Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın merakla beklenen ekonomik reform paketinde iki yeni başkanlık ile iki yeni kurul bir de komite kurulması yer aldı. 10 başlıkta toplanan, 18 yıllık AK Parti hükümetleri döneminde hayata geçirilmeyen yapısal reform eksikliklerinin itirafı niteliğindeki paket ile yeniden bir deneme yapılacak.

Pandeminin tuz biber oluşuyla iyice sıkışan piyasaları ve girişimcileri rahatlatacak adımlar sıralanırken, pakette yeni başkanlık ve kurul oluşumları dikkat çekti. Bu kapsamda Yazılım ve Donanım Endüstrisi Başkanlığı ve Sağlık Endüstrileri Başkanlığı kurulacak. Cumhurbaşkanlığı Yardımcılığı bünyesinde Ekonomi Koordinasyon Kurulu ile Hazine ve Maliye Bakanlığı bünyesinde Finansal İstikrar Komitesi yeni dönemde karşımıza çıkacak. Ayrıca piyasa gözetim ve denetim kurumu da kurulacak.

Buna göre, 2011 yılında Ekonomi Bakanlığı’nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin ek 4’ncü maddesine dayanılarak Finansal İstikrar Komitesi kurulmuştu. Kendisine ilişkin özel bir mevzuatının olmaması da (Komitede yer almayan bir bakanlığın teşkilatına ilişkin bir kararnamede ek madde olarak yer alması) kamuoyunda hiç tartışılmamıştı. Nitekim bu komiteden daha sonra da bir çalışma duyulmadı. Daha sonra ismi Finansal İstikrar ve Kalkınma Komitesi’ne dönüştürüldü. İlk kuruluş böylece anlamını büyük ölçüde yitirmiş oldu.

2011’de kurulan ilk komitenin asli üyelerinden BDDK, finansal sistemin istikrarını riske edecek biçimde bankaları hızlı kredi genişlemesine zorladı. Bankalara aktif rasyo uygulaması yaşatmakla eleştirildi. Bu durum üzerine hızlı kredi genişlemesi, faizin enflasyonun altında tutulması ve TCMB’nin döviz rezervlerinin boşa harcanmasının yolu açıldı. Şimdi yeniden Finansal İstikrar Komitesi’ne geri dönüyoruz.

Plakada zengin vergide fakir kesim

Önümüzdeki dönem yatırım, istihdam, üretim ve ihracat ağırlıklı bir ekonomik reform çalışması içinde olacaklarını anlatan Erdoğan, sayıları 850 bini bulan basit usulde vergi mükellefi sayılan terzi, marangoz, kuaför, kunduracı gibi küçük esnafın verdikleri yıllık gelir vergisi beyannamelerini artık vermeyeceklerini ve gelir vergisi mükellefiyetlerinin sona ereceğini söyledi.

Burada bir konuya dikkat çekelim. Hani hep tartışılır ya ‘plaka fiyatı İstanbul’da 2 milyon liradan başlayan, Ankara’da 1,5 milyon liradan başlayan ticari taksiciler’ diye, yanı sıra özel hatta sahip olan minibüsçüler de basit usulde vergi mükellefi durumundalar. Bu kesimler plaka yönüyle ‘hatırı sayılır’ zengin olurlarken, hiçbir kuruş vergi vermeyecekleri bir durum ortaya çıkacak.

Taşıt ve ağırlama giderleri kısılacak

Hep söylenir, ‘Ankara harcamalarda şaşaalı, debdebeli ve obez’ diye. İşte pakette bu şaşaalı yaşamın en büyük örneği olan kamunun ‘sanki yarışır gibi’ son model taşıt alımlarından oluşan lüksüne bir çeki düzen getirilecek. Ancak bu alanda bugüne kadar hiç başarı sağlanamadığını belirtelim. Tasarrufu sağlamak adına taşıt alımı, kiralama ile kamudaki temsil ağırlama masrafları kısılacak.

Özel hesaplar ve döner sermayeler bütçeye

Bütçe disiplinin uzun süredir ihmal edildiği eleştirileri haklı çıktı. Şimdi bütçenin varlığını ortaya koyan orta vadeli program (OVP) ve orta vadeli mali plan (OVMP) hükümetin aklına gelmiş olmalı ki; tek bir belge haline getirilecek. Kamu harcamalarının da kamuoyu ile 3 ayda bir şeffaflık adına paylaşılması öngörülüyor.

Özel hesap uygulamalarının sınırlandırılması ve hatta kaldırılması da önemli olacak. Ayrıca, hastaneler ve üniversiteler gibi kurumların kontrolünde olan döner sermayelerin de 2022’den itibaren merkezi bütçeye alınması da tasarruf tedbirleri kapsamında planlanıyor. Kamudaki tasarruflardan yerel yönetimler de payına düşeni alacak. Yerel yönetimlerin harcamalarına da sınırlama gelecek. Bu kapsamda yerel yönetimlerin harcamalarından kalanların hızla merkezi bütçeye aktarılması sağlanacak.

Vergi incelemelerinde süre kısalacak mı?

