İçişleri Bakanlığı'na kayyum yetkisine "dava" ayarı
İçişleri Bakanlığı'na, dernek yöneticilerini görevden uzaklaştırma yetkisi veren kanun düzenlemesi Ak Partili milletvekillerinin verdiği önergeyle değiştirildi. Bakanlık, bu yetkisini, soruşturma sıra...
HDP Batman Milletvekili Mehmet Rüştü Tiryaki: Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanun ve uyuşturucu madde imal ve ticaretinden elde edilen mal varlığından hakkında soruşturma başlatılanların görev yaptığı organlarda -siz bunu yönetim kurulu diye anlayın- görevden uzaklaştırabileceksiniz, yerlerine kayyum atayabileceksiniz, dernekleri geçici olarak faaliyetten men edebileceksiniz. İçişleri Bakanı önce yönetimi görevden uzaklaştıracak ve kayyum atayacak, ha bu arada tek bir kişi hakkındaki soruşturma, bütün yönetimin görevden uzaklaştırılması ve yerine kayyum atanması sonucunu doğuracak. Daha sonra İçişleri Bakanı derhâl mahkemeye başvuracak. Bu "derhal" üç gün mü olur, üç ay mı olur, yasada ona ilişkin bir düzenleme yok. Tıpkı İstiklal mahkemeleri gibi, önce asacaksınız, daha sonra mahkemeden karar alacaksınız. Mahkemeye başvurunca ne olacak? Mahkeme kırk sekiz saat içerisinde faaliyetten geçici olarak alıkoyma kararı alacak. Bakın, burada dikkatinizi çekmek isterim, bütün Meclisin dikkatini çekmek isterim: Bu da emredici hüküm yani kanunla mahkemeye emrediliyor. "İçişleri Bakanının isteği doğrultusunda kırk sekiz saat içerisinde görevden uzaklaştırma kararı vereceksiniz." diyor. Mahkemenin başka bir karar alma şansı yok, İçişleri Bakanı mahkemeye başvuracak ve kanun diyor ki: "O mahkeme, İçişleri Bakanının emrini yerine getirecek, daha sonra yargılama olacak." Daha sonra yargılama olacak Ramazan Bey. TMK 89'a göre o kararı, o tedbir kararını verdikten sonra yargılama olacak. Bu yargılama bir yıl mı sürer, üç yıl mı sürer onu bilemeyiz. Bu arada tedbir, görevden uzaklaştırma bu yargı kararı boyunca devam edecek.
CHP Mersin Milletvekili Alpay Antmen: 15'inci maddenin amacı, dernek ve vakıflar üzerinde İçişler Bakanlığının siyasi vesayetini sağlamak ve siyasi iktidara yakın olmayan tüm STK'leri yok etmektir. Bu hükmün aynen yasalaşması durumunda başta insan hakları dernekleri olmak üzere kadın hakları, mülteci hakları, çocuk-gençlik hakları alanında faaliyet gösteren dernek ve vakıflar çeşitli hukuk dernekleri, sosyal mücadele yürüten dernekler, sosyal yardım dernekleri ve farklı inanç gruplarının dernek ve vakıflarının tümü tek imzayla kapatılacaktır, zaten amacınız da bu. Açılacak davalar da yıllarca süreceği için bu derneklerin tüm malları hortumlanabilecektir. Gelin, sivil toplum için, demokrasi için, hak için, hukuk için, adalet için bu yanlıştan dönün.
