21 Aralık Güneş Tanrısı Ahura Mazda’nın, Işık Tanrısı Mithra’ yı doğurmaya başladığı gün.. Şeb- i Yelda (Hörrem Ruz).. Şeb: gece Yelda: uzun Uzun gece demektir.. İran Kültüründe varolan birçok gelenek gibi Şeb-i Yelda’ da köklerini Zerdüştlük geleneğinden, Ahura Mazda inancından aldığı söylenir. İran ve Irak’ ta halen süren bir ritüeldir.. En uzun gece manasına gelen Şeb-i yelda, Divan Edebiyatı şairleri arasında da sıkça; Aşkın her gecesi bir şeb-i yeldadır ve maşuk aşık için geceyi bitmez, tükenmez kılmaktadır.. Teşbihi ile kullanılmıştır.. “Şeb-i yeldayı müvakkit ile müneccim ne bilir? Müptela-i gama sor ki geceler kaç saattir? (Günlerin ve yıldızların ilmi ile uğraşanlar bile en uzun geceyi nasıl bilsin ki? O en uzun geceyi dert müptelası aşıklara sor asıl ki, geceler kaç saattir. Onlar bilir esasında) 21 Aralık'ı 22 Aralık'a bağlayan en uzun gece olan Şeb-i Yelda her ne kadar en uzun geceye denk gelse de, edebiyat dünyasında sevgili den ayrı geçen her an olarak nitelendirilir. Sevgilinin olmadığı an uzar, büyür öyle derinleşir ki bir saniye bin yıl gibi olur.. Sevgili Yahya Kemal Beyatlı’ nın da bir beyitinde işlediği gibi.. Şeb-i yelda da uzar fecre kadar kıss-i aşk.. Ta ki mecnun bitirir nutkunu leyla söyler.. Ayrıca; Bir türlü bitmek bilmeyen işler içinde “ Bu şeb-i yeldanın yok mu bir sabahı?” (Bu uzun, fırtınal, soğuk ve şiddetli gecenin o bizleri felaha kavuşturacak, karanlıklardan aydınlıklara çıkartacak bir sabahı yok mudur) Teşbih olarak kullanılmıştır.. 20 ve 26 Aralık aralığında geçen bu uzun geceler, 21 Mart yani Newroz’a kadar devam eder.. Dilerim ki; Hem gam çeken aşıklar kavuşsun sevdiklerine, maşuklar aşıkları anlasın mutluluk ile varsınlar dertsiz gecelere.. Hem de; Bu sonu gelmez; fırtınalı, karanlık günler; güneşin yeniden doğurmasıyla ışığı ulaşsın aydınlığa.. Toplumca bizi kavuştursun ferahlığa..