<h3>Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, inancın ikinci plana atılmaya çalışıldığını belirterek "İnanç, sokakta olmasın, mahallede olmasın, şehirde olmasın ve insanın içinde olsun gibi bir anlayış var. İnsan ile Allah arasında olsun, 'evine ve ticaretine, siyasetine, adaletine, yansımasın' diye ortalığı ayağa kaldırıyorlar. İnançtan oralar adeta aydınlansın. Bu düşünce insanlığı bu noktaya getirmektedir" dedi.</h3> Aksaray'da Önder İmam Hatipliler Derneği'nce 18'inci İmam Hatipliler Kurultayı düzenlendi. Kurultayın ikinci gününe katılan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, imam hatip neslini anlattı. Erbaş, şunları söyledi: "İmam hatip nesli, inancı ve vatanıyla mukaddesi nice destanlar yazan, milletimizin yüreğindeki mücadele ruhunun ve azminin duasının temsilcisiyle bir imam hatip nesildir. İmam hatip nesli, İslam'ın ümmeti vasat ya da orta ümmet düşüncesinin ve Anadolu irfanının günümüze yansımasıdır. Bu yüzden imam hatip mefkuresi ve geleneği bu topraklar için tarihi bir öneme sahip olduğu kadar, gelecek tasarrufumuz da odağında yer almaktadır. Müslümanların İslam'ın hakikatine yabancılaştıran İslam coğrafyasını adalete, merhamete, barışa ve huzura, vahdete hasret bırakan temel badirelerdir. Bugün dünyada savaşlar, salgınlar, yoksulluk, terör eylemleriyle umutsuzluk gibi devasa sorunların kuşatması altında, tarihin en zor dönemlerini yaşamaktadır. İnsanlığı kuşatan bütün bu olumsuz tablonun ardında bilgi, inançla hayat tasarrufu ekseninde ortaya çıkan savrulmaların yer aldığı görüyoruz." 'İNSAN İLE ALLAH ARASINDA OLSUN ANLAYIŞI VAR' İnancın ikinci plana atılmaya çalışıldığını belirten Erbaş "İlmin bütün alanlarında ve insanlığın inkişafına Müslümanlar olarak öncülük etmişiz. Burada dinin, yaşanan hayatla irtibatının zayıflatılması. Bireysel ve sosyal olarak İslam olarak doğru ve gerçekçi olarak pratik çözümler getirilememesi. Bu durum, hayatın içindeki konularda inancın ikinci planda kalmasına, yahut inancın hayatın dışına itilmesine sebep olmaktadır. İnanç, sokakta olmasın, mahallede olmasın, şehirde olmasın ve insanın içinde olsun gibi bir anlayış var. İnsan ile Allah arasında olsun, evine ve ticaretine, siyasetine, adaletine, yansımasın diye ortalığı ayağa kaldırıyorlar. İnançtan oralar adeta aydınlansın. Bu düşünce insanlığı bu noktaya getirmektedir. Yaşanan hayatın ve bireysel sorunların ve sosyal gerçeklikleri dikkate almayan bir din anlayışının nesiller ve kitleler tarafından kabul görmesi mümkün değildir" diye konuştu.