Bir filmde duymuştum; 'Korku varsa, cesaret de vardır..' Evet.. Tam da öyle.. Bizim sorunumuz bu cesareti sığındığı yerden çıkaramamak.. Sevdalara, aşklara, umutlara yenildiğimiz.. İnsani tüm değerlerimizi bir bir tükettiğimiz süreçlerden geçiyoruz.. Ve hatta mağlup olmuş yüreklerle, kanarken içimiz üşüyoruz.. Evet.. Yaşama yeniliyoruz.. İnsani utançlardan uzak.. 'Neden bunları yaşıyor insanlar' diye sormuyoruz da, 'ne oldular' üretiyoruz.. Bir bakıyorsun bir sevdaya yenik düşüyoruz.. Bir de bakmışsın, cevabını alamadığın binlerce sorunun içinde boğuluyoruz.. Kim bilir kaç yanlış anlama.. Kaç yanlış anlaşılma kurbanı olmuşsundur sanmalar durağında.. Ve kim bilir.. Kaç habersiz ihanete uğramışsındır.. Canlı bir sakura yaprağıyken solmuşsundur.. Dönüp.. Bakıp.. İnsan.. Kendi geçtiği duraklara.. Çözer kendini.. Çözdükçe kendisi kırar kalemini.. Sert ve delişmen zamanlardan geçmişsindir.. Delice direnişler içinde.. Korkusuz savaşlar aşarak.. Ki bazen, hayata karşı çıktığın tüm itirazlarına rağmen kaçışlar durağında bulmuşsundur kendini.. Dönüp o duraklardan.. Yine deli esen.. Yine bir leylak kokusunda.. Hesapsızca sunmuşsundur yaşama kendini.. Emek vererek inandıklarının uğruna.. Yine payına düşmüştür acılar da.. Göğüs germişsindir.. İdealar.. İdealler.. Kaç ruh çarpışması geçirmişsindir.. Ama.. İnsan; aldatılan olduğu kadar, bazen de aldatandır.. Kurban da seçebilirsin.. Kurbanı da olabilirsin ihanetin.. Ki.. Denk gelirsin bir gün bir ihanete.. Yere düşer de sürünürsün.. Bir kepazeliktir yaşadığın, hayata küsersin.. Öyle ya.. Bin bir hayal kırıklığını bir de can kırıkları sarmıştır.. İçten içe kanarsın.. Tanıklık ettiği halde, sessizliğe büründüğü.. Söylemesi gerektiği halde, susmayı seçtiği.. Her şeyden.. Sorumludur insan.. Ve gün gelir.. Bu ağırlıkların altında boğulandır.. Bilinendir.. Herkes kendi ihanetini içinde taşır.. Ve taşıdıklarından herkes bir gün yorulur… Ve fark eder ki insan.. Yıllarca susturduğu vicdanına bir onur borçludur.. Nihayetinde insansındır.. Ve an olur.. İnsan, en sevdiği 'kendini' de öldürür.. Ama bir kaçış durağında.. Ama utanç dağlarında.. Ama itiraflar kıyısında.. Öldürür insan.. En çokta değerleri.. Evet; Kötülüğün kollektif olduğu.. İhanetin kol gezdiği şu zamanlarda.. Herkes öldürüyor; Sevdiğini.. Değerleri.. Ve nihayetinde kendini.. Tanıklık ederken yüzlercesi adaletsizliğe.. Susarak, vicdanını öldürüyor.. Ölüyoruz.. Öldürüyoruz.. Çünkü; İhanet ettik.. İhanete uğradık.. Rant için yıkılırken Karadeniz'de dereler, muktedirler korkusundan ihanet ettik susarak.. Marmaris'te yanan ağaca ağlarken, Van’ ı basan selde mağdur insanlara kapattık gözlerimizi, ayrışarak ihanet ettik.. Bir verdiğine bin veren tabiatı gömerken muktedirler betona, görmez gelirken ihanet ettik.. Ve yok sayarken bir halkın kimliği olan dili.. 'Kürtçe bir halkın kimliğidir' diyemedik de.. Yok ettik kardeşliği.. İnsanın eşitliğine ihanet ettik.. Onur.. Özgürlük.. Saygı.. Empati gibi.. Asıl olan insan yanlarımızı.. Öldürerek.. Ve sevgiyi kirleterek.. En çokta kendimize ihanet ettik.. Bugün içinde bulunduğumuz tüm çağ dışı karanlık.. Birazda çıkarlar için Tüm bu değerlerden vazgeçtiğimiz için oluştu.. Kirli olan ne varsa.. Besledik, büyüttük.. Korkuyla.. Sonunda hepimiz hayata yenilmek üzeriyiz.. Korktukça kaçıyoruz.. Kaçtıkça bocalıyoruz.. Bocaladıkça batıyoruz.. Artık; İnsani olan tüm değerlere.. Yeniden hayat verebilmek için.. Ve aydınlık bir özgür yaşam için.. Korkularımızdan cesareti doğurup.. Ya onurlu bir direniş.. Ya ölüm.. Dememiz gerekiyor.. Daha fazla yenilgiye uğratmadan insan yanlarımızı.. Bir kırmızı karanfille.. Buluşmamız gerekiyor.. “Sevgi” durağında.. Sevgi, saygıyı.. Saygı, onuru, Onur, dürüstlüğü.. Dürüstlük, kişiliği.. Kişilik cesareti.. Cesaret, özgürlüğü besler.. Bu değerlerden yoksun bir toplum, geri kalmaya mahkumdur.. Mitler, efsaneler ve inançlar, insanların ve içinde yaşadıkları toplumların doğal birer parçasıdır.. Ki, geçmiş tarihimize baktığımızda bu coğrafya onurlu direnişlerin efsaneleriyle doldur.. Gelin; hep birlikte insanı yaşatmak için 'onuru' yaşatalım.. Herkes.. Tüm bu kirli düzene karşı bir duruş sergileyebilir.. Sanatıyla.. Sözüyle.. Halayıyla.. Ya da benim gibi kalemiyle.. Çünkü yazmak; insana, hayata, tabiata dair yapılan adaletsizliğe karşı muhalif bir duruştur.. Velhasıl.. Ateşi yanık bir hicranla sığınmış durumdayız hüzünlere.. Çıkmaksa.. Yine bizlerin elinde.. Zira; korku ikliminde yaşıyor, yaşatılıyoruz.. O zaman; Korku varsa cesaret de vardır.. Hep birlikte o cesareti çıkaralım..