Covid-19 pandemisine bağlı vaka ve ölümlerin arttığı bu dönem başka sorunları da gündemimize taşıdı. Tanısı konmuş rahatsızlığı olan, tedavi edilmiş ya da edilmekte olan kişilerin kontrol zamanı geldiği halde ‘Covid olurum’ korkusuyla doktorlarına veya hastanelere gitmekten çekinmeleri, bu sorunların en başta geleni. Aslında koruyucu önlemlerle bu sorunun üstesinden gelinebilir. Maske, mesafe, kalabalıklardan uzak durma, yanı sıra aşı, koruyucu önlemlerin ilk sırada gelen uygulamalarındandır. Diğer taraftan maalesef bir bulaşıcı hastalık gibi gittikçe yayılan aşı karşıtlığı, bu virüsle savaşta elimizi zayıflatmaktadır. Hepimizin büyüklerimizden dinlediğimiz Tüberküloz, Difteri, Çiçek, hatta Kızamık, Kızamıkcık ve benzeri salgınlarda pek çok insanın vefat ettiği, sevgililerin birbirinden ayrıldığı, ailelerin eksildiği gibi dramatik hikayeler vardır. Hatta eski Türk filmlerinin bazılarının temalarını bu hastalıklar oluşturmuştur. Tüm bu hastalıklardan ancak aşılamayla kurtulduğumuz gerçeği, hepimizin malumudur. Şimdi Covid-19’dan da diğer tedbirlerin yanında aşıyla kurtulma zamanıdır. Çok şükür ki, özel ya da devlet kurumlarına bağlı hastanelerde, hatta özel muayenehanelerde çalışan sadece doktorlar değil, yardımcı sağlık personelleri de ilk grupta aşılandı. Ancak toplumun önemli bir kısmının aşıları henüz tamamlanmamıştır. Bu konuda aşıdan kaçanları ikna etmek için hepimize görev düşmektedir. Hangi tip aşı olduğu da önemli değildir. Önemli olan hangi aşı olursa olsun aşılanmaktadır. Hastaneler ya da muayenehanelerde Covit-19 alma riski neredeyse sıfırlanmıştır ve günümüzde bulaş daha çok aile içindeki fertlerden olmaktadır. Sadece kronik hastalığı olan ya da kanser tedavisi görmüş ya da görmekte olanlar değildir bahis konusu olan. Sağlıklı kişilerin de yılda bir kez genel muayene ve kadın doğum muayenelerini, rahim ağzı kanserinden korunmak için gerekli testleri yaptırmaları büyük önem taşımaktadır. Oysa ki yaklaşık 2.5 yıldır bu kontroller de ihmal edilmektedir. Salgının başladığı ilk günlerde bu muayeneler haklı olarak göz ardı edilmiş, ötelenmiştir. Ama artık ihmal edilmemesi gereken sağlık önlemleridir. Çünkü ihmal sonucu başlamış ve başlangıçta tanı konulduğunda tedavi edilebilecek bazı hastalıklarda, tanısı geç konulduğunda tedaviden istenilen sonuçlar elde edilememektedir. ‘Erken tanı ve erken tedavi hayat kurtarır’, unutulmaması gereken bir hatırlatmadır. Özellikle kronik hastalığı olanlar bir de Covid-19’a yakalanırsa, yoğun bakımlarda yaşam savaşı ya da  can kayıpları gelişebilir. Gebeler de risk altında olan gruptur ve kesinlikle aşı olmaları gerekir. Zira gebeyken Covid-19 geçirenler çok daha ağır tablolarla karşılaşmakta, hayatlarını kaybetme riskiyle de yüz yüze gelebilmektedir. Bu arada emziren kadınların aşı olmalarında bir sakınca bulunmadığını da hatırlatmak isterim. Başından beri söz ettiğimiz tatsız durumlarla karşılaşmamak için sağlık kontrollerini ihmal etmemeli ve sağlık kuruluşlarına gitmekten çekinmemeliyiz. Unutmayalım ki ne kadar az sağlık sorunumuz olursa ve ne kadar dikkatli olursak Covid-19’u yenme gücümüz de o kadar çok olur. Sağlığı bol, güzel günler diliyorum…  

Editör: Ömür Ünver