10 Ekim Ankara Katliamı Davası Avukat Komisyonu, "9 yıla yaklaşan yargı sürecinde katliamı hala aydınlatmayan, tüm sorumluları yargılamayan Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi, söz konusu gerekçeli kararı ile de bu tutumunu sürdürmüştür" açıklaması yaptı.

Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi katliamda sorumluluğu bulunan kamu görevlilerinin yargılanması konusundaki taleplerin tamamını görmezden geldiği belirtilen açıklamada, şöyle denildi:

"Mahkeme 2019 yılında soruşturma savcılarının saklamış olduğu klasörlerle ortaya çıkan tespitleri, katliam sanıklarının katliamdan 10 gün önce belirlendiğini ancak yakalanmadığını, hatta telefonlarının dinlendiğine ilişkin delilleri yok saymıştır. İçişleri Bakanlığı Müfettiş Raporu’nun Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından sansürlenmesi, içinde yer alan bilgilerin saklanması çabası Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi için dikkate değer bulunmamıştır. Gerekçeli kararda beyanlarına yer verilen tanık ifadeleri değerlendirmeye alınmamış, sınır köyünde İlhami Balı ile yapılan pazarlığı anlatan tanığın sözlerine itibar edilmemiştir.

İlk karar sonrası ortaya çıkan bu deliller Ankara, Adana, Gaziantep ve Kilis vb. yerlerde görev yapan birçok kamu görevlisinin, İçişleri Bakanlığı ve Milli İstihbarat Teşkilatının ve siyasal iktidar temsilcilerinin bu katliamda sorumluluğunu ortaya koymuş olmasına rağmen Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi ikinci kez bu gerçeği yok sayarak karar vermiştir.

Bursa Osmangazi'den çocuklara hem kreş, hem park Bursa Osmangazi'den çocuklara hem kreş, hem park

576 sayfalık gerekçeli karar

Mahkeme, ülkenin ilk insanlığa karşı suç yargılamasında beraat kararı verip, sanık Erman Ekici’yi anayasal düzeni değiştirmeye teşebbüsten cezalandırmıştır. 576 sayfalık gerekçeli kararda bu kısma sadece 5 sayfa ayrılmış, üstelik kararın bu kısmı Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018 yılında vermiş olduğu ilk karardan birebir alınmıştır. İnsanlığa karşı suçtan düzenlenmiş bir iddianame söz konusu iken yeni gerekçe bile ortaya koymadan beraat kararı veren yargı mekanizması siyasal iktidarı aklamanın gerekçesini bile oluşturmamıştır. Sanıkların gerçekleştirdiği katliamın Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Anayasal düzenine yönelik olduğu, 2015 Kasım seçimleri öncesinde ülkede kaos yaratmak istedikleri gibi açıklamalarla katliama ilişkin siyasal iktidarın sorumluluğu bu şekilde ört bas edilmek istenmiştir. 2015 yılı 7 Haziran seçimlerinden sonra kaos yaşanacağını söyleyen iktidar sözcülerinin, katliamın hemen arkasından anket yaparak oylarının arttığını söyleyen dönemin Başbakanının açıklamaları, katliamda ölen ve yaralananların acılarını paylaşmak yerine sergilenen düşmanca tutumlar gibi çok sayıda somut gerçek karşısında Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi devleti/siyasal iktidarı aklamayı seçmiştir.

Katliamın 9. yılına yaklaştığımız bugünlerde açıklanan karar, katliamın gerçek sorumlularını yargılamamanın ve IŞİD’e ilişkin insanlığa karşı suç işleyen bir örgüt demeyi reddetmenin somut vesikasıdır."

Editör: Ömür Ünver