Piyasalar istediğini aldı

Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (PPK), kritik bir dönemde kritik bir artış yaptı. Piyasaların da beklentisi olan politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 10,25’ten yüzde 15’e yükseltti. Kurul ayrıca, tüm fonlamanın temel politika aracı olan bir hafta vadeli repo faiz oranı üzerinden yapılmasına karar verdi. Bu kararla birlikte piyasalarla kavga edilmesinin sonucu olarak 8,53’ler seviyesine kadar yükselen ve üretim girdi maliyetlerini artıran dolar kuru gerilemeye başlayacak. Böylece dolar kurunun 2021 yılının ilk çeyreğinde 7,50 seviyelerinde olacağını söyleyebiliriz. Dolar kurundaki bu seviye sürdürülebilir yatırım planlamasını kolaylaştıracak bir veri olarak da okunabilir. Artık “IMF’den para alalım” diyenlerin de susturulduğunu söyleyebiliriz. Enflasyon hedefi düşük tutulması gerekse de tek haneli olmayacağı da artık bir gerçek. Küresel ekonominin üçüncü çeyrekte gösterdiği kısmi toparlanmanın PPK kararında etkili olduğunu görüyoruz. Alınan 475 puanlık faiz artışı, yeniden bir toparlanma halinde Merkez’in elini güçlendirerek geriye çekilebilecek bir karar gibi duruyor. Bundan sonraki süreçte, merkez önceki ekonomi yönetimince eritilen döviz rezervlerini güçlendirmeye gidecektir. Yine son dönemde artış gösteren Covid-19 vakaları nedeniyle önümüzdeki dönemde küresel ekonomiye ilişkin belirsizliklerin varlığına rağmen, PPK dünya iktisadi faaliyetinde yaşanan toparlanmaya da güvenerek bu kararın adımını atmış oldu. Alınan faiz kararı ile eli güçlenen Merkez, enflasyon görünümüne dair risklerin bertaraf edilmesi, enflasyon beklentilerinin kontrol altına alınması ve dezenflasyon sürecinin en kısa sürede yeniden tesisi için, net ve güçlü bir parasal sıkılaştırmaya da gidecek. Para politikasının operasyonel çerçevesi de sadeleştirildi. Artık bankalar da politika faizi üzerinden merkezden borçlanacak. Yani bankalara gecelik borç verme faiz oranı da yüzde 15 olarak uygulanacak. Geç likidite penceresi şimdilik rafa kaldırıldı.