Altay Tanklarının Türk Silahlı Kuvvetlerine teslimatı için yapılan törende konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yeni bir jeopolitik denklemin kurulduğuna dikkat çekerek, "Ürettiğimiz sistemlerle destan yazmaya devam ediyoruz. Takip eden değil, takip edilen bir ülke durumuna geldik. Her hamlesi her ürünü merakla beklenen bir ülkeyiz" ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kahramankazan'da "BMC Ankara Tank ve Yeni Nesil Zırhlı Araçlar Üretim Tesisi Açılışı ve İlk Yeni Altay Tankları Teslimat Töreni"nde yaptığı konuşmada, şunları kaydetti:
"Savunma sanayimizin gelişmesi, güçlenmesi, tam bağımsızlık hedefine ulaşması için canla başla çalışan herkese, sektördeki tüm kardeşlerime şükranlarımı sunuyorum. Bu uğurda ter döken şehadete eren kardeşlerime de Allah'tan rahmet niyaz ediyorum. Bilhassa geçen sene 23 Ekim'de TUSAŞ tesislerine yönelik kalleş saldırıda şehit olan vatan evlatlarını rahmet ve minnetle yad ediyorum. Başkanlığını yaptığım Savunma Sanayii İcra Komitesi'nde alınan kararlar ışığında, savunma sanayisinde tam bağımsız Türkiye hedefine doğru sağlam adımlarla ilerliyoruz. Bir yandan yeni projeleri yeni savunma ürünlerini geliştirip devreye alırken diğer yandan yeni tesislerimizin açılışını yapıyor, yerli ve milli araçlarımızı envanterimize katıyoruz."
Erdoğan, bundan 2 ay önce 47 araçtan oluşan Sistemler Sistemi Çelik Kubbe'yi kahraman orduya kazandırdıklarını, aynı şekilde ASELSAN'daki 14 üretim tesisinin açılışını yaptıklarını, 1,5 milyar dolar yatırım değerine sahip Oğulbey Teknoloji Üssü'nün temelini attıklarını dile getirdi.
Bugün de BMC Ankara Tank ve Yeni Nesil Zırhlı Araçlar Üretim Tesisi'nin açılışını gerçekleştirdiklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Araştırma ve geliştirme merkezleriyle, test alanlarıyla, zırhlı laboratuvarları ve eğitim parkurlarıyla, 840 bin metrekarelik alana yayılan bu devasa tesiste, inşallah 1500'ü aşkın nitelikli personelimiz görev yapacak. Robotik kaynak sistemlerinden ileri sensör teknolojilerine, simülasyon altyapısından veri analitiğine kapsamlı bir teknoloji üssü daha savunma ekosistemimize entegre olacak. 63 bin metrekare kapalı alana sahip seri üretim hattımızda her ay 8 adet Altay tankı ile muharebe sahasının kalesi olarak tarif edilen 10 adet Altuğ imal edilecek. Diğer savunma ürünlerimizde olduğu gibi Altay tanklarında da hedefimiz, özellikle kritik malzemelerde kimseye bağlı olmamaktır. Ambargolara rağmen nasıl bugünkü aşamaya geldiysek inşallah bundan sonraki süreci de başarıyla yürüteceğiz. Her zaman söylüyorum, bugün bir kez daha tekrar ediyorum. Hedeflerimize giden yolda önümüze çıkan ve çıkarılan engeller bizi sadece yavaşlatır, belki biraz geciktirir ama menzile varmamıza asla mani olamaz. Ya bir yol bulur, ya bir yol açar, eninde sonunda hedeflediğimiz yere ulaşırız. Stratejik önemi fevkalade yüksek bu modern tesisin bizleri hedeflerimize bir adım daha yaklaştıracağına inanıyorum."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, küresel ölçekte süregiden askeri, siyasi ve ekonomik rekabetin her geçen gün boyut ve şekil değiştirdiğini vurguladı.
