Tarihe bir leke daha bırakmamıza ramak kaldı. Hatırlar mısınız; yeni yıl mesajımda doğadan bahsetmiştim. Şöyle demiştim: ✱✱✱ Mesela, bir üçgen hayal edelim. Bir köşesine hayvanları, diğerine bitkileri ve öbürüne insanları koyalım. Bu üçgende hayvanlar olmasa, bitkiler ve insanlar hayatta kalamaz. Bitkiler olmasa hayvanlar ve insanlar hayatta kalamaz. Peki insanlar olmasa..? Flora ve fauna daha korunaklı ve uzun ömürlü olur. Yerküre de kendini hızla yeniler. Yani üçgende daima ve en çok alan insanoğlu... Üstelik en zeki canlı olmasına rağmen... Aldığı kadar vermeyen tek canlı! ✱✱✱ Hiç bir canlı dünyaya canavar olarak gelmez. İster bilimle ister ilimle tartışalım; canlılar içinde en masum canlı, yavrulardır. İnsan, insan olmayı; önce anne babasından, akrabalarından öğrenir. Büyüdüğü toplumun kültürü, eğitimi, görgüsü onun da belleği olur. Masum bir bebek olan insan, doğru koşullarda başarılı ve kendini tamamlamış bir birey olabilir. Yine aynı masum bebek, yanlış yetiştirme, sahipsizlik ya da fazla şımartma ile caniye dönüşebilir. Üstelik bunun ekonomik özgürlükle de alakası yoktur. Çocuğun mayası, tuzuyla; yani hamurunu yoğuranlarla ilgilidir. Münevver Karabulut’un talihsiz ölümü, ekonomik olanakların kişiyi cani olmaktan alıkoymayacağının somut örneklerinden biridir. Çoğu tacizci, tecavüzcü anneleri tarafından çok sevilir ama sevmek de tek öğreti değildir. ✱✱✱ Yine aynı biçimde hayvanlar da hayata saldırgan veya tehlikeli olarak başlamazlar. İnsanlar gibi, yanlış koşul veya ellerde değişir, dönüşürler. “Hayvan seviyorum” demek sorumluluğu hafifletmez. Çünkü “Seviyorum!” demeniz evcil hayvanınızı dinlediğiniz anlamına gelmez. Dinlemeniz anladınız anlamına gelmez. Anlamanız farkettiklerinizi uygulayacağınız anlamına gelmez. Uygulamanız, sürdüreceğiniz anlamına gelmez. Yani bazı şeyler, bazı anlama gelmez... ✱✱✱ Çoğu cins ev hayvanının sütten erken kesilerek ücretli ya da ücretsiz sahiplendirildiğini biliyoruz. Evcil hayvanlarımızın sıcak kanlı, yani anneye muhtaç olduklarını da bilerek bunu yapıyoruz. Tek başına sahiplenildikleri için sosyalleşemediklerini biliyoruz. Evde yalnız bırakılmalarının strese yol açtığını biliyoruz. Kötü ve düzensiz beslenmenin hayvanlar için de zararlı olduğunu biliyoruz. Bazı hayvan eğitim modellerinin, hırçınlığa sebep olduğunu biliyoruz. Hayvanları döverek cezanlandırmanın faydasız ve tehlikeli olduğunu biliyoruz. Peki bunları kedilerimizin, köpeklerimizin anneleri, babaları mı yapıyor? Hayır... Bilakis evcil dostlarımızın karakterini de biz bozuyoruz. Onların doğasına uygun değil, insan olduklarını zannederek muamele ediyoruz. Köpek ebeveyniyseniz, siz de köpek olacaksınız. Kedi sahiplendiyseniz, kedi olup onu anlayacaksınız. Maymun sahiplendiyseniz, maymunluk edeceksiniz. Ve evet; bunu siz yapacaksınız. ✱✱✱ Öte yandan aklımın daima bir köşesinde olan fikrimi de şurada paylaşmak isterim. Dilerim ki devlet okusun, siyasi partiler, belediyeler okusun. Elektrik, su, doğalgaz ve benzeri faturalarımıza herşeyin ek vergisi yansıtılıyor. Sadece 1 Lira ile 80 milyon toplanır, 2 Lira ile 160... Üç faturaya eklenecek birer lirayla bir ayda 240 milyon toplanır. Yılda 2.880 milyar eder ki; bununla barınak da yaptırılır, sokak hayvanlarına mama, su da dağıtılır. Ağaç dikilir.
Ya da hani bazı dev holdinglerin vergi borçları siliniyor ya, silinen borç kadar ağaç dikme zorunluluğu koyulabilir. Sildirilen vergilere karşılık hayvanları koruma zorunluluğu getirilebilir. Yardıma ihtiyacı olan korumasız kadınlara iş imkanı verme, lojman yapma zorunluluğu getirilebilir. Vergilerden muaf olabilecek pozisyondakilere sosyal sorumluluk ön koşulu konulabilir. ✱✱✱ Üzgünüm ama bence “tehlikeli olan pitbull” demek hatalı oluyor... Çünkü asıl tehlikeli olan tür insandır. Hayvanları da kategorize etmeye başlayan ve fişleyen yaklaşımlardır. Akılcı olalım... Kendi suçlarımızın bedelini diğer canlılara ödetmeyelim. Yeryüzünün diğer canlıları için insanları eğitmeye yönelelim. Tehlikeli adlettiklerimizi kendi yarattığımız tehlikeden korumayı öğrenelim.İnsan olmayı deneyelim! #14ocakUzatılsın ki sonra utanıp pişman olmayalım.
Editör: Ömür Ünver