Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Geçmiş Dönem Belediye Başkanları İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nda konuştu. Erdoğan, "Kayıplarımızı inşallah ilk fırsatta telafi etmekte kararlıyız. Milletimiz de bu hakikatleri görüyor ve değerlendiriyor. Nitekim geçtiğimiz hafta yapılan Çankırı, Dodurga seçimleri Anadolu irfanının bir göstergesi olarak tarihimizde yerini almıştır. Buradan Dodurgalı kardeşlerime teveccühleri için bir kez daha teşekkür ediyorum" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmalarından öne çıkan başlıklar şöyle: Sizler AK Parti'nin bugünkü temsilcisi olduğu kadim medeniyet davamıza gönüller kazanarak katkı vermiş bir kadrosunuz. Belediye başkanlığınız döneminde gerçekleştirdiğiniz eser ve hizmetlerle adlarınızı tarihe yazdırmış bir kadrosunuz. Sizler eserlerinizde hem bu dünyada kamil insan sıfatına kavuşmuş, hem de öteki dünyada inşallah rıza-ı ilahiye müyesser olmuş insanlarsınız. İnşallah bu birlikteliğimizi son nefesimize kadar sürdüreceğiz. Ebedi alemde hep birlikte peygamber efendimizin aleyhüsselatı vesselamın sancağı altında biraraya geleceğimizi umut ediyorum. Şu anda karşımdaki muhteşem tablo bir anda oluşmadı. Buradaki kardeşlerimle kimiyle kırk yıllık, kimiyle çeyrek asrı geçen mücadele geçmişimiz var. Nice siyasi başarının, seçim zaferinin sevincini hep birlikte yaşadık. Ülkemize kazandırdığımız nice yatırımın mutluluğunu birlikte yaşadık. Nice badireleri birlikte aştık. Kurulan tuzakları birlikte bozduk. Dünyada pek az lidere, pek az yöneticiye böylesine köklü, geniş, kaliteli, vefalı bir kadro ile birlikte yol yürümek nasip olmuştur. AK Parti inançlı ve azimli bir kadronun Türkiye yönetimine talip olmasıyla ortaya çıkmıştır. Önce şehirlerimizi değiştirdik, geliştirdik. Ardından 81 vilayeti ve 85 milyonu aşan vatandaşımıza tarihi dönüşümü yaşattık. Geçmişte rahmetli Menderes ve Özal'ın başlattığı reformları çok daha fazlasıyla hayata geçirmek bize nasip oldu. AK Parti'yi kuran da, onu 15 ay içinde iktidara getiren de, istikamet gösteren de milletimizin bizatihi ta kendisidir. Yerel kalkınma başlıyor sloganıyla girdiğimiz 2004 seçimlerinde 12 büyükşehir, toplam 1750 belediye başkanlığını kazanmıştır. Daha sonraki yıllarda da bu başarılarımızı önemli ölçüde sürdürmüşüzdür. En son mahalli idare seçimlerinde büyükşehirlerin yüzde 52, diğer illerin yüzde 55'ini kazanarak mahalli idarelerdeki gücümüzü bir kez daha gösterdik. İstanbul ve Ankara gibi ülkemizin en büyük iki şehrinin başkanlık nezdinde kaybedilmiş olmasından üzüntü duyduk. Sadece başkanlık nezdinde diyorum. Çünkü meclislerini Ankara'nın da, İstanbul'un da biz kazandık. Belediye dediğimizde olay sadece başkan değildir, meclistir. Meclisi bir kenara koyamazsınız. Bu şehirlerdeki seçimleri oy oranlarımız gerilediği için değil, rakiplerimizin tamamının karşımızda birleşildiği için kaybedildiği bir gerçektir. Kayıplarımızı inşallah ilk fırsatta telafi etmekte kararlıyız. Milletimiz de bu hakikatleri görüyor ve değerlendiriyor. Nitekim