Epey bir süredir, değişik sosyal medya hesaplarından sıklıkla “zamlar hızla yansıtılıyor, ancak indirimler aynı hızda yansıtılmıyor neden” şeklinde sorulara muhatap oluyoruz. Ülkeler bütçe kontrolünü kaybettiği zaman, yani bütçe dengesi ve denkliği bozulduğu zaman hızlıca tüketim ürünlerine zam yapmaya başvurur. Böylece iğneden ipliğe yapılan zamlarla bütçede ortaya çıkan açığın giderilmesi amaçlanır. Bu nedenle, zam başlamışsa, bilin ki bütçe bozulmuştur. Zam, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın da bütçeyi toparlaması için fırsat oluşturur. Ürünlere yapılan zamlar sayesinde başta KDV tahsilat miktarı artar. O da bütçeye önemli bir kaynaktır. Maliye neden KDV tahsilatını önemser? Çünkü her zam KDV gibi üretimden nihai tüketiciye kadar her safha da yapılan tahsilat sayesinde bütçe önemli oranda fonlanmış olur. Mesela TÜİK verilerine göre 2021 yılının tamamında en çok zam yapılan ürünlere bir bakalım! 2021 yılında en temel gıda ürünlerinin fiyatları yüzde 50 ile yüzde 115 arasında arttı. Zirvede yüzde 115 ile patates ve yüzde 114 ile margarin yer aldı. Patlıcan fiyatı ise son 1 senede yüzde 97 zamlandı. Tavuk eti ve buğday unu fiyatındaki artış yüzde 86 oldu. Kahve de yüzde 84 zamlandı. Diğer bazı ürünlerdeki yüzdelik artış oranına bakıldığında ise ayçicek yağı 76, yoğurt 74, süt 72, nohut 66, makarna 60, dana eti 56, ekmek 54, yumurta 47 arttı. Yine son 1 yılda en çok zamlanan ürün ve hizmetlerin başında enerji, taşıt ve beyaz eşya geldi. Kömür ücreti yüzde 137 arttı. Benzinli otomobil ve televizyon fiyatları yüzde 130 zamlandı. Araba tüpü (LPG) dolum ücreti yüzde 120 artarken uçak bilet ücretleri de yüzde 103 artış gösterdi. Son 1 yılda bulaşık makinesi yüzde 98, dizel otomobil yüzde 92, tüp gaz ücreti yüzde 84, altın yüzde 73, buzdolabı yüzde 71, tuvalet kağıdı yüzde 65, motorin yüzde 59, benzin yüzde 50 ve yurt ücreti yüzde 49 arttı. Tüm bu artışlar sayesinde tahsil edilen KDV önemli bir kaynaktır. Bozulan bütçeyi fonlamada kullanılan bir başka kalem de kurumlar vergisidir. Hazine ve Maliye Bakanlığı ürünlere yapılan zamlar sonrası işletmelerin karından, yüksek miktarda kurumlar vergisi tahsil etmeyi hedefler. Hatta daha ileri gider, kurumlar vergisi oranını da artırır. Nitekim 1990’larda yüzde 33’ler seviyesinde olan kurumlar vergisi, daha sonra işletmelerin rahat hareket etmesi ve elde ettikleri kazançlarını işletmenin yatırımlarında kullanmalarını sağlamak için yüzde 20’lere düşürülmüştü. Ama ekonomik sıkıntı baş göstermeye başlayınca kurumlar vergisi oranı 2018-2019 ve 2020’de yüzde 22’ye çıkarıldı. 2021 yılı için kurumlar vergisi yüzde 25 olarak artırıldı. Oran 2022 yılında işletmeler için yüzde 23 oldu. Finansal kurumlar için yüzde 25 olması kararlaştırıldı. Yeni bir yasal düzenleme yapılmazsa, bu oran 2023'ten itibaren tekrar yüzde 20 seviyesine inecek. Böylece zamlar nedeniyle işletmelerin artan karından daha fazla payın bütçeye çekilmesi amaçlanır. Öte yandan bozulan bütçe dengesini fonlamak için başlatılan zam rüzgarının esintisini de kolay kolay sonlandırılmaz. Gerçekten de hükümet belli ürün gruplarında KDV indirimi getirmesine rağmen, bu indirim bir kaç gün fiyatlara yansıtılmış gibi oldu ardından gelen günlerde yeniden zamlı haline çekildi. Bu kesilmesi istenmeyen zam rüzgarının mesela dönem dönem yurtdışı fiyatları düşse de akaryakıt ürünlerine indirim olarak yansıtılmadığı da hep iddia edilir. Akaryakıt fiyatları ile ilgili öncelikle şu tespiti yapalım! Yurtdışı piyasalarda akaryakıt ürünlerinde yaşanan fiyat artışlarının etkisi ile yurtiçi akaryakıt fiyatları da yükselir. Bu gerçeği unutmamak lazım. Ancak oradaki fiyatlarda belli dönemlerde bir gerileme de olur. İşte bu gerilemenin zamlar kadar hızlı bir şekilde fiyatlara düşürücü yönde yansıtılmadığı şüphesi okuyucularda var. Hatta bir okurumuz şöyle bir hesaplama yapmış: “19 Kasım 2021 tarihinde motorin yurtiçi fiyatı 8.30 lira idi. 25 Mart 2022 tarihinde 23.69 liralara çıktı. Sadece 4 ayda artış yüzde 185 oldu. Aylık ortalama artış yüzde 46. (Yani bu okurumuza göre yukarıda 2021 yılının tamamında gıda fiyatları ile beyaz eşya ürünlerinde olan artışlardan kat be kat oranında bir artış 4 ayda akaryakıtta gerçekleşti.) Akaryakıttaki artışlar hemen her gün art arda oldu. Ama petrol fiyatları örneğin Rusya-Ukrayna savaşının durdurulmasına ilişkin görüşmelerinin olduğu dönemlerde gerilediği halde indirimler aynı hızda fiyatlara hiç yansıtılmadı. Ya da baskılanıp birkaç gün aradan sonra 60-100 kuruş gibi komik seviyelerde yapıldı. Burada küçük bir hesaplama yapıldığında daha iyi anlaşılıyor. Litresi 23 liralara çıkmış bir akaryakıt ürününden elde edilen yüzde 18 KDV oranı ile 4.14 kuruş litrede bütçeye girmiş oluyor. İndirimlerin yansıtılsaydı ve motorinin litresi 10 liraya düşseydi tahsil edilecek KDV tutarı 1,80 kuruş olacaktı. Gördüğünüz gibi ne kadar zam yaparsanız, o kadar bütçenin fonlanmasını sağlayan bir sistemi beslemiş oluyorsunuz.” Akaryakıt sektör temsilcilerine bu soruyu yönelttik. "Gerçekten yurtdışı piyasalardaki fiyat düşüşleri yurtiçi akaryakıt fiyatlarına geç mi yansıtılıyor" diye. Aynen şu cevap verildi: "Çok alakasız bir şüphe. İndirimler de zamlar da tam vaktinde yapılıyor. Bütün bunlar bir hesap olayıdır."

Editör: Ömür Ünver