Hangi hamle Erdoğan'a 16'ncı seçim zaferini yaşatır?
Bugün ekonomi ülkeyi 2000/2001 ekonomi krizine sürükleyen Ecevit hükümetinin kaybettiği dönemden daha derin bir krizi yaşıyor. Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sadece kendisine ait olan yüzde...
@Kahvecibrahim ’20 milyar dolar nereden geldi’ sorusunu yöneltti.
İçeriye 2 hafta kadar önce, ağırlıklı Rusya, Katar, Libya ve Suudi Arabistan’dan ciddi bir para girişi olacağı yönünde kulağımıza gelen bir başka kulisi de @Kahvecibrahim yazısına ekleyelim.
Şimdi yazının başına dönelim, biraz da gerilere de gidelim…2018 yılına…
Türkiye'de resmi verilere göre, kişi başına milli gelir 8 yıldır düşüyor; 2013 yılında 12 bin 582 dolar olan milli gelir, 2021 yılında 9 bin 539 dolara geriledi. Kişi başına gelir, sekiz yıl aralıksız düştü.
Bu süreç yaşanırken, Türkiye’nin yakında ödemeler dengesinde bozulmanın başlayacağı IMF’den para almak zorunda kalacağı laflarının da konuşulduğu 2018 yılında dönemin bir bakanına Rusya lideri Putin’in ‘Sizi IMF’ye muhtaç etmeyiz. Gerekirse 200 milyar dolar Rus Yahudilerinin parasını Türkiye'ye yatırım amaçlı aktarabiliriz’ minvalinde bir öneriyi dile getirdiği kulislerde kulağımıza geliyordu.
Rusya’nın içinde bulunduğu Ukrayna süreci ise Rusya’yı yeterince bunalttığı için, o gün yapılan teklifin bugün hayata geçirilmesi mümkün görünmüyor.
Diplomatik çevreler, Suriye’de Rusya’nın etkisini düşürmek amacıyla kurulmuş ciddi bir tuzak olan Ukrayna kumpasından bir an önce çıkmak isteyen Putin’in son olarak ‘Ukrayna savaşını ABD sürdürüyor’ sözünü değerlendirilirken; aslında diplomatik dilde ‘Ukrayna düzgün komşu gibi davranırsa ben çekilirim’in bir başka şekli olarak okunması gerektiğine vurgu yapıyor.
Aynı çevreler, Putin'in ‘artık yeter’ düşüncesini destekleyen önemli adımlardan birinin de Türkiye’nin teklifi ile başlayan son haftalarda AB ülkelerine gönderilecek gıda ürünlerinin ağırlıklı olarak Türkiye’nin kontrolünde olduğu ‘tahıl koridoru’na izin vermesine de dikkat çekiyor.
Bundan sonraki sürecin ise Zelenski ile Putin’i aynı masaya oturtmak olduğunu vurgulayalım.
Türkiye ve Erdoğan’ın bu süreci başlatmak için çaba içerisinde olduğu artık görülen bir gerçek.
'Üçlü Zirve'nin İstanbul’da toplanmasının başarılması halinde, Erdoğan'ın önümüzdeki seçim döneminde alacağı rüzgarı tahmin etmek zor değil.
Ayrıca yıkılan Ukrayna’nın imarı konusunda yurt dışı müteahhitlik alanında haklı bir söz sahibi olan Türk iş dünyasına önemli iş düşecek.
Bu durumla ilgili olarak 100 milyar dolar rakamlarının konuşulduğunu belirtirsek, Türkiye'nin alacağı pozisyonun önemini daha iyi anlatmış oluruz.
Önümüzdeki yıl yapılacak seçimlerde büyük olasılıkla kendisinin yeniden cumhurbaşkanı olarak seçileceği, ancak partisinin dağılımının çok düşük olacağını kendisine gelen anketlerde de gören Erdoğan'ın, TBMM'deki dağılımda AK Parti'nin sandalye sayısı için çabaladığını söyleyelim.
Bunlar da ilginizi çekebilir