Türkiye Kamu-Sen Araştırma Geliştirme Merkezi’nin yapmış olduğu 2021 Haziran ayına ait asgari geçim endeksi sonuçları açıklandı. Türkiye Kamu-Sen Ar-Ge Merkezi’nin yaptığı olduğu araştırmayı değerlendiren Genel Başkan Önder Kahveci, sadece hedeflenen enflasyona değil, gerçekleşen enflasyon, harcamalardaki artış ve büyümenin de dikkate alındığı bir sistemde maaş zamlarının belirlenmesi gerektiğinin altını çizdi.

Türkiye İstatistik Kurumu’ndan alınan Haziran 2021 fiyatlarına göre yapılan araştırmada, çalışan tek kişinin yoksulluk sınırı 4.206,39 TL olarak hesaplandı. Dört kişilik bir ailenin asgari geçim haddi ise 8.804,97 lira olarak belirlenmiştir. Sonuçlar, dört kişilik bir ailenin asgari geçim haddinin bir önceki aya göre 149,85 TL, yüzde 1,73 oranında arttığını gösterdi. Çalışan tek kişinin açlık sınırı ise bir önceki aya göre 53,85 TL, yüzde 1,67 oranında yükselmiş ve 3.270,51 lira olarak hesaplanmıştır. Türkiye’de 4 kişilik bir ailenin ortalama gıda ve barınma harcamaları toplamı ise Haziran ayında 3.263,58 lira olarak tahmin ediliyor. Yapılan araştırmada, 4 kişilik bir ailenin sağlık kuruluşlarının belirlediği gibi sağlıklı bir biçimde beslenebilmesi için gerekli harcamanın Haziran 2021 verilerine göre günlük 69,459 lira olduğu belirlendi. Ailenin aylık gıda harcaması toplamı ise 2.083,77 lira oldu. Haziran 2021 itibari ile ortalama 4.806,24 TL ücret alan bir memurun ailesi için yaptığı gıda harcaması, maaşının yüzde 43,36’sini oluşturdu. Türkiye İstatistik Kurumu verilerinde 1.179,81 lira olarak belirlenen kira gideri ise Haziran 2021 ortalama maaşının yüzde 24,55’ine denk geldi. Buna göre bir memur, ortalama maaşının yüzde 67,91’ini yalnızca gıda ve barınma harcamalarına ayırmak zorunda kalmıştır. Diğer ihtiyaçlarını karşılamak için ise maaşının yüzde 32,09’u kaldı. Ortalama ücretle geçinen bir memur ailesinin ulaşım, sağlık, eğitim, haberleşme, giyim gibi diğer zorunlu ihtiyaçlarını karşılaması için Haziran 2021 maaşından geriye yalnızca 1.542,32 TL kaldı.

'Gerçekleşen enflasyon dikkate alınmalı'