CHP Hatay Milletvekili Suzan Şahin: Değerli üyeler, otoriterleşmek isteyen yönetim anlayışıyla, saray rejiminin kendine muhalefet olan herkesi ve her şeyi yasaklama, sesini kesme gayretleri artık bir gelenek hâline geldi. Getirdikleri her düzenlemeyle, tek adamın iki dudağı arasından çıkanlarla koca ülkeyi idare etmek, usulsüzlüklerine karşı duran herkesin sesini kesmek, yok etmek istiyorlar. Düzenlemeyle dernek ve STK'lere kayyum atanması, idari kararlarla dernek mallarına el konulması, derneklerin faaliyetlerinin durdurulması gibi hukuka ve Anayasa'ya açıkça aykırı değişiklikler öngörülmektedir. Çerçevesi çizilmemiş, muğlak tanımlarla ifade edilen kanunlar muhalifi cezalandırıp yandaşı korumak için yapılıyor. AKP'nin yolsuzluklarına, usulsüzlüklerine ses çıkarılmasın isteniyor. STK'ler, dernekler, avukatlar yine AKP'nin hedef tahtasında. Yapmış oldukları işlemler hakkında bilgi ve belge verme, şüpheli işlem ibrazı, muhafaza yükümlülüğü gibi fiillerle avukatları yükümlü kılan bu düzenleme, başta Avukatlık Kanunu'nun "sır saklama yükümlülüğü" olmak üzere, avukatlık mesleğinin özüne ve ruhuna aykırıdır. Bu hüküm, daha önce de Suç Gelirlerinin Aklanmasının ve Terörün Finansmanın Önlenmesine Dair Tedbirler Hakkında Yönetmelik'e eklenmişti ancak hüküm Danıştay tarafından iptal edilmişti, buna rağmen bugün tekrar kanuna sokulmaya çalışılıyor. Unutmayın ki yargı kararlarının tanınması ve uygulanması anayasal bir zorunluluktur. AKP'nin bu kanun tanımaz düzenlemelerine 'Hayır.' demek ise yüce Meclisin üyelerinin milletimize olan borcudur.
İYİ Parti Mersin Milletvekili Zeki Hasan Sıdalı: 2004 yılında çıkardığınız Dernekler Kanunu'nu on altı yıl içinde defalarca değiştirdiniz, alıştık, son değişiklik mart ayında yapıldı. O günlerde sivil toplumdaki fişlemenin sakıncalarını dile getirmiş, teklifinize karşı çıkmıştık. Ancak bugün baktığımız tabloda sivil toplumun, sürekli denetim altına alınmaya çalışılan siyaset güdümündeki toplum hâline getirilmeye çalışıldığını görüyoruz. Derneklere yönelik keyfî uygulamalar yürütmenize karşıyız. Sivil toplum faaliyetlerinin kısıtlanmasına karşıyız. STK yöneticilerinin bir talimatla görevden alınmasına karşıyız. Ezcümle, demokrasinin damarlarını tıkamanıza karşıyız. Kimse sizden bunu istemedi, bunu siz de çok iyi biliyorsunuz. Bu düzenlemeler bırakın uluslararası anlaşmalara uyumu artırmayı, uyumsuzluğu daha da derinleştirecek, Anayasa'ya aykırılık yaratacak, ifade özgürlüğünü derinden yaralayacaktır. Sivil toplum kuruluşları, toplumsal sorunların çözümüne katkı sağlayan, işleyen demokrasinin ve güçlü devletin vazgeçilmez unsurudur. Vatandaşlarımızın STK'lerde aktif hâle gelmesi için cesaretlendirici teşviklerde bulunulması gerekirken siz STK'leri siyasal sorun olarak görüyor, vatandaşın katılım cesaretini kırmaktan başka bir iş maalesef yapmıyorsunuz. Bu kanun, gri listeye girmemek adı altında hazırlanmış gri bir kanundur. Sözlerime gri kanunlar gri yatırımcılar getirir diyerek son veriyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
HDP İstanbul Milletvekili Oya Ersoy: Şimdi, sizin iktidarınızın hukukla ve adaletle sorunu var. Bir hukukçu olarak şunu söylemek istiyorum: On sekiz yıl boyunca iktidarınızdan herkes ve her şey çok çekti ama en fazla bu ülkede adalet ve hukuk çekti. Bu yargılama, bu düzenlemeler sizin aslında bir korkunuzu gösteriyor; halkın örgütlenmesinden, bilinçlenmesinden, bir araya gelmesinden ve hem temel haklarına hem de özgürlüklerine sahip çıkmasından korkuyorsunuz ama şunu söylemek istiyorum: Korkunun ecele faydası yok, bunu bilin.
CHP Zonguldak Milletvekili Ünal Demirtaş: Bu teklifin içerisindeki bütün değişik maddelerin Anayasa'nın birçok maddesine aykırı, temel hak ve hürriyetleri kısıtlayan hükümleri olduğunu görüyoruz. Aslında bu değişikliklerle yaptığınız şu: 'Bizim il başkanımız gibi hareket eden valilere sınırsız yetkiler veririz. Yardımları sadece bizim istediğimiz kuruluşlar toplar ve yapar. Biz halkın seçtiği belediye başkanlarına yardım toplatmayız. Dernekleri bizim istediğimiz kişiler kurar aksi takdirde biz bunu terörizmin finansmanına bağlarız. Dernekleri de kapatırız, toplanan yardımlara da el koyarız.' diyorsunuz. İşin özeti aslında bu.