Karaciğer yağlanmasının toplumda görülme oranının yüzde 25 olduğunu belirten Prof. Dr. Onur Yaprak “Karaciğer yağlanması tipik olarak insülin direnci olan ve karın çevresi geniş insanlarda görülmesine rağmen son yıllarda zayıf veya normal vücut ağırlığına sahip olan insanlarda da gelişmeye başladı. Yapılan araştırmalar karaciğer yağlanması olan insanların yüzde 40’ının normal kiloda veya zayıf olduğunu ortaya koydu” dedi.

Toplumun yüzde 25’inde karaciğer yağlanması olduğunu kaydeden Medipol Mega Üniversite Hastanesi Organ Nakli Bölümünden Prof. Dr. Onur Yaprak, son zamanlarda yapılan çalışmaların, sadece fazla kilolu insanlarda değil, zayıf veya normal kilodaki kişilerde de karaciğer yağlanmasının arttığını ortaya koyduğuna dikkat çekti. Karaciğer yağlanmasının, karaciğer hücrelerinin yüzde 5’inden fazlasının yağ hücresi haline gelmesiyle oluştuğunu söyleyen Prof. Dr. Yaprak, “Karaciğer yağlanması, günümüz dünyasının, artan en büyük sorunları haline geldi. Yağlanma, karaciğerin normal hücrelerinin yüzde 5’inden fazlasını yağ hücrelerinin oluşturmaya başlamasıdır. Yağlanmayı hafif derece, orta derece ve şiddetli derece olarak 3’e de ayırabiliriz. Yağlanma oranı, dünya çapında büyük bir artış göstermekte. Bundan 20 yıl önce yüzde 10 civarındayken, bugün her dört kişiden birinin, yani toplumun yüzde 25’inin, karaciğeri yağlı diyebiliriz. Hatta Türkiye’de bu oran yüzde 30 civarında” diye konuştu.

En büyük neden metabolik sendrom

Karaciğer yağlanmasının nedenleri hakkında bilgi veren Prof. Dr. Yaprak, “Karaciğer yağlanması sebeplerinin yüzde 40 ile yüzde 80’i arasında, metabolik sendrom var.  Metabolik sendromun diyabet, hipertansiyon, obezite, kolesterol yüksekliği gibi komponentleri var. Bunlar karaciğer yağlanmasına yatkınlık gösteren faktörler. Eğer kişide metabolik sendrom denilen bir durum, insülin direnci varsa yüzde 40 ile 80 oranı arasında karaciğer yağlı demektir” dedi. Toplumda karaciğer yağlanması olan kişilerin yüzde 60’ının kilo fazlası olduğunu aktaran Prof. Dr. Yaprak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Obezite de karaciğer yağlanması yapan nedenlerden biridir. Karaciğer yağlanması olan kişilerin biyokimyalarına baktığımızda trigliserid, LDL (Düşük yoğunluklu lipoprotein), kolesterollerinin, açlık kan şekerlerinin yüksek olduğunu görmekteyiz. Obezite, metabolik sendrom, diyabet, hipertansiyon, hiperkolesterol gibi durumlar da karaciğer yağlanmasına yatkınlık gösteren diğer faktörler. Ancak yapılan çalışmalarla, şu anda dünyada bu tip risk faktörleri olmayan kişilerde de karaciğer yağlanması olduğu ortaya çıkmaya başladı. Yani zayıf veya normal kilodaki kişilerde de karaciğer yağlanması olduğunu görüyoruz. Eğer vücut kitle endeksiniz yüzde 25’in altındaysa normal kilodasınız, yüzde 20’nin altında ise düşük kilodasınız demektir. Bu tip kişilerde de şu anda yüzde 10 ile yüzde 20 arasında karaciğer yağlanması başladı.”

Zayıf kişilerde karaciğer yağlanması neden başladı?