Vergi cezalarında uzlaşmanın kapsamının genişletileceği, elektronik tebligat, inceleme, tutanak, raporlamaların geliştirileceği belirtiliyor. Ancak, 5 yıl olan inceleme sürelerinin en azından yatırımcıların işlerini rahat yapabilmeleri için 3 yılla sınırlandırılması beklentisine cevap verilip verilmeyeceği merak ediliyor.

İhalelerdeki istisnalar sorunu

Kamu İhale Kanunu’nda yıllar içerisinde sorunlar yumağına yol açan istisnaların azaltılması da planlanıyor. Ancak istisna uygulamalarının artmasının en büyük nedeni ‘kamu alımında hızlı hareket etme’ gerekçesi. Şimdi ‘hızlı hareket etme’ gerekçesinin yerine hangi yöntemin getirileceği merak konusu olacak. Bu kapsamda Sektörel Kamu Alımları Kanunu çıkarılacağı, kamu ihalelerine girecek şirketlerin liyakatının da kamuoyu ile paylaşılacağı belirtiliyor. Özel hastanelerde uygulanan kamu özel işbirliği (KOİ) uygulamalarının daha da geliştirilmesi planlanıyor.

Hal Yasası 3’üncü kez

Ak Parti’nin hep söyleyip de yapamadığı alanların biri de; tarım ürünlerinin tarladan tüketiciye ulaşımındaki sorunlar oldu. Bugün tarım ürünlerinde yılda 19 milyon ton israfın olduğuna Cumhurbaşkanı dikkat çekti. Turizm gibi hizmet sektörlerindeki gıda israfının ise yılda 4 ton olduğu belirlendi. Bu çerçevede yıllardır hayata geçirileceği söylenen ancak hiçbir gelişme kaydedilmeyen ‘Hal Yasası’ da yeniden gündeme gelecek. Tarımsal ürünlerin sağlıklı fiyatlarla tüketiciye kavuşturulması amacıyla planlanan hal düzenlemelerinin AK Partinin 3’üncü girişimi olduğunu belirtelim. Yine sözleşmeli tarım mekanizmalarının da bu kapsamda bir türlü hayata geçirilemediği biliniyor.

152 milyar liralık kredi sorunlu

Bankacılık sistemi güçlü olsa da ekonomi yönetiminin aldığı kararlar sonucu ciddi boyutta sorunlu krediler oluştu. Sorunlu donuk geri ödenmesi mümkün olmayan kredilerin varlık yönetim şirketlerine satışı ile banka aktifinden ve bilançosundan çıkarılması planlanıyor. Kredi yaşam döngüsü projesi geliştirilerek, kredisini ödeme kabiliyeti olan, ancak ekonomik şartlardan etkilenen şirketlerin doğru yönlendirilmesi sağlanacak. Bu kapsamda operasyonel yeniden yapılandırma ve firma rehabilitasyon sistemi geliştirilecek. Sorunlu krediler için girişim sermayesi altyapısı kurulacak. Ayrıca sorunlu kredilerle ilgili damga, harç ve kaynak kullanım kesintisi vergisi kalkacak.

Bu arada, BDDK verilerine göre Ocak 2021 itibariyle sorunlu geri ödemesinde sıkıntı olan donuk olarak nitelendirilen kredilerin tutarı 152 milyar lirayı geçiyor. Bir türlü istenildiği gibi uygulamaya konulamayan, ancak her zaman ekonomi yönetimlerinin dilinde olan faizsiz finans sistemi de güçlendirilecek.

İhracatı kolaylaştırıcı tedbirleri yapamadık

KOBİ’leri dış pazarlara açmak hep hedeflendi ama yapılamadı. Yeniden denenecek. Yurtdışı lojistik merkezleri kurulması planlanıyor, ancak bu konu da oldukça eski. Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan döneminde gündemde olan lojistik merkezler konusunda bir yol kat edilememişti. Yine yeni nesil ihtisas serbest bölgeleri konusu da hayata geçirilememişti. İhracatçıların Eximbank desteklerinin kolaylaştırılması da bir türlü istenilen şekle getirilememişti. Şimdi bütün bunlar yeniden gündeme gelecek.

Eski işçi için de destek gelecek

Mikro ve küçük ölçekli işletmelere ilave istihdam finansman desteği getirilecek. Her yeni istihdam için verilecek olan bu destekten önceki işçisini yeniden alacak işletmeler de yararlanacak. Bu kapsamda 6 ayı geri ödemesiz, 24 ay vadeli 500 bin liraya kadar istihdam finansman desteğini işletmeler alabilecek. Ancak bu desteği en az 5 kişinin istihdam edilmesi halinde alabilecek. Yine istihdam taahhüdünü yerine getiren işletmelere bir kişi başına 12 ay boyunca ödediği SSK primini de kredi faiz bakiyesinden düşmesi sağlanacak.

Özetle yeni paketle; yabancı yatırımcıları çekecek tedbirler, piyasalarda rekabet koşullarını düzenleyici tedbirler, Türkiye’de işletmelerin yüzde 95’ini oluşturan küçük ölçekli işletmelerin ayakta durmalarını sağlayacak, onları ihracatçı hale getirecek tedbirler yine ve yeniden gündeme geldi.

Editör: Ömür Ünver