Yıllardır kültür sanat dünyasının tam kenarındayım. Hatta kenarında da değilim, ben sahneye çıkıyorum! Işıklar yüzüme vururken, içimden "Acaba bu jüriler neden hiç değişmiyor?" diye geçirmişliğim çoktur. Aylık edebiyat dergilerini takip ederim, yarışma sonuçlarını kaçırmam, kimin hangi ödülü kaçıncı kez aldığını neredeyse ezbere bilirim. Ve bir şey fark ettim: Bizim memlekette kültür sanat, sanki aile arasında oynanan tombala gibi.
Kazananlar aynı, jüri aynı, adaylar da birbirini yıllardır tanıyor. Biri diğerine ödül veriyor, öbürü ona jürilik yapıyor. Yıllar geçiyor, ama liste değişmiyor. Derginin kapağında aynı üç isim: Biri büyük harflerle, diğeri italik, öbürü zaten editör.
Resim yarışmasında jüriye bakıyorum: “Bu jüriyi geçen yıl da görmüştüm.” Beste yarışması? Tanıdık simalar. Sinema jürisi? Aynı yönetmen, aynı oyuncu, aynı eleştirmen... Sanki kültür sanat bir grup WhatsApp konuşması; dışarıdan kimse alınmıyor, kimse gruptan çıkmıyor.
Biz ne yapalım? Çemberin dışında çay içip bekleyelim mi? Yoksa jüriye kurabiye mi götürelim? Bir yerden başlamamız lazım ama nereden? Belki de ilk adım, "Ben de varım!" diye haykırmak. Tabii sesimizi duyan olur mu, o da ayrı mesele.
Kim bilir, belki bir gün biri jüri listesini yaparken göz ucuyla “Bu çocuğun da kalemi fena değil ha,” der. O zaman biz de “Ben aslında yıllardır yazıyordum ama kısmet bu seneyeymiş,” deriz; yüzümüzde kederli bir tevazu, içimizde zafer çığlıklarıyla.
Ama o güne kadar yazmaya devam. Çünkü ne olursa olsun, kültür sanat dünyasına girmek için en önemli şey, ısrar. Kapı açılmıyorsa, pencereden gir, o da olmuyorsa bacayı dene. Gerekirse seneye jüri olursun, sen kendine ödül verirsin, kimse anlamaz zaten.
Jüri Listesi
Aynı jüri, aynı yüz,
Ödül hep tanıdıkta süz.
"Ne güzel şiir," der biri,
Diğeri zaten kayınpederi.
Ben de sahnedeyim yıllardır,
Ne jüri gördüm ne de yıldız.
Sanat mı lazım? Eh, biraz...
Ama tanıdık yoksa elin yaz.
Yazarsan çok, okuyan yok,
Okursan bol, basan da tok.
Ama tanıdık? O her kapıyı açar,
Sanat mı dedin? O biraz…
Bir gün belki ben de girerim listeye,
Ya torpille ya da "mistik" bir hisle.
O güne dek yazarım ironik bir dille,
Sanatın çemberi döner yine eski stille.