Mahkemenin beraat kararlarına rağmen işe iadeye ret.. “Suç unsuru yoktur” alınmış bilir kişi raporlarına rağmen.. Beraat yerine ceza alanlar.. Evet evet.. On değil, bin değil, yüzbinlerce karar var.. Ama hayır.. Karartmış değiliz enseyi.. Evet.. Tünelin sonundayız ve ışık çok yakın.. Sadece.. Unutulmaması.. Yazılması gerekenler var.. Gerçeği yazmak sadece gazetecinin işi değildi ki.. Gerçeği haykırmak.. Bir aktivistin.. Çıkarmak karanlıktan öğrencilerin.. Gerçek en çok da vicdanı olmalıydı insanın.. Ama yıllardır.. Sorgular.. Davalar.. Nihayetinde mahkemeler.. Gerçeği söyleyen.. Göstermek isteyen.. Yazanların.. Durağı oldu.. Görürken görmez gözler.. Duyarken, sağır kulaklar.. Yazarken, duran parmaklar.. Sütlüyle-sütsüze karışmazsak.. Dokunaksız.. Oynarsak oyunu kuralına göre.. Korunaklı.. Yaşar gideriz.. Nasıl olsa bu çarkın arasına.. Ezilip un olmayı göze alan.. Atlayan cesur taşlar da var.. Olur da.. Durdururlarsa çarkı ne ala.. Dediniz.. Sonra.. Sonrası hep aynı senaryo.. O gün kenardan kıyıdan seyredenler.. Yazıp, çizip, söyleyecekler.. Sistemi eleştirecek ve hatta.. Yeni bir sistemin inşasına bir kaç demirde ekleyecekler.. Öyle mi olacak.. Hayır.. Bunca; Haksızlığa.. Yalana.. Kepazeliğe.. Rezalete.. Sessizliğe bürünüp, suskunluğa batacaksınız.. Korkacak.. Gerçekten kaçacaksınız.. Fırtına dinip, gemi karaya güvenli çıkınca mı.. Haykıracak hakikatten haktan dem vuracaksınız.. Bu sefer değil.. Susarken neyle doldurduysanız hayatınızı.. Onunla karşılaşacak.. Onunla çarpışacaksınız.. Çarpacaksanız kendi haksızlıklarınıza.. Yalanlarınıza.. Sizler susarken gerçeklere.. Alınırken haksız kararlar.. Bedelini ödeyen yüzbinler.. Aileleriyle birlikte milyonlar var.. Gerçeklerin hapsedildiği zamanlarda.. Yaratılan boşlukları.. Yalanlar.. Dolanlarla doldurdunuz.. İnandıra inandıra.. Tüm suni algılara.. Ama unuttunuz.. Gerçek boşluk bırakmaz.. O sahte boşlukları siz yarattınız.. Gerçek boşluk yaratmaz.. Yaratana da bırakmaz.. İlla kapınızı çalar bir gün.. Hakikat asla saklanamaz.. Açığa çıkmaz sandığınız.. Vermez yakayı ele dediğiniz.. O kadar büyükleri var ki.. Gelmez sıra bize dediğiniz.. Her şey gelecek, ardı sıra peşiniz.. Yalanlarla hemhal haksızlıklar.. Başkalarının hayatlarını elinden aldılar.. Ve verilirken kararlar Tam “vicdan hasıl oldu” denilerek.. Yalanlara ev sahipliği yaparak alındılar.. Çıkınca hakikat ki, yakındır.. 'Ama’lı cümlelerle savunma mı yapacak.. Sistemin gereği.. Görev miydi.. Diyecek.. Üç beş “pardon” Bir iki “özür” Bolca.. Biz de “istemeye istemeye” yaptık mı diyeceksiniz.. Evet.. Ve hatta yalanlarınızı başka bir yalanla örtme çabasına gireceksiniz.. Ama hayır.. Bu sefer halk hoş görmeyecek.. İnsanların merhamet duvarını.. Bir daha asla aynı şekilde örülemeyecek kadar yıktınız.. Merhamete vakit bırakmadınız.. Menfaat tekerlerinizin dönmesi için.. Siz sevmezken gerçeği.. Unuttunuz.. Gerçeğin “gerçekten” başka hiçbir şeyi sevmediğini.. Unutmak istediğiniz her şeyin tarihte izi kalacak.. Ve hakikat bir gün sizin de kapınızı çalacak.. Yüzleşeceksiniz kaçamayarak.. Çünkü gerçek kendi rüzgarını kendi yaratır.. Unuttuğunuz ne varsa.. İnsandan.. Yaşamdan.. Doğadan.. Halktan ve haktan yana.. Size hatırlatır.. Ağır.. Çok ağır yükler altında.. Binlerce insanın acısını acısı bilmiş.. Mücadele vermiş.. Bedelini ödemiş.. Bu halkın.. Gerçeğiyle karşılaşacaksınız.. O gün “insan haklarını” hatırlayacak.. En çok siz haykıracaksınız.. Yıllarca yenilen hakları unutarak.. Anlaşılmayı en çok siz bekleyeceksiniz.. Ama olmayacak.. Halk bu sefer unutmayacak.. Gelene de unutturmayacak.. Herkesin yüreğinde.. “Tam vicdan hasıl” olacak.. Allah kul hakkını affetmezken.. Kimse halk adına.. Suruç'u.. Ankara Garı'nı.. Ve hukuksuzca kararlarla.. Çalınmış yaşamların onlarcasını.. Unutmayacak.. Ne kadar az yarayla karşılaşmak isterseniz.. Onaramaya yaraları şimdiden başlamalısınız.. İlk iş.. İnsan haklarını.. Ve kararlarını uygulayarak.. İyileşmek isteyen herkesin Kendiyle yüzleşip.. Hak ve hukuku uygulaması gerekir.. Zira.. Onarmak yüzleşmek.. Yüzleşmek.. İyileşmektir.. Hadi.. Havasını soluduğunuz coğrafyanıza.. Emeğiyle sırtından yükseldiğiniz halkınıza.. En başta kendinize.. Bir iyilik yapın.. Onarın kendinizi ve iyileşin.. Çıkarın insanların boynundan hukuksuzluk kementini.. Önce kendinizi özgürleştirin.. “Gerçek hukuku” işletin.. Hiçbir şey için geç değildir.. Doğrudur.. Hakikat ağrılı ve sancılıdır.. Ama bir o kadar su gibi durudur.. Vicdanı temizler.. Rahatlatır.. Hadi.. Hemen şimdi.. Göze alıp tüm sancılarını.. İyileşin.. Hakikatle yüzleşin..