geçtiğimiz hafta yapılan Çankırı, Dodurga seçimleri Anadolu irfanının bir göstergesi olarak tarihimizde yerini almıştır. Buradan Dodurgalı kardeşlerime teveccühleri için bir kez daha teşekkür ediyorum. Ortada fikir verecek bir tablo bulunduğu açıktır. Bu seçimde farklı sonuç çıksa ortalığı birbirine katacak olanların AK Parti ve Cumhur İttifakı kazandığında nasıl sus pus olduklarını başlarını kuma gömdüğünü herhalde sizler de görüyorsunuz. Ülkenin kazanımlarından üzüntü duyan, ülke ve milletin yaşadığı her sıkıntıyı sevinçle karşılayan bir güruh peyda oldu. Türkiye işgale uğrasa düşmanı çiçekle karşılayacak bu güruhu bir asır öncesi kibarca manda taraftarlığı olarak ifade edilen emperyalist uşaklığı olarak tanıyoruz. Türkiye 2023 Haziran'ında yapılacak yakın tarihinin en önemli seçimlerinden birine hazırlanıyor. Vesayet güçleri, terör örgütleri, darbeciler, siyasi ve ekonomik tetikçilerle adeta boğuşarak geldiğimiz yer sadece bizim değil ülkenin ve milletin geleceğini belirleyecek derecede mühimdir. Siyasi hayatımızın her günü milli iradenin tesisi için canhıraş bir tecrübeyle geçti. Bugün Türkiye'nin demokratik standartları da eser ve altyapısıyla gelişmiş ülkelerle boy ölçüşecek seviyededir. Geçmişte bu ülkenin ayağa kalkmasını, darbe ve vesayet araçlarıyla yürütülen siyasi istikrarsızlık, ekonomik geri kalmışlıkla engelleyen kozlarını sabırlı mücadeleyle birer birer ellerinden aldık. Kendi vizyonunu belirleyen, adımlarını kararlıkla atan bir Türkiye var. Küresel finans krizi, küresel sağlık krizi, Rusya-Ukrayna savaşı gibi zorlu sınamalar Türkiye'nin sahip olduğu gücü daha değerli ve anlamlı hale getirmiştir. Ülkemiz dünyanın en gelişmiş 10 devleti arasındaki seçkin yerini almaya her zamankinden daha yakındır. Elbette sıkıntılarımız, sancılarımız, ödediğimiz bedeller mevcuttur. Son dönemde ortaya çıkan hayat pahalılığını biliyoruz. Ülkemizin imkanlarını, finansal illizyonlarda değil, istihdamda artırmak için kullanma tercihinde bulunduk. Asgari ücretler, sabit gelirlilerin gelir seviyesine arttırarak yaşadığımız sıkıntıları hafifletmeye çalışıyoruz. Belediye başkanlarının maaşlarında iyileştirmenin de hayırlı olmasını diliyorum. Dünyanın resesyonun eşiğinde bulunması ülkemizi yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yönüyle büyütme esasına dayanan programımızın ne kadar isabetli olduğunu gösteriyor. İnsanlarımızın alım güçleri belki yüksek enflasyon sebebiyle bir miktar düştük. Kimseyi işsiz, aç, açıkta bırakmadık. İnşallah önümüzdeki Şubat-Mart aylarıyla birlikte enflasyonu da kontrol altına almış olarak yolumuza devam edeceğiz. İnsanların siyasi tercihlerinde ekonomi önemli bir belirleyicidir ama asla tek belirleyici değildir. Milletimize 20 yılda Türkiye'yi nereden nereye getirdiğimizi anlatacağız. Demokratik ve ekonomik kazanımları eskiyle mukayeseli bir şekilde ortaya koyarak hafızaları sürekli canlı tutmalıyız. Bu altyapı ile ülkemizi nereye ulaştırmak istediğimizi anlatacağız. Dünyanın yeniden yapılandığı süreçte Türkiye'yi hak ettiği