OECD'nin (Ekonomik Kalkınma ve İş Birliği Örgütü) hazırladığı yeni bir rapora göre, Türkiye’deki 15 yaşındaki çocukların yaklaşık üçte biri, dijital cihazlardan uzak kaldığında kendini gergin ya da huzursuz hissediyor. Bu oranla Türkiye, araştırmaya katılan ülkeler arasında ilk sırada yer alıyor.
"Dijital Çağda Çocukların Hayatı Nasıl?" başlıklı araştırma, 45 ülkeden elde edilen verilerle çocukların dijital dünyayla ilişkisini mercek altına alıyor. Özellikle 15 yaş grubuna odaklanan rapor, teknolojinin gençler üzerindeki etkilerini gözler önüne seriyor.
Türkiye'deki gençler dijital cihazsızlığa en duyarlı ülkeler arasında
Verilere göre, OECD ülkelerinde 15 yaşındaki çocukların yüzde 98’i akıllı telefon sahibi. Ancak bu yüksek erişim oranı, bazı riskleri de beraberinde getiriyor.
Araştırmanın temelini 2022 PISA verileri oluşturuyor. Bulgular, dijital cihazlara erişimleri kesildiğinde huzursuzluk yaşayan çocukların oranının en yüksek olduğu ülkenin Türkiye olduğunu ortaya koyuyor.
Türkiye’de bu yaş grubundaki çocukların yüzde 29,6’sı, yani neredeyse üçte biri, telefonsuz kaldığında kaygı ya da gerginlik yaşadığını belirtiyor.
Türkiye'yi yüzde 29,2 ile Slovakya, yüzde 28,7 ile Polonya izlerken; Güney Kore yüzde 10 ile listenin en altında yer aldı. Araştırmaya dahil edilen ülkelerin genel ortalamasında ise bu oran yüzde 17 olarak ölçüldü.
Sadece bağımlılık değil diğer dijital riskler de var
Rapor yalnızca dijital bağımlılığa değil, diğer dijital risklere de dikkat çekiyor. Araştırmaya göre, 15 yaşındaki öğrencilerin yalnızca yüzde 5’i dijital gizlilik ayarlarını rahatça değiştirebildiğini söylüyor. Buna karşın, aynı yaş grubunun tüzde 27,6’sı sosyal medya platformlarında yanlış ya da yanıltıcı bilgi paylaştığını kabul ediyor.
Bununla birlikte, siber zorbalığın OECD ülkelerinin çoğunda artış gösterdiği, internet kullanım süresinin fazlalığının ise çocukların bilişsel ve duygusal gelişimini olumsuz etkilediği vurgulanıyor.
OECD Genel Sekreteri Mathias Cormann, araştırma sonuçlarını değerlendirirken çocukların dijital dünyada güvenle var olabilmesi için çok yönlü ve kapsayıcı politikalar gerektiğini belirtti.
Cormann, "Çocukların çevrimiçi ortamda korunması ve desteklenmesi için tüm paydaşların iş birliği yapması çok önemli. Unutulmamalı ki çevrimiçi ve çevrimdışı riskler birbiriyle bağlantılı. Bu nedenle, çocukların gerçek dünyadaki koşulları da göz önünde bulundurulmalı" dedi.
Raporda ayrıca, dijital medya okuryazarlığının artırılması, bilinçli kullanım alışkanlıklarının teşvik edilmesi ve riskleri azaltmaya yönelik politika önerilerine de yer verildi.