Türkiye Kamu-Sen Ar-Ge Merkezi’nin yapmış olduğu araştırmayı değerlendiren Genel Başkan Önder Kahveci, sadece hedeflenen enflasyona değil, gerçekleşen enflasyon, harcamalardaki artış ve büyümenin de dikkate alındığı bir sistemde maaş zamlarının belirlenmesi gerektiğinin altını çizerek,  şunları söyledi: “Aileleriyle birlikte yaklaşık 20 milyon vatandaşımızı yakından ilgilendiren Toplu Sözleşme sürecine sayılı günler kala, sadece hedeflenen enflasyona değil, gerçekleşen enflasyon, harcamalardaki artış ve büyümenin de dikkate alındığı bir sistemde maaş zamlarının belirlenmesinin hayati derecede önemli olduğu ortaya çıktı. Geçtiğimiz hafta açıklanan Haziran ayı enflasyon rakamının ardından toplu sözleşmede yüzde 3 olarak belirlenen oranın üstüne yüzde 5.45 enflasyon farkı verilmesi bu gerçeği iyice su yüzüne çıkarmıştır. yüzde 8,45 memur maaşlarına 2021 yılının ikinci yarısı için yapılacak zammı ifade etmemekte, yılın ilk yarsında maaşlarının yüzde 5,45 oranında eridiğini tescil etmektedir. Buna göre memur maaşları 2021 yılı boyunca sürekli erimiş, gerçekleşen enflasyon ocak ayında verilen yüzde 3’lük zammı neredeyse 3’e katlamıştır. Kamu çalışanlarımız ve memur emeklilerimiz masada bağıtlanan rakamın neredeyse üç katı oranında enflasyon farkı alacaktır. Daha önce de her platformda defalarca dile getirdiğimiz gibi, resmi rakamların yanında çarşı pazardaki enflasyon sabit ve dar gelirlinin belini bükecek derecede yükselmiştir. Bu durum göz ardı edilemez. Memurlarımızı ve emeklilerimizi zorunlu ihtiyaçlarını bile karşılayamayacak duruma düşürmekten kurtarmanın zamanı çoktan gelmiştir. Ar-Ge Merkezimizin yaptığı araştırma da göstermiştir ki, gün geçtikçe alım gücü azalmaktadır. Sadece bir önceki aya göre hesaplandığında bile, asgari geçim haddi yaklaşık 150 TL artmıştır. 4 kişilik bir ailenin ortalama gıda ve barınma harcamaları toplamı 3.270 TL olmuşken memurlarımız ve memur emeklileri kalan maaşını nereye yetiştireceklerdir? Kurbanlık fiyatları ortadadır. Bu durumda kurban keserek dini vecibelerini bile yerine getiremeyecek durumda olan kamu çalışanlarına bayrak ikramiyesini çok gören anlayışı kabul etmek mümkün değildir. Diğer çalışanlara ve emeklilere bayram ikramiyesi verilirken sadece memurlara verilmemesini anlamıyoruz. Bayram öncesi bir müjde vermek bu kadar zor olmamalıdır diye düşünüyoruz. Hal böyle iken, sabit ve dar gelirli nereye kadar dayanacak, ne zamana kadar maaşlarda erimeye mahkûm olacaktır? Memurlarımız ve emeklilerimiz yıllardan beri ancak enflasyon kadar maaş zammı alabilmektedir. Bu da maaşların gerçekte hiç artmadığı, memur ve emeklilere yıllardır sıfır zam verildiği anlamına gelmektedir. Ekonomik büyüme de hesaba katıldığında ülke zenginleşirken geliri düşen ve sürekli fakirleşen tek grubun memur ve emekliler olduğu görülmektedir. Gün bugündür.  Sadece hedeflenen enflasyona değil, gerçekleşen enflasyon, harcamalardaki artış ve büyümenin de dikkate alındığı bir sistemde maaş zamlarının belirlenerek kamu çalışanlarına zam yapılmasını bir kez daha talep ediyoruz. Geçmiş yıllardaki kayıplarımızın telafi edilmesi noktasında aylardır dile getirdiğimiz ek zam bir an önce kamu görevlilerine verilmelidir. Bu ek zam aynı zamanda ekonomiye de ciddi katkılar sağlayacak ve piyasayı hareketlendirecektir. Bu ekonomik şartlar altında bu maaş artışlarının hakkaniyet, adalet ve ekonomik gerçeklerle bağdaşır hale gelmesi için taleplerimizin hayata geçmesini istiyoruz. Toplu sözleşme görüşmeleri için gün sayarken memur ve emeklilerin masaya alacaklı olarak oturmamaları için bu erimenin mutlaka telafi edilmesi gerekmektedir. Hakkımız olanı istemekten başka bir gayemiz yoktur. Yaşanılan zorluklara rağmen en kritik zamanlarda canla başla çalışan kamu çalışanlarının hak ettiği maaşı almasını istiyoruz” dedi.
Editör: Ömür Ünver