliyiz.
  • Yüksek teknoloji üreterek ihraç etmeliyiz.
  • Dijital dönüşüme yönelik tüm yatırımları teşvik etmeliyiz.
  • Bütün imkanlarımızı teknolojik gelişme ve kalkınma için seferber etmeliyiz.
Editör: Ömür Ünver