Ankara Barosu Başkanı Erinç Sağkan’ın Türkiye Barolar Birliği Başkanlığı’na seçilmesinin ardından yönetim kurulu kararıyla başkanlık koltuğuna oturan Kemal Koranel, yaklaşık üç aydır yürüttüğü görevinden istifa etti. Koranel, “Yapılmak istenen Ankara Barosu başkanını itibarsızlaştırarak yıllardır verilen mücadelenin önünün kesilmesidir. Baronun üzerinden elini çekmemekte ısrarlı olan kirli siyasete dahil olmayacağımı, Başkent barosu üzerinde hamilik yapmaya çalışan zihniyetlerle bağımsız bir şekilde mücadele etmek amacıyla Ankara Barosu Başkanlığı ve Yönetim Kurulu Üyeliği'nden istifa ediyorum" dedi.

Seçim sürecine giren Ankara Barosu'nda ilginç bir gelişme yaşandı. Başkan Kemal Koranel, kendisini destekleyen üç kurul başkanının baro yönetim kurulunca görevden alınması ve son olarak kendisinin haberi olmadan avukatlara gönderilen ve çok tepki çeken ‘baro aidatı ödeme’ tebligatı üzerine istifa ettiğini açıkladı. Ankara Barosu’nun üyelerden ‘baro aidatı’ istemesi tepkilere neden oldu. Ankara Barosu Yönetim Kurulu kararıyla avukatlara gönderilen tebliğde, 15 gün içerisinde aidat borçlarının ödenmemesi durumunda baro levhasından kaydın silineceği bildirildi. Sosyal medya üzerinden baroya tepki gösterildi. Koranel, düzenlediği basın toplantısıyla istifasını duyurdu. Göreve başladığı günden bu yana hakkında algı operasyonu yapıldığını savunan Koranel, “Yapılmak istenen Ankara Barosu başkanının itibarsızlaştırmak istenmesidir. Son olarak benim olmadığım bir yönetim kurulu kararıyla 10 bin 476 meslektaşımıza baro aidatlarının ödenmesi için tebligat gönderilmiş. Bu sadece bana değil, on binlerce meslektaşımıza yönelik bir itibar suikastıdır. Bağımsız mücadele etmek amacıyla baro başkanlığından ve yönetim kurulu üyeliğimden istifa ediyorum” dedi. Kemal Koranel’e göre tüm bu yaşananlar kendisine yönelik uygulanan itibar suikastının bir parçası. Göreve geldiği günden bu yana sistemli bir şekilde çalışmalarına engel olma planlarının devreye sokulduğunu ifade eden Koranel, bu aşamada yaşananları şu şekilde anlattı: “Başkanlık görevini üstlendikten sonra vesayeti gelenek haline getiren zihniyetin taleplerini yerine getirmemem üzerine aleyhime algı operasyonu başlatılmıştır. Bu doğrultuda Ankara Barosu İnsan Hakları Merkezince hazırlanan Ankara Emniyet Müdürlüğü’nde işkence ve kötü muamele yapıldığına dair rapor, yönetim kurulunda görüşüldü. Raporun İnsan Hakları Merkezi Yönergesindeki hükümlere aykırı hususlar içermesine rağmen, yayınlanması konusundaki şahsi düşüncemi yönetim kurulunda yer alan arkadaşlarımla paylaştım. Ancak suç ihbarında bulunulması ve akabinde suç ihbarı dilekçesi ile ekinde raporun Web sitemizde yayınlanması, görüşüme rağmen çoğunluğun oyu ile raporun yayınlanmaması için aksi yönde karar alınmıştır. Gelinen süreçte bu karara muhalefet şerhinde bulunmadığım için hata yaptığımı anlamış bulunmaktayım.” Koranel, kendisine destek verdikleri gerekçe gösterilerek kurul başkanlarının görevden alınmasını da ‘teamüllerine aykırı’ ve ‘avukatların iradesine ipotek’ olarak değerlendirdi. Yönetim kurulunun, kendisinin karşı oyuna rağmen kurul başkanlarını görevden aldığını belirten Koranel, “Baromuzda görev yapan bazı meslektaşlarımız için görevden alınma yönündeki siyasi saik ile verilen bu karar; başta Anayasa, Avukatlık Kanunu, Avukatlık Meslek Kuralları ve hiçbir görüş ayırt etmeksizin üyesi olduğumuz 98 yıllık Ankara Barosu geleneklerine açıkça aykırıdır. Ancak bazı yönetim kurulu üyeleri, bazı disiplin kurulu üyeleri ve denetleme kurulu üyeleri, bazı merkez ve kurul başkanları yine destekledikleri aday ile seçim kampanyası yürütme özgürlüğüne sahipken, beni desteklediklerini düşündükleri meslektaşlarımızı görevden almak tüm demokratik teamüllere aykırıdır” diye konuştu. Son olarak avukatlara ‘baro aidatı’ tebligatı gönderilmesi kararının kendisinden habersiz alındığını söyleyen Koranel, şu ifadelere yer verdi: “Covid-19 sebebi ile karantinada olduğum süreçte gıyabımda ve dahlim olmadan alınan kararla 10 bin 476 meslektaşımıza gecikmiş baro kesenekleri ile ilgili yazı gönderilmiştir. Anılan yazı Avukatlık Kanunu'na uygun olmakla birlikte pandemi koşullarının ve ağır ekonomik zorlukların devam ettiği bu süreçte salt seçim çalışmasına yönelik bir itibar suikastıdır. Ne acıdır ki özellikle 0-5 yaş arasındaki 5 bin 912 meslektaşımıza da aynı yazının gönderilmesinden çekinilmemiştir. İçine çekilmeye çalışıldığım algı operasyonu artık şahsıma yönelik olmaktan çıkmış, sayısı on binleri aşan meslektaşımı etkiler duruma gelmiştir.” “Yapılmak istenen Ankara Barosu başkanını itibarsızlaştırarak yıllardır verilen mücadelenin önünün kesilmesidir. Baronun üzerinden elini çekmemekte ısrarlı olan kirli siyasete dahil olmayacağımı, Başkent barosu üzerinde hamilik yapmaya çalışan zihniyetlerle bağımsız bir şekilde mücadele etmek amacıyla Ankara Barosu Başkanlığı ve Yönetim Kurulu Üyeliği'nden istifa ediyorum.”
Editör: Ömür Ünver