Kahramanmaraş merkezli depremin en büyük hasarı oluşturduğu şehirlerden Hatay'da arama - kurtarma çalışmaları sürüyor. Depremden 183 saat sonra Hatay'da enkaz altından sağ olarak kurtarılan 14 yaşındaki Abdülmelik, 'mucize' eseri yaşama tutunanlardan. Ancak Abdülmelik'in kısa hayatında mucizeden çok dram var...

Ömür Ünver / Gazetezebra.com.tr

Resmi açıklamalara göre şu ana kadar 40 binden fazla insanın yaşamını yitirdiği depremde 'mucize kurtuluşlar' ile hayata tutunanlar da var. Bunlardan biri olan 14 yaşındaki Abdülmelik, depremin 8. gününde 183 saat enkaz altında kaldıktan sonra kurtarılan isimlerden. Enkazdan çıkarıldığında bilinci yerinde olan Abdülmelik, ABD merkezli yardım örgütü Samaratian's Purse tarafından kurulan sahra hastanesinde tedavi altına alındı. 

Son 7 yılı sığınma kamplarında geçti

'Mucize' eseri enkazın altından çıkarılan Abdülmelik'in hayatı aslında dramlarla dolu. Suriye'de başlayan savaşta yakınlarını kaybetmesiyle Türkiye'ye sığınan ailelerden birine mensup olan Abdülmelik, göç ettikleri 6 yaşından 13 yaşına kadar sığınmacı kamplarında kaldı. Annesi, babası ve iki kardeşiyle savaşın bitmesini kampta beklerken yetkililerce artık 'barınma sorununu kendilerinin çözmesi gerektiği' belirtildi. Bunun üzerine aile zorunlu olarak geçtiğimiz yıl Hatay'da ev kiralayarak kamptan ayrıldı. 

Ailesindeki herkesi kaybetti

Abdülmelik, yeni bir yaşama başlayacakları umudu taşırken depremle bir kez daha yıkıldı. 6 Şubat'ta yaşanan depremlerde kiraladıkları bu ev enkaza döndü. Depremde annesi, babası ve iki kardeşini kaybetti. Abdülmelik'in ailesinden hayatta kalan tek kişi ise amcası...

"Diğer kardeşimin elini tutuyordum"

Kurtarılmasının ardından görevlilerin enkaz altında 8 günü nasıl geçirdiğine yönelik sorulara Abdülmelik, 'Sadece 1 gün enkaz altında kaldığını' savunarak yanıt verdi. Abdülmelik şunları anlattı:

"Enkaz altında bir gün kaldım. Bilincim hep açıktı. Önce annem ve babamın gittiğini gördüm. Küçük kardeşimin ağlama sesleri kesildi daha sonra. Diğer kardeşimin elini tutuyordum. Elinin soğuduğunu hissedince onun da gittiğini anladım..."

Editör: Ömür Ünver