Can dostlarımız köpekler; üstün koku alma yetenekleri ile yıllardır biz insanların hizmetindeler. İnsan burnunda 5 – 6 milyon koku alma reseptörü (algaç) varken, köpek burnunda bu reseptörlerin sayısı 200–300 milyona ulaşmaktadır. Bu da insanların algılayamayacağı kadar küçük koku konsantrasyonlarını algılamalarını sağlamaktadır. Odada bir pompa parfüm sıktığımızda diğer köşeden bu kokuyu algılayabiliriz. Köpek ise aynı şeyi bir futbol sahası büyüklüğünde bir alan için yapabilir. Hatta bir erkek köpek çiftleşme dönemindeki dişi köpeğin yaydığı kokuyu (feromon) kilometrelerce öteden koklayabilmektedir. Her köpek doğada yaşamını sürdürürken burnunu kullanır ve onun rehberliği ile hayatta kalır. Bu yüzdendir ki koku ile ilgili görev yapacak köpeklerin mutlaka belli bir ırktan olması gerekmez. Bu amaçlar için bir sokak köpeği bile kullanılabilir. Köpeklerin koku yeteneklerinden nerelerde yararlanıyoruz? Köpekleri özel eğitim süreçlerinden geçirerek koku alma yeteneklerini birçok alanda kullanmaktayız. Uyuşturucu ve bomba tespiti, deprem ve diğer doğal felaketlerde kurtarıcı olarak, kayıp canlıların ve kadavraların aranmasında, kaçak çay / tütün ve yangın dedektör köpeği olarak kullanıldığına gündelik hayatımızda hepimiz tanık olmuşuzdur. Yukarıda saydığımız kullanım yerlerine ek olarak tıbbi amaçlar için de köpekler eğitilip kullanılmaktadır. Bunlar; kanser, sıtma, epilepsi, diyabet hastalıklarının tanısı amacıyla yetiştirilen köpekler şeklinde sıralanabilir. Covid – 19 tanısında köpekler kullanılabilir mi? Dünyayı etkisi altına alan Covid-19 salgını başlayınca, köpekler ve koku yetenekleri konusunda elde edilmiş deneyimler ışığında şu soru soruldu; Bu hastalığın tanısı için köpek kullanılamaz mı? Yanıt; evet kullanılabilir idi. Çünkü; kokusu olan her şey için köpek yetiştirilebilir. Bu durum sizin hayal gücünüzle sınırlıdır. Bu amaçla birçok ülkede bilim insanları ve köpek eğitim uzmanları bu konuyu çalışmaya başladı.* Bu kapsamdaki ilk çalışmalardan olan Lübnan Havaalanı çalışması sonuçları çok umut verici. Bu sonuçlara göre köpekler, PCR testleri ile kontrol edilmiş negatif vakaları yüzde 100 doğrulukla bilirken, pozitif vakaları yüzde 92 doğrulukla tespit ettiler. Bunlar gerçekten çok yüksek rakamlardır. Covid – 19 tanısında kullanılan PCR testlerinin sonuç verebilmesi için 1 milyar 800 bin moleküle gereksinim duyulurken, köpek 10–100 molekül varlığında tanıyabilmektedir. Helsinki Havaalanı başta olmak üzere birçok ülkede Covid– 19 tanısında köpeklerden yararlanılmaktadır. İnsanların yoğun olduğu kışla, okul, hapishane, AVM gibi yerlerde tanı amaçlı köpek kullanımı; uygulanabilir, ucuz ve tekrarlanabilir bir yöntemdir. Bu durum köpekleri tanıda ön plana çıkarıyor gibi gözükse de diğer tanı yöntemlerinin yerine geçecek şeklinde algılanmamalıdır. Küçük bütçelerle kalabalık toplulukların taranmasında tercih edilebilir bir yöntem olarak önerilmektedir. Can dostlarımız yine bize hizmet ediyorlar, biz onlar için ne yapıyoruz? Düşünme zamanı… *Covid – 19 tanısı amacıyla köpek kullanımı çabalarına bir katkı da ülkemizden, Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi’nde hazırlanan bir proje ile gelecek.    

Editör: Ömür Ünver