ABD Yüksek Mahkemesi cuma günü münferit yargıçların ülke çapında ihtiyati tedbir kararı verme yetkisi olmadığına hükmetti, ancak karar Başkan Donald Trump'ın doğuştan vatandaşlığa getirdiği kısıtlamaların akıbetini belirsiz bıraktı.
Sonuç, gündeminin önüne engeller çıkaran yargıçlardan şikayet eden Cumhuriyetçi başkan için bir zafer oldu.
Yargıçlar, Trump yönetiminin ve ondan önceki Başkan Joe Biden'ın Demokrat yönetiminin, yargıçların sadece mahkeme önündeki taraflar yerine herkes için geçerli olan emirler çıkararak aşırıya kaçtığı konusunda hemfikir oldular.
Karardan kısa bir süre sonra Trump gazetecilere, doğuştan vatandaşlık kısıtlamaları da dahil olmak üzere hakimler tarafından engellenen politikaları ilerletmek için "derhal dava açacağını" söyledi.
Kararı, "büyük, şaşırtıcı bir karar" ve "anayasa, güçler ayrılığı ve hukukun üstünlüğü için anıtsal bir zafer" olarak nitelendirdi.
Karara rağmen, muhafazakar çoğunluğa sahip Yüksek Mahkeme, doğuştan vatandaşlık sınırlamalarının ülke çapında engellenmeye devam edebileceği ihtimalini açık bıraktı.
Trump'ın emri, ülkede yasa dışı olarak bulunan kişilerin ABD'de doğan çocuklarına vatandaşlık verilmemesini öngörüyor.
Davalar şimdi alt mahkemelere geri dönüyor ve yargıçlar kararlarını yüksek mahkemenin kararına uyacak şekilde nasıl düzenleyeceklerine karar vermek zorunda kalacaklar.
ABD'de doğuştan vatandaşlığın sonu mu?
Doğuştan vatandaşlık hakkı, Amerika Birleşik Devletleri'nde doğan herkesi, ülkede yasa dışı olarak bulunan annelerden doğan çocuklar da dahil olmak üzere, otomatik olarak Amerikan vatandaşı yapıyor.
Bu hak, İç Savaş'tan kısa bir süre sonra Anayasa'nın 14. Değişikliği ile güvence altına alındı.
ABD, doğuştan vatandaşlık hakkının - jus soli ya da "toprak hakkı" ilkesinin - uygulandığı yaklaşık 30 ülke arasında yer alıyor. Bu ülkelerin çoğu Amerika kıtasında yer almakta olup Kanada ve Meksika da bu ülkeler arasındadır.
Trump ve destekçileri, göreve geldiği ilk gün imzaladığı kararnamede "paha biçilemez ve derin bir hediye" olarak nitelendirdiği Amerikan vatandaşı olmak için daha sert standartlar getirilmesi gerektiğini savunuyor.
Trump yönetimi, vatandaş olmayanların çocuklarının, değişiklikte kullanılan bir ifade olan Amerika Birleşik Devletleri'nin "yargı yetkisine tabi" olmadıklarını ve bu nedenle vatandaşlık hakkına sahip olmadıklarını ileri sürdü.