Gündüz külahlı gece silahlı*

Yüreğimizi sızlatan üst üste gelen şehit haberleri terör konusunu yeniden gündemin ilk sırasına çıkardı. Neden çok sayıda şehit verdiğimiz tartışılıyor günlerdir. Naçiz katkılarım olur düşüncesiyle özet bir değerlendirme yapmak istedim.

Harp Tarihi bir subayın kadavrasıdır’, ‘Talimnameler kanla yazılmıştır’.  Soruların cevapları aslında bu iki cümlede saklıdır.

2023 savaşların hortladığı bir yıl oldu, içinde bulunduğumuz an itibariyle ‘Dünya savaşta’ diyeceğimiz bir durum var; binden fazla yerde çatışmalar yaşanıyor. Yakın çevremizde yaklaşık 13 yıldır vekâlet savaşı şeklinde devam eden Suriye Savaşı, 2 yıldır süren Rusya-Ukrayna ile 3.5 aydır sivillerin, altyapının hedef alındığı Hamas-İsrail Savaşı devam ediyor. Ateşinden de dumanından da rahatsız olduğumuz bir durum yaşıyoruz.

Büyük savaşlar nerede? Bütün olayların İsrail’in güvenliği için yapıldığı Orta Doğu ve Kafkaslarda. Yani ilgi ve tesir sahamızda. Nihai hedef, Büyük İsrail ve Dünya devleti kurmaktır. Ara hedef, ‘silah tüccarları’nın çıkarlarına hizmettir. Nitekim Ukrayna Savaşı’nda en fazla silah satanlar, barışı korumakla görevli BM’nin daimi üyeleri, artı Almanya’dır.

Harp Akademisi öğrenimine başlamadan “93 Harbinde Kafkas Cephesi Komutanı Gazi Ahmet Muhtar Paşa’nın yaveri olan Mehmed Arif Bey’in yazdığı Başımıza Gelenler kitabını okumadan buraya gelmeyin” denmesi üzerine kitabı alıp incelemiştik. Kitap bugün bile geçerli öğretileri içermektedir.

1993-1995 yılları terörle mücadelenin en yoğun olduğu zamandı. Dönemin 3. Ordu Komutanı Orgeneral Teoman Koman (merhum) Gazi Ahmet Muhtar Paşa’nın bizzat kendisinin yazdığı Sergüzeşti Hayatımın Cildi Sanisi kitabını teksir ettirip, tugay ve tümen komutanlarına incelemeleri için göndermişti. Ayrıca Yunanistan’da komünist gerillalarla yapılan mücadeleden çıkartılan sonuçlar aktarılmıştı. Doğrusunu öğretmediğiniz kimseden hata yapmamasını isteyemezsiniz. O halde ilk kural doğru liderleri seçmek ve öğretmektir. Bunlar saklı kalmak üzere üç anekdotla işin boyutuna ışık tutmaya çalışacağım.

Erzincan eski Valisi Recep Yazıcıoğlu kendinden önce yaşanan, hepimizin bağrına hançer gibi saplamış Başbağlar katliamının tekrarını önlemek için Ali Boğazı’nda önlem alınması için birlik talep etmişti. Bölgede görevi biten birliği ziyaret edip teşekkür etmek için tugay komutanı ile Kemaliye’ye gittiler. Orada kısa süre soluklanacakları Özel İdarenin oteline uğradılar. Yazıcıoğlu tugay komutanına sorumlu kişiyi, “Otelin Genel Müdürü Hazreti Ali” diyerek tanıştırdı. Sonrasında aralarında şu diyalog geçti:

Tugay komutanı: “Hazreti nereden geliyor sayın valim”

Vali: “Ali, aynı zamanda kat sorumlusu, aşçı, temizlikçi, bulaşıkçı ve de foto muhabiridir, bundan dolayı.”

Ali:  “Ben tugay komutanına küsüm”

Vali: İlk kez görüyorsun, neden küssün?

Ali: “Birlik burada kalacak diye 2 ton sucuk yaptırdım. Duydum ki buradaki birliklerini çekecekmiş. Sucuklar elimde kaldı”

Vali: “Vay! Paşam işte işin ekonomik boyutu.”

                                                                       *

Bölgede yaşanan sıcak temastan sonra bir asker, yakalanan teröristi ellerini ensesinde kenetlettirmiş, tüfeğini ona doğrultmuş olarak komuta yerine getiriyor.

Komutan : “Oğlum neden ağlıyorsun?”

Er: “Komutanım bu (terörist) benim köylüm, çocukluk arkadaşım.”

