Kobani olayları sonrası 6-8 Ekim 2014'te Türkiye genelinde yaşanan ve 37 kişinin yaşamını yitirdiği olaylara ilişkin, aralarında eski HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ile Figen Yüksekdağ'ın da bulunduğu 28'i tutuklu 108 sanığın yargılanmasına devam edildi. Reddi hakim talebiyle söz alan ve yaklaşık 3 saat gerekçelerini anlatan Demirtaş, "Bu dava Kobani olayları davası değildir, bu davanın adı da esası da HDP'ye yönelik imha davasıdır. Bu dava bize kurulan bir kumpastır. Katliamları yapan gerçek sorumlular mutlaka ortaya çıkacak. Bize bu kumpası kuranlar elbette ortaya çıkıp yargılanacak" dedi.

Ankara 22'nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen davaya, tutuklu sanıklardan bazıları katılırken, aralarında Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ'ın da bulunduğu sanıklar ise cezaevlerinden Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağalandı. Duruşmaya, müştekilerin yanı sıra AK Parti İnsan Hakları Başkanı Leyla Şahin Usta, HDP'li milletvekilleri, yabancı gözlemciler ve taraf avukatları katıldı. Duruşma nedeniyle polis ve jandarma ekipleri cezaevi önünde yoğun güvenlik önlemi aldı. Duruşmayı izlemeye gelenler arama noktasından geçirilerek ve HES kodları kontrol edilerek içeri alındı. Mahkeme Başkanı Bahtiyar Çolak, kimlik tespitinin ardından önceki celse bazı sanık ve avukatların reddi hakim taleplerinin Ankara 23'ncü Ağır Ceza Mahkemesi tarafından reddedildiğini, bazı taleplerin ise halen karara bağlanmadığını bildirdi. Mahkeme, reddi hakim taleplerinin tamamının karara bağlanmadan esasa ilişkin savunmalara geçilmeyeceğini, usule ilişkin itirazları ve gelen evraklar yönünden sanık avukatlarına söz verileceğini bildirdi. Sanık Demirtaş'ın avukatı Mahsuni Karaman söz alarak, müvekkilinin reddi hakim taleplerinin gerekçeleri ile ilgili söz istediğini belirtti.

'Davanın hukukla adaletle bir alakası yoktur'

Mahkeme, avukatın talebini kabul ederek Selahattin Demirtaş'a söz verdi. Mahkeme Başkanı Bahtiyar Çolak, Demirtaş'ı, esasa ilişkin savunma yapmamasını, sadece reddi hakim talebinin gerekçelerini açıklamasını istedi. 'İddianame ve mahkemenin yaptığı işlemlere itirazımız var' diyerek söze başlayan Demirtaş, "Bu dava Kobani olayları davası değildir, bu davanın adı da esası da HDP'ye yönelik imha davasıdır. Bu dava bize kurulan bir kumpastır. Katliamları yapan gerçek sorumlular mutlaka ortaya çıkacak. Bize bu kumpası kuranlar elbette ortaya çıkıp yargılanacak. Bu salonda sanık sandalyesinde oturan hiç kimse Kobani olaylarından sorumlu değil. Davanın hukukla adaletle bir alakası yoktur. Biz bu kumpasın ortaya çıkması için hukuken elimizden geleni yapacağız" dedi.

Mahkeme başkanından uyarı

Bu sözlerden sonra mahkeme başkanı, söylenen sözlerin esasa ilişkin olduğunu belirterek, Demirtaş'ın sözünü kesti. Mahkeme Başkanı Çolak, "Reddi hakim ve usule ilgili itirazlarınızı bildiriniz yoksa sesinizi yine keserim. Savunma almıyoruz" diyerek Demirtaş'ı uyardı. Tekrar söz verilen Demirtaş, anlattığı şeylerin reddi hakim taleplerinin gerekçesi olduğunu, soruşturmanın başlatılması, iddianamenin hazırlanması ve mahkemece kabul edilmesi sürecinin değerlendirmeden taleplerini gerekçelendiremeyeceğini söyledi.

"Demirtaş hariç herkesin tahliyesine' deyin"

Yaklaşık 3 saat reddi hakim taleplerinin gerekçelerini anlatan Demirtaş, "Duruşmanın Temmuz 2023'e bırakılmasını istiyorum. Bugünkü koşulda siz bağımsız yargı yapamazsınız. Çekilin ve ara kararı alın. Bugünkü Türkiye koşullarında siyasi otoriteden bağımsız tarafsız yargılama yapma imkanı kalmadığından, benim ortaya koyduğum delillerde heyetin taraflı olduğu kesinleşmişken, bu yargılamayı gerçekleştirecek tarafsız mahkeme bulunmadığından 'Demirtaş hariç herkesin tahliyesine' deyin. Ben de sizi alkışlayayım" diyerek sözlerini bitirdi. Demirtaş'ın ardından reddi hakim talepleri yönünden sanıklar Figen Yüksekdağ ve Sabahat Tuncel'e de söz verildi. Sanıkların beyanlarının ardından tahliye talepleri yönünden bazı avukatlara söz veren mahkeme, duruşmaya perşembe gününe kadar ara verdi.

38'er kez ağırlaştırılmış müebbet

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, 108 sanığa 'devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma', 'adam öldürme', 'adam öldürmeye teşebbüs', 'yağma', 'alıkoyma', 'alıkoymaya teşebbüs', 'mala zarar verme', 'yakarak mala zarar verme', 'kamu malına zarar verme', 'yakarak kamu malına zarar verme', 'işyeri dokunulmazlığını ihlal', 'geceleyin işyeri dokunulmazlığını ihlal', 'geceleyin açıktan hırsızlık', 'açıktan hırsızlık', 'hırsızlık', 'geceleyin hırsızlık', 'basit yaralama', 'silahla basit yaralama', 'kamu görevlisini silahla basit yaralama', 'kamu görevlisini kasten basit yaralama', 'kemik kırığı oluşacak şekilde kasten silahla yaralama', 'kamu görevlisini kemik kırığı oluşacak şekilde kasten silahla yaralama', 'silahla kasten', 'yaralama', 'kamu görevlisini silahla yaralama', 'iş ve çalışma hürriyetinin ihlali', 'ibadethanelere zarar verme', 'düşük yapmaya neden olma', 'bayrak yakma', '5816 sayılı yasaya muhalefet' ve 'suç işlemeye tahrik etme' suçlamaları yöneltildi. Şüpheliler hakkında bu suçlardan 38'er kez ağırlaştırılmış müebbet ve 19 bin 680 yıl hapis cezası istendi. 108 sanıklı iddianamede 37 maktul ve 2 bin 676 mağdur yer aldı. Sanıkların tamamı yaşanan olayları, başlamasında ve devamında sorumlu düzeyde organize etmekle ve örgütün talimat bütünlüğü içerisinde şiddeti sokak olayları şeklinde ülke geneline yayıp terör olaylarına kitlesel boyut kazandırmakla suçlandı. Örgüt yöneticisi olmakla da suçlanan sanıklar, tüm suçlardan da ayrı ayrı sorumlu tutuldu. DHA  
Editör: Ömür Ünver