TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi toplantısı yapılıyor. YİK Başkanı Tuncay Özilhan ve TÜSİAD Başkanı Simone Kaslowski konsey toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

  Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Yüksek İstişare Konseyi (YİK) bir araya geldi. Türk Sanayici ve İş Adamları Derneği (TÜSİAD) Yüksek İstişare Kurulu Toplantısı yapıldı. Toplantıda TÜSİAD'ın 50. Yılı projesi olarak, Türkiye'nin geleceğinin inşası için bir yol haritası önerisi içeren “Geleceği İnşa” başlıklı çalışmanın tanıtımı yapıldı. Toplantıda TÜSİAD Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Tuncay Özilhan ve TÜSİAD Başkanı Simone Kaslowski konuştu. TÜSİAD YİK Başkanı Tuncay Özilhan, konsey toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Özilhan'ın açıklamalarında özetle şu başlıklar yer aldı: Dünyadaki jeopolitik riskler, sosyokültürel gerilimler, iklim değişikliğinin etkileri, bereketsiz ve dengesiz ekonomik büyüme mahşerin dört atlısını oluşturuyor. Dünyadaki jeopolitik riskler artıyor. Jeopolitik gerilimlerin ekonomik etkilerini yaşıyoruz. İklim krizinin de giderek hız kazandığını görüyoruz. Türkiye'nin yüzde 60'ı çölleşmeyle karşı karşıya. Su rezervleri tarihsel olarak en düşük seviyelerine iniyor. Kuraklık tarımı ve çiftçileri olumsuz etkiliyor. Toplumsal adaleti tesis etmemiz gerekiyor. Enerji piyasalarında yaşanmakta olan sorunlar, gelecekte iklim krizi yaşandığında olabileceklerin ön habercisidir Enerjiyi nasıl üretip tükettiğimizi düşünmeliyiz Başta Merkez Bankası olmak üzere düzenleyici ve denetleyici kuruluşların bağımsızlığı tartışma dışı olmalıdır Yüz yıl boyunca ayakta dimdik durmamızı sağlayan ilke laikliktir Kuvvetler ayrılığını güçlendirmek için yargısal denetimin güçlendirilmesi gerekir.

Hak ve özgürlüklerin genişletilmesine ihtiyaç duyuyoruz.

'İstanbul Sözleşmesi'nden çıkılması kabul edilebilir değil'

TÜSİAD Başkanı Simone Kaslowski ise şunları kaydetti: "Günümüzde refahın asır belirleyici ne yer altı kaynakları ne fiziksel sermaye ne de ucuz emeğe dayalı üretimdir. Yer altı kaynaklarıyla zenginleşmiş ülkeler bulunmakla birlikte gelişmiş ülke olmak için bu yeterli değildir. Toplumların refahının en önemli belirleyicileri maddi olmayan kaynaklardır. İleri ülkelerin gerisinde kalmamak için acilen ve tüm kaynaklarımızla raporumuzda altını çizdiğimiz şu üç unsurun acilen hayata geçirmek için seferrberlik içine girmemeiz gerektiğine inanıyoruz. O üç unsur; İnsani gelişme yetkinleşme, bilim teknoloji ve inavasyon, siyasi ekonomik toplumsal kurumlar ve kurallar. Bu çalışmada yer verdiğimiz 105 ülkeyi kapsayan ekonometrik analiz şunu gösteriyor; İnsani gelişim bilim teknoloji ve kurumlarda kendimizi OECD ortalamasına çıkarmak için gerekli adımları atabilirsek 20 yıl içinde kişi başı milli gelirimizi 30 bin dolara yükseltebiliriz. Fakat altını çizmek isterim ki hedefimiz sadece zenginlik değil. Bu üç alanda büyük ilerlemeler kaydederek gelişmiş, saygın, adil ve çevreci bir Türkiye'ye inşa edilmiş olacaktır."   İnsani gelişmişliğin en önemli göstergesi kadınların toplumdaki konumudur. Gelecek dönemin en önemli toplumsal dinamiklerinden biri kadın haklarının ön plana çıkması ve savunulmasıdır. Bugün, Taliban Afganistan’ında dahi kadınların her türlü tehlikeye göğüs gererek kazandıkları hak ve özgürlükleri kaybetmeme mücadelesini verdiğini görüyoruz. Kadın hakları mücadelesi, kanımızca geri döndürülemeyecek ve döndürülmemesi gereken bir dinamiktir. Osmanlı döneminden beri kadınların eşitlik mücadelesi verdikleri, pek çok gelişmiş ülkeden önce siyasal haklarına kavuştukları Türkiye’nin böyle bir dönüm noktasında İstanbul Sözleşmesi’nden çıkması kabul edilebilecek bir durum değildir."
Editör: Ömür Ünver