TELE1’de katıldığı programda kullandığı sözler gerekçe gösterilerek 'Cumhurbaşkanına hakaret' iddiasıyla hakkında soruşturma başlatılan ve gece saat 02.00’de evinden gözaltına alınan gazeteci Sedef Kabaş, emniyetteki işlemlerin tamamlanmasının ardından adliyeye sevk edildi. Kabaş, çıkarıldığı hakimlikçe tutuklandı. Tutuklama kararında, kanunda öngörülen cezanın alt ve üst sınırı düşünüldüğünde kaçma ve saklanma ihtimalinin yüksel olduğu, bu nedenle tutuklamanın ölçülü görüldüğü değerlendirmesini yapıldı.

TELE1’de Uğur Dündar’ın sunduğu ‘Demokrasi Arenası’ programında kullandığı sözler gerekçe gösterilerek hakkında "Cumhurbaşkanına hakaret" iddiasıyla soruşturma başlatılan gazeteci Sedef Kabaş, gece saat 02.00’de evinden gözaltına alındı. Polis nezaretinde evinden alınan Kabaş, İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne götürüldü. Sedef emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi. Kabaş, ifadesi alındıktan sonra tutuklama talebiyle nöbetçi hakimliğe sevk edilirken, çıkarıldığı hakimlikçe tutuklandı. Gazeteci Sedef Kabaş, AK Partisi Sözcüsü Ömer Çelik, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum ile Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın tarafından eleştirilmişti. Kabaş hakkında "Cumhurbaşkanı'na hakaret"ten soruşturma açılmıştı. Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Ebubekir Şahin de gazeteci Sedef Kabaş'ın Erdoğan'a yönelik sözlerine ilişkin inceleme başlatıldığını açıklamıştı. Adalet Bakanı Abdulhamit Gül de, Kabaş'ı eleştiren bir paylaşım yaparak, "Bu hadsiz ve hukuksuz ifadeler, milletin vicdanında ve adalet önünde hak ettiği karşılığı bulacak" demişti.

"Kaçma ve saklanma ihtimalinin yüksel olduğu..."

Tutuklama kararını veren İstanbul 16. Sulh Ceza Mahkemesi’nde, savcılıktaki sorgusunu tekrarlayan Kabaş, “Sözün orijinali bir atasözüdür. Hatta sözün orijinalini de değiştirerek sarf ettim. Bundan da anlaşılacağı üzere hakaret kastım yoktur. Kast etmek istediğim toplumu kucaklayan birleştirici bir üslup olması gerektiğidir” dedi. Kabaş’ın avukatı da AİHM kararlarından örnekler vererek, Cumhurbaşkanı’na hakaret suçundan tutuklama kararı verilemeyeceğini belirtti. Buna karşılık, hakimlik, tutuklama kararı verdi. Kararda, video kaydının izlenmesi sonunda “hakaret” kastının bulunduğu sonucuna varıldığı, eylemin televizyon programında gerçekleştirilmesi nedeniyle suçun nitelikli halinin söz konusu olduğu, suç işlendiği konusunda kuvvetli suç şüphesinin bulunduğu, kanunda öngörülen cezanın alt ve üst sınırı düşünüldüğünde kaçma ve saklanma ihtimalinin yüksel olduğu, bu nedenle tutuklamanın ölçülü görüldüğü değerlendirmesini yaptı.
Editör: Ömür Ünver