Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, pandemi döneminde bir çok ülkeye yardımda bulunulduğunu hatırlatarak, "Yerli aşımız TURKOVAC için acil kullanım onayına kısa süre önce başvurduk. Yerli aşımızla ilgili süreçleri yakından takip ediyor. İnşallah bir an önce neticelendirmeyi arzu ediyoruz" dedi.

  Cumhurbaşkanı Erdoğan, Dolmabahçe Sarayı'nda düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı Parlamento Birliği 16. Konferansı Açılış Oturumu'nda konuştu. Erdoğan'ın konuşmasından başlıklar şöyle:

"İnsanlık olarak son 2 yıldır şimdiye kadar 5 milyonu aşkın kişinin hayatına mal olan büyük bir salgınla mücadele ediyoruz. Pek çok vatandaşımızı kaybettik. Salgın döneminde insanı, insan hayatını, insani değerleri merkeze alan bir yaklaşım sergiledik.

Her fırsatta insanlığa demokrasi, hak, hukuk ve adalet dersi verenler kendi sınırları dışındaki dramlara kulaklarını tıkarken biz elimizdeki tüm imkânları dost ve kardeş ülkelerle paylaşmaya hassasiyet gösterdik.

İhtiyaç halindeki 160 ülke ve 12 uluslararası kuruluşa yardım ulaştırdık. 11 ülkeye aşı tedarikinde bulunduk. Yerli aşımız TURKOVAC için acil kullanım onayına kısa süre önce başvurduk. Yerli aşımızla ilgili süreçleri yakından takip ediyor. İnşallah bir an önce neticelendirmeyi arzu ediyoruz.

Filistin meselesi hepimizi bir araya getiren, İslam İşbirliği Teşkilatı’nın da kurulmasına vesile olan yapı taşlarından birisidir. Kudüs davası yalnızca Filistin’deki bir avuç cesur Müslüman’ın davası değil İslam aleminin tamamının ortak davasıdır. Kudüs’ü savunmak, insanlığı savunmak, Kudüs’e sahip çıkmak, hukuka, adalete, medeniyete sahip çıkmaktır.

Filistin davası gündemimizin en üst sıralarında yer almayı sürdürüyor. Batı Şeria ve Kudüs’te uluslararası hukuka aykırı politikalar ve tek taraflı uygulamalar günden güne artıyor."

Filistinli kardeşlerimizin sokak ortasında acımasızca infaz edildiğini, ibadethanelerimize yönelik tacizlerin sıklaştığını görüyoruz.

Gelinen aşamada herkesin bu gerçekleri farkına vardığına inanıyorum. İşgal, şiddet politikalarında ısrar etmenin artık kimseye bir faydası yoktur 2. Dünya Savaşı’nda Avrupa’daki Yahudilere yönelik soykırımın bedelini bugün Filistinlilere ödetmek haksızlıktır, vicdansızlıktır.

Biz asla acılar ve ölümler arasında ayrım yapmadık, yapmıyoruz. Ne suretle olursa olsun bir halkın ya da aynı inanca mensup insanların ötekileştirilmesini, düşmanlaştırılmasını asla kabul etmiyoruz.

Filistin’de kan, gözyaşı ve zulmü görmek istemiyoruz. En büyük gayemiz Filistin’de kalıcı barış ve istikrarın tesisidir. Bunun yolu da 1967 sınırlarında, başkenti Kudüs olan bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasıdır. Bu anlayışla Doğu Kudüs’ün statüsü ve Mescid-i Aksa’nın kutsiyetine ilişkin hassasiyetimizi kararlılıkla sürdürüyoruz.

Teşkilat üyesi ülkeler olarak birlik içinde hareket etmeli, Filistin davasını zaafa uğratacak hareketlerden kaçınmalıyız.

Afganistan’ın kalıcı barış ve istikrara kavuşması ortak temennimizdir. Afgan halkına sırtımızı dönme veya bu ülkede yaşanan insani drama gözlerimizi kapatma lüksümüz yoktur. Özellikle şu anki zorlu kış şartlarında Afgan kardeşlerimize yönelik insani yardımların sürdürülmesi öncelik taşıyor. Kendi payımıza köklü ilişkilere sahip olduğumuz Afganistan’a ve Afgan kardeşlerimize elimizden gelen desteği ve yardımı sağlıyoruz.

Devam eden siyasi süreçte içimize sinmeyen, tasvip etmediğimiz, kapsayıcılık noktasında eksik bulduğumuz hususlar elbette var. Bu konudaki tavsiye, fikir ve eleştirilerimizi çok net biçimde kurumlarımız aracılığıyla muhataplarına iletiyoruz."

Editör: Ömür Ünver