Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi’nin Mart 2025 verilerine göre, bireysel kredi borcu bulunan kişi sayısı 42 milyon 159 bine ulaştı.
BirGün’den Havva Gümüşkaya’nın haberine göre, sadece kredi kartı borçlarının toplamı 2 trilyon 36 milyar TL’ye ulaştı. Mart 2024’te 37,2 milyon olan kredi kartı kullanıcısı sayısı, bu yıl 39,1 milyona yükseldi.
KMH borçlarının oranı yüzde 3,6’ya çıktı
Kısa vadeli borçlanma yöntemi olan Kredili Mevduat Hesapları’nda (KMH) da dikkat çekici bir artış yaşandı. 2024’te 220 milyar lira olan toplam KMH bakiyesi, 2025 itibarıyla 518 milyar liraya ulaştı. Bu hesapları kullanan kişi sayısı 30,5 milyona yükselirken, kişi başına düşen borç miktarı ortalama 16 bin 975 TL oldu. Tasfiye edilmesi gereken KMH borçlarının oranı ise yüzde 3,6’ya çıktı.
İhtiyaç kredilerinin oranı yüzde 5’e dayandı
Sıkı para politikalarının etkisiyle ihtiyaç kredilerine erişim zorlaştı. Bir yıl içinde ihtiyaç kredisi kullanan kişi sayısı 13,4 milyondan 11,1 milyona gerilese de, kişi başına düşen ortalama borç 66 bin 318 TL’den 97 bin 575 TL’ye yükseldi. Tasfiye sürecine giren ihtiyaç kredilerinin oranı da yüzde 5’e dayandı.
Halkın ekonomiye güveni azalıyor
İstanbul Ekonomi Araştırma’nın hazırladığı Türkiye Raporu’na göre, halkın büyük çoğunluğu ekonomik gidişattan memnun değil. Mayıs ayı anketine katılanların yüzde 71’i mevcut ekonomik durumu “kötü/çok kötü” olarak nitelendirirken, geleceğe dair karamsarlık oranı yüzde 53 olarak kaydedildi. Katılımcıların yalnızca yüzde 21’i ekonomik iyileşme beklerken, yüzde 26’sı herhangi bir değişim olmayacağı görüşünde.
"Gelirim giderimi karşılamadı” diyenlerin oranı 66’yı buldu
Gelir-gider dengesi açısından en çok zorluk çeken grupların başında işsizler geliyor. “Gelirim giderimi karşılamadı” diyenlerin oranı işsizlerde yüzde 66’yı bulurken, bu oran yevmiyeli çalışanlarda yüzde 64 olarak belirlendi. Öte yandan emekliler, çalışmayan ancak iş aramayan bireyler ve devlet memurlarının yaklaşık üçte biri ise “Geçtiğimiz ay gelirim giderimi ucu ucuna karşıladı” yanıtını verdi.
Ekonomik veriler, bireysel borçluluğun her geçen gün arttığını ve halkın alım gücünün giderek zayıfladığını gösteriyor. Artan borç yükü ve azalan gelir dengesi, ekonomik geleceğe dair endişeleri daha da derinleştiriyor.