Türkiye Dağcılık Federasyonu (TDF) tarafından Palandöken Kayak Merkezi'nde, Kış Dağcılık Eğitimi düzenlendi. Dağcılar, hava sıcaklığının sıfırın altında 25 dereceye düştüğü geceleri, dağın eteklerine kurduğu çadırlarda geçirdi.

Deniz seviyesinden 3 bin 176 metre yükseklikteki Palandöken kayak merkezinin 2 bin 200 rakımındaki karlı alana kamp kuran ve Türkiye'nin dört bir tarafından gelen, 14'ü kadın 41 dağcı, saat 06.00'da güne başlıyor. Çadırlarından çıkıp kar eriterek sabah kahvaltısı yapan dağcılar, 6 eğitmen eşliğinde çığ, krampon kullanma, karda ve buzda emniyet alma teknikleri gibi uygulamalı dersler görüyor. Çalışma bitiminde çadırlarına geçen ve öğle yemek hazırlığına girişen dağcılar, yine kar eriterek su elde ediyor ve yiyecekleri yemekleri bir aşçı titizliği ile pişiriyorlar. Öğleden sonra yapılan eğitimin ardından bu kez akşam yemeği pişiren dağcılar, çay sohbetlerinin ardından çadırlardaki uyku tulumları içinde istirahate çekiliyor.

Dağlara bilinçli çıkalım ki hayatta kalalım

Dağcılık Federasyonu 2'nci Kademe Dağcılık Antrenörü Neşet Hakan Arsan, kampta dağcılara, karakışta hayatta kalma dersi verildiğine dikkati çekti. Dağcıların karakışa ve tüm olumsuzluklara karşı meydan okuduklarına işaret eden Arslan, "Dağcılar, burada kış dağcılığının ileri seviye eğitimini alıyor. Yürüyüş teknikleri, krampon, kazma kullanma teknikleri kış koşullarında çadırda geceleme ve barınma, kışın yön bulma gibi teknikleri öğreniyor. Dağcılar kamp kurduğumuz Palandöken'de 70 saatlik bir ders programı işleyecek. Program sonunda sporcular sınava girecek. Başarılı olan sporculara kaya tırmanış, buz tırmanış, alpin tırmanış ve arama kurtarma eğitimi almaya hak kazanacaklar. Bu işin eğitimini almayanlar lütfen dağlara gitmesin. Sonra, 'dağcı kayboldu, dağcı öldü' diye haberler çıkıyor. Bunlar maalesef doğru değil. Biz dağcılığı isteyen herkese öğretmek için varız. Dağcılık federasyonuna bağlı kulüplerden dağcılık eğitimi alsınlar, kendilerini yetiştirsinler. Bilinçli bir şekilde dağlara gittikleri takdirde kazaları önlemiş olurlar" diye konuştu.

Kampın küçükleri

Kampa Muğla'dan katılan Fen Lisesi ikinci sınıf öğrencisi Elif Yağcı (15), kampın en küçüklerinden birisi. Kendisi ile birlikte iki arkadaşının da aynı yaşta olduğunu ifade eden Yağcı, "Erzurum'a kış dağcılık eğitimi almaya geldim. Çalışmalar çok güzel geçiyor. Şuan karda düşme eğitimi alıyoruz. Çadırda tek başına kalmak zor. Genelde iki, üç kişi kalıyoruz. Birlikte yemekler yaparak malzemelerimizi paylaşıyoruz. Su ihtiyacımızı kar eriterek karşılıyoruz. Yaz dağcılık eğitiminin ardından, kış dağcılık eğitimini alıyorum bunun için çok çaba sarf ediyorum. Tırmanmak istediğiniz yere zirveye çıktığınız an her hangi bir başarı elde ettiğiniz zaman hissettiğiniz o tatmin duygusu inanın paha biçilemez. Muğla'da yaşıyorum ve çok sıcak bir şehir. Oradan buraya gelmek, iklim şokuna neden oluyor ama iyi malzemeleriniz olduğu sürece soğuk pek de etki etmiyor" dedi.

Hayalimi gerçekleştirdim

Kampa Trabzon'dan katılan Gülay Sarı (16) ise "Kamp bazen zorlayıcı oluyor. Akşamları ayazdan dolayı soğuk oluyor. Eğitimlerimiz güzel geçiyor. Kendi imkânlarımızla burada bir hafta geçireceğiz. Sabah erken uyanıyoruz. Kar eritip çay içiyoruz. Öğlenlerde yiyeceklerimizi kar suyu ile yapıyoruz. Dört bir tarafımız karla kaplı olduğu için su sıkıntısı olmuyor. Burada hayatı öğreniyorum. Her genç kızın ayaklarının üzerinde durması için bu gibi kamplardaki zorlukları tatması lazım. Bende bu yüzden buradayım. Küçüklüğümden beri dağcılığa meraklıydım. Günlerimin nasıl geçireceğimi merak ederdim, hayalim gerçekleşti ve buradayım" diye konuştu.  
Editör: Ömür Ünver