Ajda Zaim

Sessizlik hayra alamet mi...

İçişleri Bakanı, son iki yıldır karşı karşıya geldiği herkesle sulh olmak yerine gerilimi arttırmayı tercih ediyor. Listesi kabarık; vatandaş, parti liderleri, o partilerin milletvekilleri, belediye başkanları, gazeteciler ve hatta kendi partisinin mensupları. Eleştirildiği an, ya hakaret ediyor ya tehdit... İstanbul seçimlerini İmamoğlu’nun kazanması ile sarsılan pozisyonu, bir yıl önce başlayan video ifşaatıyla iyice zayıfladı. Yayınlarda açıklanan her bağlantı, her ilişki, her delil; güven kaybetmesine sebep oldu. Bugün Ümit Özdağ ile polemik yaşıyor görünse de hesabın aslı yukarıdaki listedekilerle... ✱✱✱ Bakan, hükümetin küçük destekçisi MHP’nin olmazsa olmazı gibi... Fakat hakikat öyle mi? İyi okuyup, değerlendirmek lazım. Sınırlardan mülteci geçişi de ülke içindeki mültecilerin topluma katılma programları da kontrolden çıkmış durumda. Sığınmacı ya da kaçak durumundaki yabancıların, halkı hem rahatsız ettiği hem de maddi, manevi zarar verdiği biliniyor. Buna rağmen şikayetleri ciddiye almayıp kendi halkının abarttığını ima eden, halkını yalanlayıp mültecileri savunan bir “İçişleri” bakış açısı ile karşı karşıyayız. Hele hele mültecilerin suç ve varlıklarını makul göstermek için; ataları Anadolu’ya göçle gelen Türk vatandaşını “Herkes bir yerden geldi buraya.” diyerek mültecileştiren bakanın, milliyetçiliği okuyamadığı aşikar.. Hakaretinin hiç farkında değil. Biz bir milletiz! Gelenlerinse ne idüğü belirsiz... Hal böyle olunca küçük ortağın desteğinin mezara değil pazara kadar olacağını ummak yanlış olmaz. Bugün “milliyetçilik” ilkesine gölge düşüren yanlış mülteci politikalarını, seçim kaygısı yüzünden destekler görünen Bahçeli; yarın en büyük muhalif olacaktır. Yazık olduktan sonra... ✱✱✱ Nitekim marinalar, Falyalı’lar, tırlar, yasadışı kumarlar derken neredeyse hükümete varan video ve twitlerin yıldönümü gelmişken, Cumhurbaşkanı’nın sessizliği manidar... Damadın gidişinin kamuya gereğinden fazla gümbürtüyle yansıtılmasının tadını kaçırdığını hatırlıyoruz. Henüz ölmeden ya da yerinden kalkmadan, koltuğunun peşine düşüldüğü de muhakkak aklının kenarındadır. Eh Süleyman Soylu’nun icraatlarının kendisine “Sülü” lakabının takılmasına sebep olduğunu ve bu gerginliğin Cumhurbaşkanı’nın şahsına ve ailesine yansıdığını da biliyoruz. “Helalleşme”ye varmasına ramak kalmıştı... “Hellalleşeceğiz abi!” deyip uzun süre konuşmayanların da şu günlerde yeniden sosyal medya aktivitesi gösterdiği düşünülürse... İçişleri Bakanı’nın bugünkü meselesine üst makamdan yorum gelmemesi şaşırtıcı değil. Öyle geliyor ki; Kurt kışı geçirmiş ama yediği ayazı unutmamış...