Henri Alleg gibi

Öyle çok geriyede gitmeden, sadece son yerel seçimlerden bu yana memlekette olanları tek tek sıralamaya kalksak, bir köşe yazısına sığmayacak..

Ve yine son seçimler gösterdi ki; boşuna her şey, boşuna iradeyi ortaya koymak..

19 Mart’la birlikte, gençlerin toplumsal hareket refleksi de yetmedi. Zira; arkalarında çok da duramadık..

Hoş, duranların çabalarıyla dirilen toplumsal muhalefette, yine muhalifler eliyle sönümlemdi..

Şimdi her gün ardı arkası kesilmeyen haksızlıklara uyanıyoruz..

Velhasılı hangi birini yazacağız şaşırdık.

Ama memleketin bugünkü hali ahvalini Yaşar Kemal, "Baldaki Tuz" kitabında özetlemiş.

"Neye, nereye elini atsan dökülüyor. Dökülmemiş, laçkalaşmamış hiçbir sey yok! Bir memleket bu hale nasıl getirilir, nasıl gelir, bunu akıl almıyor. Her yerde, her şeyde bir çürüme. Yoksulluk gırtlağa kadar, cehalet almış yürümüş. Halk, üç bin yıl öncesinin hayatını yaşıyor."

Artık bu ülkenin sadece muhalif siyasetçileri, emekçisi, emeklisi, üreteni, genci, öğrencisi değil, 

Değil sadece halkı, top yekün sanatçısı hep birlikte yan yana haksızlıklara karşı durmalı..

Duymalı artık; insanı, onurunu, yaşamı önceleyen tüm sanatçıları, yaşatılan haksızlıkları..

Duymakla kalmamalı, olduğu yerden sesiyle karşı da durmalı..

Bir duruş olmalı, insanca, onurluca, yaşam adına..

Bir toplumsal refleks, ama kol kola tüm sanatçılarıyla..

Sevgili üstad Yaşar Kemal’in 1959 -1978 yılları arası yazıları, konuşmalarını içeren, “Ağacın Çürüğü” kitabında şöyle geçer..

“Bir yerde insanlar aç sefil, duymayanı ilgilenmeyeni çok. Bir yerde zulümler oluyor, insanlar aşağılatılıyor, aldırmayanı çok. Sanki insanın onuru orada zedeleniyor da burada kendisi sağlam kalıyor.  Bir insanın düşkünlüğü, her insanadır. Bu gerçeğe sırt çevirenler devekuşundan da beter olduklarının farkındalar mı?” Der ve ekler:

“Küçük bir örnek vereyim:

Cezayirde bir Henri Alleg olmadık işkencelere tutuluyor, hakaretler görüyor, süründürülüyor. Birkaç insanın, birkaç yazarın dışında onunla, onun gibilerle, onunla birlikte aşağılatılan insan soyunun onuruyla kimse ilgilenmiyor.

Gönül isterdi ki, dünyanın şairleri, destancıları hep bir ağızdan Alleg’in kişiliğinde Alleg gibilerin aşağılatılışlarına hep bir ağızdan karşı koysunlar… Destanlar, türküler doldursun dünyayı…. Bunların insan soyunun onuru olan kahramanlıklarını, dayatışlarını dile getirsinler.”

Evet, ülkemin; yazarı, şairi, sanatçısı. Haksızlığa uğrayanları, Henri Alleg gibi yalnızlığına itmeyin.

Karşı koyun. Destanlar, türküler, şiirlerle dört bir yanı doldurun..

İnsan soyunun onuru, hakça bir yaşam için..