Birçoğu zorla kaçırılmış, firar ederse ailesinin öldürüleceği tehdidi almış. İşte işin sosyal boyutu. Elbette bu sorunun hortlatılmasında istismar edilen ağalık sistemi, aşiret yapısı, toprak reformu gibi ana nedenlerle bütünleştirmek, ders çıkarmak gerekir.

Terörle mücadelede zorluklar 

Terörle mücadele en zor harekâttır. Kimin terörist olduğu çoğu kez belli değildir, terörist gündüz külahlı, gece silahlıdır. Harekât alanı ve hedef, nizami harpte olduğu gibi belirgin değildir. “Bu hattın ötesi düşman arazisidir ve oradakiler de düşmandır” diyemezsiniz. Dolayısıyla çoğu kez hedefi yumuşatmadan, yüksek zayiat veya riski göze alarak operasyon yapmak zorundasınız. Burada bir hususu belirtmek isterim; Çoluk çocuk, sivil asker gözetmeden önüne geleni katleden mahkumlardan, insanlıktan nasibini almamış canilerden oluşturulan paramiliterlerden veya bilinçsiz köle durumuna getirilmiş ‘Mankurt’lardan bahsetmiyorum. Askerliğin temeli olan disiplini özümsemiş gerçek askerlerin davranış tarzını ifade etmeye çalıştım.

Boyutları 

Milli gücün tüm unsurlarını (Siyasi, askeri, ekonomik, coğrafi, demografik, Psiko-sosyal, kültürel, bilimsel ve teknolojik güç) masaya yatırıp hata ve noksanlıkların nerede olduğu konusunda sağlıklı öz eleştiriyi yaparak önlemleri almak gerekir.

1978’de kurulan PKK bölgedeki sosyo ekonomik, sosyo kültürel hassasiyet ve zafiyetleri istismar ederek taraftar toplayıp eylemlerine meşru zemin hazırlamayı amaçlamıştır. Başlangıçta, küçük balta darbelerinin koca bir çınarı devireceği düşünülmediğinden dikkate alınmayıp “bir avuç eşkıya” diyerek zaman kaybedilmiştir. 1993-1995 yıllarında teröristlerin saldırıları maksimum düzeye ulaşmış, kararlı ve bilinçli mücadele sonucu minimize edilmiştir.

Tekrar hortlamasının nedenlerini ve ne yapmak gerektiğini kendi yakın tarihimizi inceleyip uygulama ve deneyimlerimizden dersler çıkartarak irdeleyebiliriz.

Olayların hemen ardından yapılan “Şehitlerin kanı yerde kalmayacaktır, şu kadar terörist etkisiz hale getirilmiştir” tarzında yaraya su serpmek için söylenen sözlerin çare olmadığı aşikârdır.

Terörle mücadelede en önemli faktörler

·         Her alanda olduğu gibi en başta gelen lider faktörüdür. Hangi sevide olursa olsun kişilikli, kararlı, istikrarlı, bilgili ve dirayetli, sinerji yaratabilecek liderler seçilip görevlendirilmeli, göreve başlamadan da eğitiminden geçirmeli,

·         Harbin en önemli prensibi olan emir komuta birliği sağlanmalı,

·         Teröristlerin artık modern silahlara sahip olduğu ve 4. güç (uzay) dahil yararlandığı dikkate alınarak mücadele ve ön alma stratejileri gözden geçirilmeli,

·         Harp Okulları, sınıf okulları ve Harp Akademilerinde terörle mücadelede görev almış ve başarı elde etmiş -emekliler dahil- uzman kişilerden yararlanılarak terörle mücadelede görev alacaklar eğitilmeli,

·         Askerlik sisteminin ve sahra ordusunun olmazsa olmazları, askere güven veren onları motive eden bir muharip eri 7 kişinin desteklediği, tahliye zinciri, askeri hastaneler, askeri adalet sistemi ve askeri okulların ve askerliğin temelinin disiplin olduğu bilinciyle sistemin 21. Yüzyılın yapısına ve mevcut duruma uygunluğu kontrol edilmeli,

·         Teröre dış desteği önleyecek çareler üretilmelidir.

Terörle mücadele politikası, buna uygun stratejik, operatif ve taktik seviye planlamalar son gelişmelere göre revize edilmelidir.

Bu soğukta, karda kışta canını ortaya koyarak kahramanca mücadele edenlere üstün başarı, şehit olanlara rahmet, yüce milletimize de metanet dileklerimi sunarım.

* Gündüz külahlı gece silahlı : Kimseye sezdirmeden kötü işler çeviren ama birtakım davranışlarıyla kendini iyi bir insan gösteren kimse