Yeni araçlar, yeni imkanlar ve yeni kabiliyetlerin bu mücadelenin hem seyrini etkilediğini hem de kapsama alanını genişlettiğini belirten Erdoğan, şunları söyledi:
"Gümrük vergilerinin teknolojik kırılmaları tetiklediği, enerji politikalarının gıda güvenliğini doğrudan tehdit ettiği hassas bir dönemin içindeyiz. Şunu bir defa çok net görebiliyoruz, yeni bir jeopolitik denklem kurulmakta. Uluslararası sistem yalnızca kabuk değil, mecra da değiştirmektedir. Sayısı bir elin beş parmağını geçmeyen güçlerin küresel sistemi domine ettiği düzende ciddi kırılmalar yaşanmaktadır."
Çoğunluğu çocuk ve kadın olmak üzere yüz binlerce insanın buralarda katledildiğini ve toplu kıyıma uğradığını belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
"Fakat ne uluslararası hukuk ne de dev bütçeli kurumlar bu zulümlerin ve katliamların önüne geçemedi. Küresel barış ve güvenliği sağlamakla görevli yapılar hiçbir adım atmadı. Bırakın engellemeyi, birçok bölgede eli kanlı zalimleri koruyup kolladılar. Şurası bir gerçek ki günümüzde onurlu bir şekilde yaşamak istiyorsanız her alanda güçlü olmak, caydırıcı olmak mecburiyetindesiniz. Ekonominizi güçlendirmek, dışa bağımlılığınızı azaltmak, kapasitenizi artırmak, yani kendi göbeğinizi kendiniz kesmek durumundasınız. Aksi takdirde üzülerek ifade ediyorum, kurtlar sofrasına dönüşen bu yeni düzende kimse kimseye acımaz, gözünün yaşına bakmaz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, risk ve tehditlerin asimetrik biçimde arttığı bu dönemin farkına en erken varan ülkelerden birinin Türkiye olduğunu söyledi.
İlk günden itibaren değerlendirmeler yaptıklarını, tedbirlerini aldıklarını ve derslerine çok iyi çalıştıklarını belirten Erdoğan, son 23 yılda savunma sanayi, diplomasi ve güvenlik başta olmak üzere attıkları adımlarla Türkiye'yi göz ardı edilemez bir ülke haline getirdiklerini vurguladı.
Mazlumun zalime boyun eğmediği, güçlünün güçsüzü ezmediği adil bir dünya için diplomatik, askeri, siyasi, ticari ve ekonomik tüm imkanları seferber ettiklerini dile getiren Erdoğan, şunları ifade etti:
"En sıkıntılı zamanlarında dostlarımızın yardımına koştuk. Kardeşlerimizin yaralarını sardık. Türkiye'ye nerede ihtiyaç duyulduysa imkanlarımız ölçüsünde elimizden geleni hiçbir bagaj taşımadan yapmaya gayret ettik. Bununla birlikte muhannete muhtaç olmamak için de kendi teknolojimizi kendimiz üretmeye başladık. Savunma sanayinde devletimizin desteği özel sektörün dinamizmiyle birleşince hamdolsun son yıllarda büyük bir ivme yakaladık. Şöyle sizleri bir 20 yıl, 25 yıl geriye götürmek istiyorum. Ülkemizde bir toplu iğne üretebiliyor muyduk? Toplu iğne. Silahtan bahsetmiyorum, hayır. Ama şu anda hamdolsun silahlarını üreten bir Türkiye var. Savunma sanayinde yüzde 20'yi bile üretemiyorduk ama şimdi yüzde 80'i yakaladık. İnsansız hava araçları. Böyle bir imkanımız var mıydı? Yok. Ama şimdi insansız hava araçlarını üreten, silahlı insansız hava araçlarını üreten, Akıncı'sını üreten bir Türkiye var. Son teknolojiye sahip hava, kara, deniz araçlarımızla destan yazmaya devam ediyoruz. Artık yalnızca takip eden değil, takip edilen bir devletiz. Modern silah sistemlerinden kompleks koruma paketlerine, sürüş destek modüllerinden elektronik harp altyapısına kadar her hamlesi, her ürünü merakla beklenen bir ülkeyiz. Sektördeki 3 bin 500'ü aşkın savunma sanayi şirketimiz, 100 binin üzerindeki nitelikli personelimiz arı gibi çalışmayı, küresel barış, huzur ve güvenliğe doğrudan katkı yapmayı sürdürüyor."