Hükümetin Mart ayının ikinci haftası TBMM’ye getirmeyi planladığı, kamuoyunun da içeriğini İlk olarak Gazetezebra.com.tr internet portalından öğrendiği ekonomi alanındaki reform paketine sektörlerden tepkiler çığ gibi yükseldi.

Reform olarak yola çıkıldığının ancak verginin çıktığını dile getiren sektörler en çok da dönemi bittiği halde 2020 yılının da dahil edildiği şirket kazançlarına getirilecek vergi kesintisine tepki gösteriyor.

Pandeminin yaşandığı bir yılın ardından ekonomi yönetiminin aldığı kararlar neticesinde bütçede yaşanan açığın reform paketinde getirilen yöntemlerle kapatılmasının vergide adalet sistemine zarar vereceği endişeleri dile getiriliyor.

Akaryakıt sektörü limit getirilmesini öneriyor

Özellikle akaryakıt sektörüne yönelik atılan adımlara 4 binden fazla üyesi olan Enerji Petrol Gaz İkmal İstasyonları İşveren Sendikası (EPGİS) düzenleme içerisine bazı limit önerileri getirerek, uygulamaya geçilmesi teklifini dile getirdi.

Bu kapsamda geçtiğimiz Pazar günü https://www.gazetezebra.com.tr/2021/yazarlar/cahit-saracoglu/ekonomi-paketinin-detaylari-ortaya-cikti/ linkinde detaylarını verdiğimiz reform paketinde Gelir Vergisi Kanununa “Kurum kazançlarında vergi tevkifatı” başlığıyla geçici 92. madde ekleniyor. Böylece şirketlerin 2020, 2021 ve 2022 yılı kazançlarına uygulanmak üzere geçici olmak üzere vergi tevkifatı getiriliyor.

Bu düzenleme ile gelecek dönemlerde ortaklara yapılacak kar dağıtımı veya ana merkeze aktarılan tutar üzerinden yapılacak tevkifata mahsuben kurum kazancı üzerinden önceden vergi alınması öngörülüyor. Böylece fiili kar dağıtımı veya dar mükellef kurumlar için ana merkeze aktarımı olmayan durumlarda, kurum kazancının belli bir oran üzerinden vergilendirilmesi sağlanıyor. Bu düzenlemeden bütçe vergi gelirlerinin yüzde 4’ü tutarında ek gelir bekleniyor. Düzenleme ile, 2020 yılı ve 2021 yılı vergilendirme dönemlerine ait kazançlardan yüzde 10, 2022 yılı vergilendirme dönemine ait kazançlardan ise yüzde 5 oranında tevkifat yapılması öngörülüyor.

Yine pakette akaryakıt sektörünü, LPG sektörünü ve petrol sektörünü de ilgilendiren maddeler bulunuyor. Söz konusu maddeler ağırlıklı olarak, akaryakıt sektöründe ortaya çıkan kaçakçılığın oluşturduğu vergi kaybının önlenmesi amaçlanıyor. Ancak, ‘kurunun yanında yaşın yanması’ misali, sektördeki ‘çürük kesimler’ yerine tüm sektör bileşenlerinin cezalandırılmasına akaryakıt sektörünün öncü sendikası EPGİS tepkili.

Enerji Petrol Gaz İkmal İstasyonları İşveren Sendikası (EPGİS) Başkanı Fesih Aktaş, ekonomide reform paketinin içeriğinde yer alan ve Mart ayının ikinci haftasında getirilmesi planlanan paketle ilgili yaptıkları incelemede; düzenlemede yer alan Madde 15’e bayilerin de eklenmesinin yeterince zor durumda olan akaryakıt bayilerini daha da sıkıntıya sokacağını kaydetti.

Aktaş, özellikle kırsalda yer alan ve vadeli ürün satan bayilerin tahsilatta sıkıntı çektiklerini ve doğal afetler sonrası tahsili imkanı olmayan alacakları yüzünden vergi ödemelerinde cari dönem dışında kaldıklarını dile getirdi. Aktaş, “Bu üyelerimizin cezaya düştükleri herkesçe de malumdur” değerlendirmesi yaptı.

Bu durumda olan bayilerin de ticaretini peşin yapan dağıtıcılar ile aynı kapsama alınmasının doğru bir yaklaşım olmayacağı inancında olduklarını kaydeden Aktaş, “Bu yüzden düzenlemenin 15’inci maddesi olarak yer alan 3’üncü maddenin kapsamından bayilerin ivedilikle çıkarılması gerekmektedir. Konu sendikamızca gerekli tüm kurumlarla istişare edilecek olup bu konuda bayilerin ayrışmasını mutlak suretle sağlanması en önemli ödevlerimiz arasında yer almıştır” diye konuştu.

Kırsaldaki istasyon zorda kalacak

Yeni düzenlemedeki 15’nci maddenin içinde yer alan ve yeniden düzenlenen 3’ncü madde var olduğu gibi geçerse artık hiçbir istasyon bayiinin sarkan vergi borcu olmaması gerektiğine işaret eden Aktaş, “Düzenlemeye göre her yılın belirli ayında ( Nisan ayı )  lisans sahiplerinin vergi dairesine borcu bulunmadığına ilişkin belge ibrazı zorunlu hale geliyor. Şehir merkezlerindeki sadece nakit ve kredi kartı ile satış yapan istasyonlarda bu belki zor olmaya bilir ama özellikle kırsalda olan, vadeli ürün satan, tahsilatını ürün hasadına bağlayan, alacağını tahsil edemeyen vadeli ürün satanların sarkan vergi borcu olmaması düşünülemez” değerlendirmesi yaptı.

