“Arkadaşını söyle, kim olduğunu söyleyeyim.” doğru bir söz...
Ben kendince mütevazi bir hayvanseverim.
Ailemde, akrabalarımda ve çevremde de hayvansever bolca yakınım var.
Soğukta donmaktan kurtarıp ofisinde yer açan da mevcut, kapıdan beslerken ev nüfusuna kaydettiren de...
Kemirgen, kuş, balık derken evi hayvanat bahçesine çeviren de...
✱✱✱
Çocukluğundan beri dönem dönem atlara, bazı büyükbaşlara, türlü kümes hayvanlarına ev sahipliği yapmış ortağım da şu an iri bir köpek annesi...
İri dediysem attan hallice bir köpek; o kadar yani...
Müstakil evini korusun, bir yandan da yarenlik etsin diye; geçenlerde kısırlaştırmaya zorlanan türlerden biri ile gül gibi geçinip gidiyor.
Dogo Argentino....
Genelde vahşi oldukları söylense de bizimkinin içinde adeta bir panda yaşıyor.
Yani Pablo’nun insanlarla ilişkisi beklenenin üzerinde sıcak...
Sadece biraz büyük olduğundan doyurması zor; kuru mama ile kandırılacak türde değil.
Nitekim ortağım da kuru mamayı da ev yemeğini de sofrasından eksik etmez.
Pablo’nun ihtiyaçları doğrultusunda mahalledeki kasap ve fırınla iyi ilişkiler de geliştirdi.
Kasaba gidiyorsa, mutlaka O’nun dişinin kovuğuna göre et ve kemik de alır.
Boş yemek olmaz...
“Ekmanan ye!” der, ekmekle et suyu ve yemek de verir.
Bir-iki somunla günü kurtarmak mümkün olmadığından bir gün öncenin bayat ekmeklerinden biraz fazla alır.
Bazen özellikle bu ekmekleri kurutarak verir ki kemirerek yesin.
✱✱✱
Peşrevi bitirip asıl konuya geleyim...
Geçen sabah kahvaltı için uğradığımda ortağımın suratı epey asıktı.
“Ne oldu?” diye sorduğumda “Fırında bayat ekmek yok.” dedi.
Pablo için olduğunu bildiğimden “Dert ettiğin şeye bak, kuru mama alırız kahvaltıdan sonra.” deyiverdim, evde mama kalmadığını düşünerek.
“Öyle değil; fırında bayat ekmek yok!” dedi üstüne basa basa ve devam etti.
“Biliyorsun ekmek 2,50 liraydı bugün 2.75 lira oldu. Normalde fırın civar bakkallara ekmekleri dağıtır, elde kalanlar ertesi sabah kamyon taze ekmek dağıtırken iade edilir, fırına döner.” dedi. Biliyordum bunu; bizim kız da fırından hem eve taze ekmek alır, hem de o geri dönen ekmeklerden Pablo ve kuşlar için alırdı.
“Eeee, yarın alırsın; ne var bunda?” diye sordum.
“Kaç gündür bayat ekmekler geri dönmüyormuş. İnsanlar 2 lira 50 kuruşa az sayıda ekmek almak yerine 1 liralık bayat ekmekten çokça alıyorlarmış.” dedi.
Bir an idrak edemeyip boş bakmış olacağım ki tekrar etti.
“Gelenin cebinde 5 lira varsa; 2,50 liradan 2 taze ekmek almak yerine, 1 liradan 5 bayat ekmek alıyor.”
Birlikte sustuk ama o sessizliğini benden önce bozdu.
“Burası Çankaya!” dedi.
Ben de ekledim; “Çankaya’da villaların arasındaki fırında böyleyse...”
✱✱✱
Zehir zıkkım olan kahvaltımızı bitirdikten sonra toparlanıp çıktık.
Karakterlerimiz farklı olsa da fıtratımız benzer; fırının yolunu tuttuk.
“Askıda ekmek” olmasın da “tezgah altında ekmek” olsun diye düşündük.
Biraz ödeme yaptık; “Bayat ekmek isteyen olursa; tazesinden verirsin.” dedik fırıncıya...
Fırının sahibi, “Tazesini 1 liraya vereyim o zaman, bayat kalırsa da size ayırayım; netice de ekmek parası” dedi...
Haklı; 2 tazeye, 5 bayat EKMEK PARASI...
Ekmek Parası...
Bunlar da ilginizi çekebilir