Zayıf veya normal kilodaki bireylerde karaciğer yağlanmasına yol açan nedenlerin başında beslenme alışkanlığı geldiğinin altını çizen Prof. Dr. Yaprak, “Toplumun beslenme alışkanlığı değişti. Früktoz dediğimiz şekerden, hazır gıdalarla beslenme başladı. Fruktozun karaciğerde, alkol benzeri bir iltihap oluşturması söz konusu. Bilinçsiz yapılan diyetler, uzun süre aç kalınma da karaciğeri yağlandırıyor. Metabolik hastalıklar da toplumda artmaya başladı. Genetik mutasyonlar ortaya çıkmaya başladı. Mesela PNLP LA3 diye bir gende oluşan mutasyon, zayıf veya normal kilodaki kişilerde de karaciğer yağlanması oluşmasına neden oldu. Bir diğer neden ise kalıtımsal durumlar. Yani siz ne yaparsanız yapın, kilolu değilseniz bile, karaciğeriniz yağlı olabiliyor” ifadelerini kullandı. Protein ağırlıklı beslenmenin önemine dikkat çeken Prof. Dr. Yaprak, “Zayıf kişilerde karaciğer yağlanmasına yol açan başka bir neden de adiponektin dediğimiz, son zamanlarda önemi ortaya çıkan ve yağ dokusunda üretilen, bir nevi hormonun da düşük olduğunun bulunması oldu. Aynı şekilde kas kitlesi kaybı da karaciğer yağlanmasına sebep olan önemli bir etken. Proteinden düşük beslenme, uzun süreli açlık kas kaybına neden olur ve böylece vücutta yağ dokusu oluşmaya başlar. Aslında dışardan kilolu görünmeseniz bile gizli yağlanma dediğimiz, kas dokusunun yerini yağ dokusunun alması da gizli yağlanmaya yol açıyor. Yine bu da karaciğer yağlanmasını beraberinde getiriyor” diye konuştu.

Bel ve karın çevresine bakarak teşhis edilebilir

Karaciğer rahatsızlıklarının dışarıdan belirti vermediğini ancak kadınlarda ve erkeklerde bel ve karın çevresine bakarak karaciğer yağlanması olup olmadığına dair tahmin yürütülebildiğini söyleyen Prof. Dr. Yaprak, sözlerine şöyle devam etti: “Belirgin bir şekilde karaciğerinin yağlı olduğunu tahmin ettiğimiz kişiler var. Mesela bel çevresi önemli. Türk halkı özelinde konuşacak olursak, erkeklerde 100 santimetre bel çevresi, kadınlarda ise 90 santimetre üzerinde bel ve karın çevresi kişide bir karaciğer yağlanması olup olmadığını tahmin ettirir. Ama en sağlıklısı, bu sayılardan 10 eksilterek, erkeklerde 90 santimetre, kadınlarda ise 80 santimetreyi geçmemektir.”

Diyabet riskini 4 kat arttırabilir

Karaciğer yağlanmasına sebep olan birçok faktör olduğu gibi karaciğer yağlanmasının da birçok hastalığa davetiye çıkarabileceğini belirten Prof. Dr. Yaprak, “Diyabet ve kolesterolün, karaciğer yağlanmasına neden olduğu gibi tam tersi bir durum da söz konusu olabilir. Yani karaciğer yağlanması da diyabete yol açabilir. Karaciğer yağlanması olanlarda, diyabet riski 3-4 kat artabilir. Onun dışında, karaciğerin kendisinde oluşabilecek hastalıklar da korktuğumuz başka bir konu. Karaciğeri yağlı olan kişilerde 10 yılda karaciğer sirozu gelişme oranı yüzde 3’tür. Karaciğer sirozu gelişen kişilerde, karaciğer kanseri gelişme ihtimali yüzde 10’dur. Yağlanma geliştiği anda siroz ve karaciğer kanseri olma riskleri artar. Son yıllarda yapılan çalışmalarda, siroz yapmadan da karaciğer yağlanmasının karaciğer kanserine yol açtığı ortaya çıktı” dedi.

Yağlanmayı düzeltmek için bunları yapın

Fazla kilolu bireylerin kilo vererek karaciğer yağlanmasını geriletebileceğini söyleyen Prof. Dr. Yaprak, zayıf veya normal kilolu bireylerin, kilo vermeden karaciğer yağlanmasını geriletmesi için tavsiyelerde bulundu. Prof. Dr. Yaprak, “Eğer neden kilo fazlalığı ise, bu kilonun yüzde 10’unu verdiğinizde yağlanma geriler. Zayıf olan kişiler ise, egzersiz yaparak, kan kolesterol düzeylerinde yüzde 10’luk bir azalma sağlamayabilirler. Beslenme alışkanlıklarını düzeltmeleri, zeytinyağından zengin beslenmeleri, sebze ve yeşillik tüketmeleri, hazır işlenmiş gıdalardan, karbonhidrat ve unlu mamullerden uzak durmaları ve yeterli uyku uyumalarını öneriyoruz” şeklinde konuştu. Prof. Dr. Onur Yaprak, sözlerini şöyle noktaladı: “Bağırsak floraları da önemli bir nokta. Zayıf kişiler bağırsak floralarını düzenlemeli. Özellikle son zamanlarda mikrobiyata dediğimiz bağırsak florası ile karaciğer yağlanması arasında çok ciddi bir kolerasyon bulunuyor. Probiyotik de alabilirler. Düzenli egzersiz ve uyku, sağlıklı beslenme ile zayıf olmalarına rağmen kilo vermeden de karaciğer yağlanmalarında gerileme olacaktır” DHA
Editör: Ömür Ünver