Her Nisan’da borçsuzluk yazısı şartı

Şimdilik herkes işin diğer önemli ve iyi taraflarını yani akaryakıt ile kaçakçılık kısmı ile ilgilendiğini ama genel düzenleme içerisinde yer alan bu maddenin olduğu gibi geçmesi, akaryakıt bayiilerinin bu kısımdan muaf tutulmaması halinde ciddi sonuçları olacağını kaydeden Aktaş şöyle devam etti:

Bu maddeye göre her yılın Nisan ayı sonunda borçsuzluk yazısı alamayan istasyonlara aşağıdaki müeyyide uygulanacaktır;

  1. e) Bu Kanunun 3 üncü maddesinde belirtilen 6183 sayılı Kanunun 22/A maddesi kapsamında vadesi geçmiş borcu bulunmamasına ilişkin koşulu sağlayamayan lisans sahiplerinin lisans kapsamındaki faaliyeti Kurum tarafından bir ay süreyle geçici olarak durdurulur ve bu süre içinde söz konusu tesis için başka bir gerçek veya tüzel kişiye de lisans verilmez. Görüldüğü üzere  1 aylık lisansın askıya alınması söz konusu ve bu surede devir dahi yapılamıyor. Bu ciddi ve önemli bir problemdir. İstasyonların bu düzenlenmeden mutlak suretle çıkarılması gerekmektedir. Ve bunun için de tüm sektör aynı mantık çerçevesinde hareket etmesi lazım gelmektedir.”

Limit getirilmesi öneriliyor

Düzenleme ile yeni dönemin önemini akaryakıt sektöründe herkesin kısa zamanda anlayacağına dikkat çeken Aktaş, “Düzenleme sektörü disipline edecek maddeleri kapsadığı gibi bayiyi ciddi handikaba koyacak unsurları da taşımaktadır. Yeniden şekillendirilmez ise kurunun yanında yaş da yanacak. En azından limit getirilmelidir. Mesela ‘denebilir ki 75 bin liraya kadar vergi borcu olanlardan bu belge aranmaz ya da lisansı askıya alınmaz’ şeklinde. Böylece sapla saman ayrıştırılır. Çünkü, 75 bin lira vergi borcu olanın kaçakla göçekle işi olmaz, rutindeki rakam olur. Emlak, muhtasara gibi borçlar bu rakama dahil olur” önerisini dile getirdi.

İkinci el otoda noter harcına tepki

Kanun teklifinde yer alan bir düzenleme ile Harçlar Kanunu'na bağlı fıkra yeniden düzenlenerek, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu kapsamında tescil edilmiş araçların ilk tescilinden sonraki birinci satış ve devir işlemlerinde işlem tarihindeki araç kasko sigorta değerinden az olmamak üzere alım satım bedeli üzerinden binde 5 noter harcı alınması öngörülüyor. Noter harcının oranı, taşınmaz devirlerinden alıcı ve satıcıdan ayrı ayrı yüzde 2 olmak üzere toplamda yüzde 4 olarak alınan tapu harcından bile yüksek olması tepki çekti. Bu harç düzenlemesinin ikinci el piyasasını ve özellikle araç kiralama şirketlerini olumsuz yönde etkileyeceği ifade ediliyor. Bu düzenlemeden de, ciddi anlamda harç geliri elde edilmesi bekleniyor. Ayrıca, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 20. Maddesinde de değişiklik yapılarak, bu madde kapsamında noterler tarafından gerçekleştirilen tescil edilmiş araçların (2. el araçların) satış ve devir işlemlerine ilişkin harç istisnasının, tescil edilmiş araçların ilk tescilinden sonraki birinci satış ve devir işlemlerinde kaldırılması sağlanıyor.

İhaledeki malı almaktan vazgeçene yüksek faiz

Yine, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanununun 86. maddesinde değişiklik yapılarak, artırma sonucunda kendisine ihale edilen malı almaktan vazgeçen kişilerin ödemeleri gereken yıllık yüzde 5 oranındaki faiz yerine, tecil faizi oranında faiz (şu an yüzde 15) alınması öngörülüyor. Ayrıca, birinci artırmada talip çıkmaması veya ihale edilen malın alıcısı tarafından alımından vazgeçilmesi sonrasında yapılan ikinci artırmada mal kendisine ihale edilen kişinin bu malı almaktan vazgeçmesi halinde ikinci artırmada mal kendisine ihale edilen kişinin sorumluluğu netleştiriliyor. İkinci ihale bedeli, diğer zararlar ve tecil faizi oranında faiz alınarak malın ikinci ihale alıcısına terk edilmesi öngörülüyor. Bu durumda dahi mal birinci defa kendisine ihale olunan kişinin, iki ihale bedeli arasındaki fark, diğer zararlar ve tecil faizi oranında faizi ödeme sorumluluğu devam ediyor.

 
Editör: Ömür Ünver