konuma ancak biz getirdik, biz getirebiliriz. Karşımızdaki güruhun ülkemizin ve insanımızın geleceğine nasıl zarar verebileceğini hep beraber biz anlatacağız. Koalisyon dönemlerinin ülkemize maliyeti ve ödediği acı bedeller ortadadır. NOT zirvesinde kimlerle neyi nasıl konuştuğumuzu herhalde takip ettiniz. Onbinlerce PKK, YPG, FETÖ teröristlerinin sınırlarımız dibinde beklediği dünyanın dört bir yanında saldırmak için sinsice hazırlık yaptığı, birilerinin de FETÖ'cü alçaklarla fotoğraf vermek için adeta sıraya girdiği, ellerini oğuşturduğu çok kritik bir dönemden geçiyoruz. Ana muhalefet, yavru muhalefet şimdi buradan size sesleniyorum: NATO'nun kayıtlarına PKK girmiştir. YPG girmiştir. Hepsinden öte FETÖ bir terör örgütü olarak girmiştir. Bugüne kadar sadece AB kayıtlarında olan PKK artık YPG, PYD ve FETÖ, NATO'nun kayıtlarına girmek suretiyle resmi kayıtlarda yerini almıştır. Biz gerek NATO Genel Sekreteri gerek diğer Cumhurbaşkanı ve Başbakana 'bizim kırmızı çizgimiz bunlar' dedik. Bu kayıtlara YPG, PYD, FETÖ girecek. Girmediği takdirde kusura bakmayın imzayı atmayız dedik. Bunu kabul etmek zorunda kaldılar. Türkiye'de ileri geri, şöyle böyle konuşmanın bir anlamı yok. Kimseyi aldatamazsınız. Artık NATO'nun şu anda hemen kayıtlarını açarsınız ve o kayıtlarda bunları çok açık net görürsünüz. Gizli bir şey artık kalmadı. 3 dakikada NATO zirvesinde ekranda Türkiye'deki teröristlerin İsveç'te, Finlandiya, Hollanda, Almanya, İtalya'da nasıl, yani dünyanın değişik ülkelerinde bunların nasıl cirit attığını ekranda bütün liderlere gösterdik. Artık gizli saklı bir şey yok. 2023 seçimlerini Meclis'te Cumhur İttifakı'nın Cumhurbaşkanlığında bizim kazanmamız şarttır. Evlatlarımızın ve onların çocuklarının geleceği için bu imtihanı da başarıyla vermeye mecburuz. Bunların muhasebesini ve murakebesini çeşitli zeminlerde yaptık, yapıyoruz. 2023 seçimleri anlama, öneme, hassasiyete sahiptir. Kızgınlık, kırgınlık, nefsaniyetle hareket edilebilecek bir seçim değildir. Türkiye dünün Türkiyesi değildir. Siyasi gücümüzle, diplomatik etkinlik, ekonomik büyüklük, eser ve hizmet altyapımızla farklı bir yerdeyiz. Artık kaybedecek çok şeyimiz var. Şimdi 2023'de yanlış tercih durumunda küresel yönetim ve ekonomi sisteminin en üst ligindeki yerimizle bu ligin lokomotif ülkeleri arasına girme fırsatımızı tehlikeye atmış olacağız. Bu gerçekleri kendi arkadaşlarımıza ve milletimizin her bir ferdine anlatarak 2023'de herhangi bir kazaya meydan verilmemesini temin edeceğiz. Muhalefetin yalan, iftira, çarpıtma, hezeyanlarıyla insanları zehirlemeye çalışacağını unutmamalıyız. Oturduğunuz binada, sokakta, mahallede, işyerinde, çarşıda, pazarda, otobüste, trende, dost meclislerinde velhasıl her yerde doğrudan şahsımın temsilcisi olarak davamıza sahip çıkmanızı, kazanmadık gönül bırakmamanızı istiyorum. Rabbim yar ve yardımcımız olsun. Birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi, gayretimizi arttırsın. Hepinize, sevgilerimi, saygılarımı sunuyorum. Kalın sağlıcakla.
Editör: Ömür Ünver