Erdoğan: Türkiye, 20 yılda bir asırlık yol kat etti
Cumhurbaşkanı Erdoğan Sayıştay’ın 160. Kuruluş Yıl Dönümü Programı'na katıldı. Erdoğan, "Türkiye, demokrasi ve kalkınma sürecinde geçtiğimiz 20 yılda bir asırlık yol kat etti" dedi.
Cumhurba...
Cumhurbaşkanı Erdoğan Sayıştay’ın 160. Kuruluş Yıl Dönümü Programı'na katıldı. Erdoğan, "Türkiye, demokrasi ve kalkınma sürecinde geçtiğimiz 20 yılda bir asırlık yol kat etti" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Sayıştay Başkanlığı Konferans Salonu’nda düzenlenen Sayıştay’ın 160. Kuruluş Yıl Dönümü Programı'na katıldı. Burada bir konuşma gerçekleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sayıştay'ın 160'ıncı ve Cumhuriyet'imizin 99'uncu kuruluşunu yaşadığımız şu günlerde akıl ve vicdan sahibi hiç kimsenin inkar edemeyeceğine inandığım bir gerçek vardır. Bu gerçek de Türkiye'nin demokrasi ve kalkınma sürecinde geçtiğimiz 20 yılda bir asırlık yol katettiğidir." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına "Sayıştay’ımızın bu gurur gününde sizlerle beraber olmaktan memnuniyet duyuyor, bizleri bir araya getiren Sayıştay Başkanımıza gönülden teşekkür ediyorum. Divan-ı Muhasebat’tan Sayıştay’a 160 yıldır bu güzide kurumumuzun çatısı altında ülkemize samimiyetle hizmet veren herkesi şükranla yâd ediyorum” dedi.
Sayıştay'ın 160. Kuruluş Yıldönümü Programı'nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları şöyle:
"Mali istikrara katkı vermek üzere gelirlerin ve giderlerin kontrol altında tutulması gayesiyle faaliyet gösteren Sayıştay, her dönemde önemini koruyarak bugünlere gelmiştir. Türkiye Büyük Millet Meclisi adına görev yapan Sayıştay’ımızın tüm mensuplarının, üstlendikleri sorumlulukları hakkıyla yerine getirmenin gayreti içinde olduğundan şüphe duymuyorum. Sayıştay'ın denetimi altına giren devlet bütçesi, 85 milyonun rızkından keserek kamuya aktardığı kaynaklardan oluşuyor. Bu kurumumuz hukuk devletinin temel taşlarından biridir. Denetim özünü oluşturan şeffaflık ve hesap verebilirlik, modern demokratik devlet sisteminin en önemli vasıfları olarak tüm dünyada kabul görmektedir. Biz de yönetim anlayışımızın özünü oluşturan insanı yaşat ki devlet yaşasın ilkesini hayata geçirirken bu anlayışı geliştirecek reformlara ağırlık verdik.
"Türkiye, demokrasi ve kalkınma sürecinde geçtiğimiz 20 yılda bir asırlık yol kat etti"
Sayıştay'ın 160'ıncı ve Cumhuriyet'imizin 99'uncu kuruluşunu yaşadığımız şu günlerde akıl ve vicdan sahibi hiç kimsenin inkar edemeyeceğine inandığım bir gerçek vardır. Bu gerçek de Türkiye'nin demokrasi ve kalkınma sürecinde geçtiğimiz 20 yılda bir asırlık yol katettiğidir. Eğitimden sağlığa güvenlikten adalete, ulaştırmadan enerjiye, spordan sosyal desteklere, diplomasiden savunma sanayiine kadar her alanda bu devrimlerin somut neticelerini görmek mümkündür. Dünyanın pek çok yerinde bize bu kadar böylesine devasa atılımları nasıl gerçekleştirdiğimizi soruyorlar. Hatta sormakla kalmayıp heyetler göndererek bizzat kurumlarımız nezdinde inceleme yaptırıyorlar. Tabii süreç böyle hızlı olunca yeni yöntemler, yeni usuller, yeni araçlar ihtiyacı da ortaya çıkıyor. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçtikten sonra da Sayıştay'ın denetim alanını genişletmeyi sürdürdük.
"Sayıştay hiçbir kamu kurumunun rakibi veya ikamesi değil"
Sayıştay hiçbir kamu kurumunun rakibi veya ikamesi değil, denetlediği her kamu kurumun faaliyetlerini hukuka uygun yürütmesine rehberlik eden bir yardımcısıdır. Burası, kendisi doğrudan hesap soran değil, hesap sorulmadan önceki hazırlıkları yapan, çalışmaları yürüten, malzemeleri hazırlayan bir kurumdur.
"Biz birilerinin sürekli yaptığı gibi kamu görevlilerini tehdit ederek kendi siyasetçimize alan açmaya asla çalışmadık"
Biz birilerinin sürekli yaptığı gibi hakim savcısından polisine, üst düzey bürokratından memuruna kadar tüm kamu görevlilerini tehdit ederek kendi siyasetçimize alan açmaya asla çalışmadık, çalışmayız. Biz sorumluluklarımızı yerine getirirken devlet geleneğimizin adabına, ahlakına, usulüne aykırı bir söz söylememeye, bir tutum sergilememeye azami dikkat gösteriyoruz. Anayasal güvence altında kamu hizmetini yürütmekle görevli insanları tehdit etmek ve gücünü milli iradeden alan iktidara direnmeye çağırmak faşist ve darbeci zihniyetin yansımasından başka bir şey değildir. Kamu hizmetlerinin, yatırımların, üretimlerin, istihdamın tıkanmasından kimin fayda göreceğini düşündüğümüzde izlenen taktiğin gerisindeki sinsi amaç kendiliğinden ortaya çıkacaktır. Yalan ve yanlış bilgilerle kamuoyunun meşgul edilmesinden daha tehlikelisi eksik ve çarpıtılmış bilgilerle bu işin yapılmasıdır. Türkiye'nin yıkıcı değil yapıcı çalışmalara, yaklaşımlara ve küresel analizlere ihtiyacı vardır.