Ellerinde çocuklarının fotoğrafları ve Türk bayrakları ile il binası önüne yürüyen ailelerin sesleri, HDP il binasında çalınan müzikle bastırılmaya çalışıldı. HDP'lilerin çaldığı müzik sesine kızan Nazlı Sancar, polis barikatını aşmaya çalışıp binaya girmek istedi, ancak polis izin vermedi.

Van'da, PKK’lı teröristler tarafından çocukları kaçırılan ailelerin HDP il binası önündeki eylemi, 17'nci haftada, 32 ailenin katılımıyla devam etti. Ellerinde çocuklarının fotoğrafları ve Türk bayrakları ile il binası önüne yürüyen ailelerin sesleri, HDP il binasında çalınan müzikle bastırılmaya çalışıldı. HDP'lilerin çaldığı müzik sesine kızan Nazlı Sancar, polis barikatını aşmaya çalışıp binaya girmek istedi, ancak polis izin vermedi. Van'da, çocukları PKK'lı teröristlerce kaçırılan ailelerin tepki yürüyüşü ve basın açıklaması, 17'nci haftada da 32 aileyle devam etti. Aileler, ellerinde Türk bayrakları, çocuklarının fotoğrafları ve üzerinde 'Dağları kurtlara, kuşlara bırakın', 'Çocuklarımızı istiyoruz', 'Anneler nöbette', 'Artık yeter, yakamızdan düşün', 'Çocuklarımız kimsenin piyonu olmayacak' yazılı dövizlerle yürüyüş yaptı. HDP il binasına kadar slogan atarak yürüyen aileler için polis geniş güvenlik önlemi aldı. Bina önüne gelen aileler, "Kahrolsun PKK, iş birlikçi HDP" sloganı attı. HDP'liler ise eylemi, yüksek sesle müzik çalarak bastırmaya çalıştı. Polis ekipleri, HDP il binası önünde geniş güvenlik önlemi aldı, aileler parti binasında çalınan müzik sesine tepkilerini dile getirdi. 'YA ZAFER, YA ÖLÜM' HDP'den çalınan müziğin sesine kızan Nazlı Sancar, polis barikatını aşıp, duvarı tırmanarak binaya girmek istedi ancak polis izin vermedi. 10 yıl 2 ay önce dağa kaçırılan kızı Şeyma için eyleme katılan Sancar, "2 yıla yakındır evladım için mücadele veriyorum. Sonsuza kadar da bu mücadelemi sürdüreceğim. 3 aile daha evladına kavuştu. Her gün bizim umutlarımız artıyor. Kimin evladı gelirse gelsin, sanki benim evladım gelmiş gibi seviniyorum. Şeyma, kızım, eğer sen beni duyuyorsan, görüyorsan gel, devlet güçlerimize teslim ol. Ceza yok, bir şey yok. Bak evlatlar gelip annelerini kucakladı. Gel kızım, senin hayallerin vardı, senin hayallerin okumaktı. Gel, kaldığın yerden yine devam et. Onları dinleme. Ceza yoktur, sizi kandırıyorlar. Cumhurbaşkanımız ve İçişleri Bakanımızın desteğiyle hepimiz evlatrımıza kavuşacağız. Biz kararlıyız. Ya zafer, ya ölüm ama zafer bizim olacak. Kızım gelse bile ben bu eylemi bırakmayacağım. Diyarbakır'daki çadır da kalkmayacak. HDP'nin milletvekili diyordu ki, anneler timsah gözyaşları döküyorlar. Biz timsah gözyaşları dökmüyoruz. Bizim canımız, ciğerimiz yanıyor. Bizim canımızdan can gitmiş. Çocuklarımızı burada arıyoruz. Çünkü HDP bizim çocuklarımızı götürmüş" diye konuştu. Oğlu Yetiş Mert için eyleme katılan Saliha Mert de oğlunun daha önceki fotoğrafıyla dağda çekilmiş fotoğrafını karşılaştırıp gözyaşı dökerek, "HDP, evladımı benden çaldı. Oğlumu kandırarak götürdüler. Oğluma demişler, sen gider, tekrar geri gelirsin. Oğlum dağa kaçırıldıktan 6 ay sonra çok değişti. Bu fotoğrafı göndermişler. 6 ayda bu çocuk böyle olur mu? Babasının yaşına gelmiş. Oysa daha önce hep gülüyordu" dedi. '7 KEZ OĞLUM İÇİN PKK'NIN KAMPLARINA GİTTİM, BANA GÖSTERMEDİLER' Dağa kaçırılan oğlu Suat için eyleme Erciş'ten katılan Reşit Bozyel, "2015'te benim oğlumu kaçırdılar. Nasıl kaçırdıklarını bilmiyorum. Çelebibağ Mahallesi'ndeki evimde kaçırdılar oğlumu. Ben oğlumu bulmak için Tendürek Dağı'na gittim, bana, 'Oğlun, Kuzey Irak'ta' dediler. 7 kez de Kuzey Irak'taki PKK kamplarına gittim. Oğlum oradaydı, bana fotoğrafını bile vermediler. Gittiğim her seferde boş döndüm " ifadelerini kullandı.
Editör: Ömür Ünver