Cumhurbaşkanı Erdoğan, Etik Eğitimi İşbirliği Programı'nda konuştu. Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun kaçış planı iddialarına ilişkin, "Bir Cumhurbaşkanının ailesini hedef alarak böyle bir süreci işletmek akıl kârı değildir." açıklamasını yaptı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Etik Eğitimi İşbirliği programında konuştu. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun kaçış planı iddialarına yanıt veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bir Cumhurbaşkanının ailesini hedef alarak böyle bir süreci yönetmek akıl karı değildir. Böyle bir rezilliğe, kepazeliğe, ahlaksızlığa izin veremeyiz" dedi. Konuşmasında CHP Lideri Kılıçdaroğlu'nun iddialarını hedef alan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ana muhalefet liderinin bürokratları açıkça tehdit ettiğini gördük. Attığı imza için genel müdürü tehdit etmek ne demek? Baskın yapar gibi kamu kurumlarının kapısına dayanmak ne demek? Hukuk devletinde böyle bir tarz olabilir mi? Asla... " diye konuştu. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, geçtiğimiz günlerde bir video yayınlayarak, Erdoğan ailesinin ABD'de kurulan bir vakfa TÜRGEV ve Ensar aracılığı ile 1 milyar lira kaçırdığını iddia etmişti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklamaları şu şekilde: Etik Kurulumuzun giderek artan çabalarını Cumhurbaşkanı olarak daima destekledim, desteklemeyi sürdürüyorum. Geçtiğimiz yıllarda tarihinin en iddialı yönetim değişikliğini gösteren Türkiye, bu vasfını geleceğe taşıma iradesini de göstermiştir. Kamuda da vurdumduymaz denilen aşınma yaşanmış olabilir ama bu devletin mayası sağlam olduğu için hepsinin de zamanla üstesinden geldik. Tüm dikkatimizi büyük ve güçlü Türkiye hedefine yönelteceğiz kritik bir sürece girdik. Geçtiğimiz 20 yılda ülkemiz her alanda olduğu gibi kamu hizmetlerinin kalitesinde de çok önemli mesafe kaydetmiştir. Asırlık ihmalleri ve eksikleri bu kadar kısa sürede telafi etmek elbette kolay olmadı. Etik Kurulumuz milletle devlet arasındaki ilişkinin ahlak, saygı çerçevesinde verdiği katkıyla büyük ve güçlü Türkiye vizyonundaki yerini alacaktır. Ülkemiz yönetim sisteminde kamu personeli olmak uzunca süredir belli sınavlara, süreçlere bağlı olarak yürümektedir. Terör örgütlerinin güdümüne girenler de yine hukuk eliyle tasfiye edilmektedir.

"Ana muhalefetin başındaki kişinin kullandığı yöntem kesinlikle demokratik hukuk devletine uygun bir yöntem değildir."

Son dönemde giderek sıklaşan biçimde ana muhalefet partisinin başındaki zatın kamu görevlilerine hakaret ettiğini, bürokratlarını hedef aldığını hatta açıkça tehdit ettiğini görmeye başladık. Elbette herkes kamu görevlileri de yaptıkları işlerden eleştirilebilir. Yapılan iş ve işlemleri eleştirdik. Hukuk yoluna da başvurduk ama şeriatın kestiği parmak acımaz diyerek ortaya çıkan iş ve işleme de riayet ettik. Çünkü demokratik hukuk devletinde olması gereken budur. Eleştirerek demokratik hakkımızı kullandık, iş ve işleme uyarak da hukuka saygımızı gösterdik. Ana muhalefetin başındaki kişinin kullandığı yöntem kesinlikle demokratik hukuk devletine uygun bir yöntem değildir. Bu kişi kendisine oy vermedi diye kimi zaman işçiye, kimi zaman çiftçiye, kimi zaman esnafa hakaret ettiğini gibi kimi zaman da kamu görevlilerini alenen hedef göstermektedir. Attığı imza için genel müdürü tehdit etmek ne demek? Baskın yapar gibi kamu kurumlarının kapısına dayanmak ne demek? Hukuk devletinde böyle bir tarz olabilir mi? Asla...

"Böyle bir rezalete, ahlaksızlığa, kepazeliğe asla izin veremeyiz"

Buradan açıkça ilan ediyorum. Kamu görevlilerimize demokratik hukuk devleti sınırları dışında söz söyleyen herkes bu devletin de, milletin de düşmanıdır. Bu çirkefliğin amacı devleti işleyemez hale getirmek, dolayısıyla milleti hak ettiği hizmetlerden mahrum etmektir. Böyle bir rezalete, ahlaksızlığa, kepazeliğe asla izin veremeyiz. Kaldı ki bir cumhurbaşkanının ailesini hedef alarak böyle bir süreci işletmek akıl karı değildir. Kamu görevlilerin tek bakacakları yer anayasa ve yasalardır. Hariçten gazel okuyanların naraları ile bu devlet iş yapmaz. Tüm kamu görevlileri müsterih olsunlar Türkiye'nin böylesi arkası karanlık operasyonlarla kaybedecek tek bir anı yoktur.
Editör: Ömür Ünver