Tarihi Milat’tan önce sekizbinli yıllara dayanan halay, bizim kültürümüzde tören dansıdır. Etimolojik olarak “al”, topluluk ve ateş anlamına gelen “Al-Hal” kökünden türemiştir. Yaşamın enerjisini, dayanışmayı, hareketi ve ritmi içerir. Halaya katılanlar uzay-zaman döngüsünü ve dinamizmini simgeleyen bir daire üzerinde hareket ederler. Bugün düğün, asker uğurlama ve geleneksel kutlamaları taçlandıran halayın yazılmamış kuralları vardır. Geneli ayak figürlerine dayalıdır. En başta bulunan kişi mendil sallar. Ve halay yavaş adımlarla başlar, sonradan hızlanır. ✱✱✱ Hatırlarsınız yılbaşı öncesi dolar 18 liraları görüp aniden düştü. Bu gerilemenin safi kar olduğunu düşünen bir grup da sevincini halayla süsledi. Hazımsızlar da dolardan değil ha, sırf halaya düşman olduklarından somurttular. Yoksa ne var canım döviz bir gecede indiyse... Üfleyince sönüyor. Gördük. İş ki üfürük kuvvetli olsun. ✱✱✱ Bizim hikaye de or’da başlıyor... Bu işler üfürükle değil, matematikle oluyor. İktisatla dalga geçersen, tokadı da erken geliyor. Ne yazık ki dolar o gün 10-11 ritminde omuz silkince; insanlar da sevindi. Yerinde dursa iyiydi ama kuralına uydu, üç ayak edasıyla ilerlemeye devam etti. Lafın vadesi dolmadan da yine 13 lira oluverdi. Çaktırmayın ama gece operasyonuna dahil olup, dolar servetine Türk lirası katanlar da yine zenginleşti. ✱✱✱ Şimdi bakarsan; halaycılar da öyle akşamdan sabaha köşeyi dönecek gibi bir zümre değiller. Belli ki anlık heyecanla, erken sevindiler. Uzay-zaman döngüsünden olsa gerek; biraz da naifler.. Çünkü üfürmelerin ve servetleri bu biçimde katlamanın halka yansıması vahim. “Tatlı tatlı yemenin, acı acı geğirmesi olur.” denir ya hani... Öyle bile değil! Bizde herseyin olduğu gibi atasözünün sirayet edişi de farklılaşıyor... Birileri tatlı tatlı yedirdiğinden, acı fatura halka çıkıyor. Erken sevinenlerin hevesleri kursakta kalıyor... Abartanlar da gün sonunda maskara oluyor... ✱✱✱ “Üflediler söndüm” olsa tadından yenmezdi ama sönmüyor işte.. O ateş, günden güne yangına dönüyor. Artık kulaklarda farklı bir türkü yankılanıyor... Köprülere zam... MTV’ye zam... Doğalgaza zam... Ehliyet harcına, araç muayenesine zam... Pasaport bedeline, emlak vergisine zam... Minibüse, taksiye zam... Tekel’e zam... Zam da zam zam... Zam da zam zam... Eee yok mu şimdi halaya kalkan?
Editör: Ömür Ünver