TBMM'de Milli Savunma Komisyonunda konuşan Milli Savunma Bakan Yardımcısı Muhsin Dere, Makina ve Kimya Endüstrisi (MKE) Anonim Şirketi Kanun Teklifi'nde kurumun Özelleştirme Kanunu'ndan muaf tutulduğunu söyledi. Dere, "Hiçbir personelin işten çıkarılması söz konusu değil, bütün mali ve sosyal haklarının korunması amaçlandı kanunla" dedi.

Milli Savunma Komisyonu, MKE Anonim Şirketi Kanun Teklifi'ni görüşmek üzere AK Parti Sivas Milletvekili İsmet Yılmaz başkanlığında toplandı. 'MEVCUT DURUMDA AR-GE KURMA YETKİSİ YOK' Komisyona hükümet adına katılan Milli Savunma Bakan Yardımcısı Muhsin Dere, muhalefet partilerinin söz konusu teklife yönelik eleştiri ve kaygılarına yanıt verdi. Dere, mevcut durumda kurumun AR-GE merkezi kurma yetkisi olmadığını vurgulayarak, "Sektörde birlikte faaliyet gösterdiği ROKETSAN gibi, TAI gibi firmalara bakın, özel sektör firmalarına bakın, istediği AR-GE mühendisini, tasarımcıyı AR-GE merkezlerinde birçok indirimden, teşvikten yararlanarak istihdam edebiliyor; ama Makina ve Kimya Endüstrisi kurumumuzun AR-GE merkezi kurma yetkisi yok; bu tür kısıtlamalardan bahsediyoruz. Onun dışında, en önemlisi de personelle ilgili kısıtlamalar. Üç sınıf personelimiz var; işçi, sözleşmeli personel ve devlet memurları. Alınma usulleri belli, KPSS usulüyle ve işçilerimizin de alınma usulü yine belli. Maaşlarına bakıyoruz, bir de savunma sanayisi alanında faaliyet gösteren özel sektördeki firmaların maaşlarına bakıyoruz, savunma sanayisi şirketlerimizin, vakıf şirketlerimizin, ASELSAN, HAVELSAN gibi şirketlerimizin maaşlarına bakıyoruz; mühendis seviyesinde yaklaşık 2- 2,5 kat, yönetici seviyesinde en az 3 kat Makine ve Kimya'dan daha fazla maaş alıyorlar" dedi. 'İHRACATLA GELİR ELDE ETSİN' Dere, Makina ve Kimya'nın hayati bir kurum olduğuna dikkat çekerek, "Makina Kimya'nın ürettiği mühimmat, namlu, mermi olmazsa diğer şirketlerimizin yaptığı işlerin anlamı bu kadar yüksek değil. O nedenle, biz Makina ve Kimya bu şirketlerimizle rekabet edebilecek bir personel yapısına kavuşsun istiyoruz. Peki, bu yeni yapılanmayla özel sektör dinamizmi ve esnekliğiyle hareket etsin; ama işte AR-GE merkezini kursun, özel sektör dinamizmiyle hareket etsin, hazine desteğine ihtiyaç duymadan faaliyetlerini sürdürsün, bazı KİT’lerde olduğu gibi, her yıl hazineden para istemesin, kendi geliriyle giderini karşılasın, hatta gelirinin fazlasını yeri geldiğinde devlet bütçesine aktarsın, bu yapıya kavuşsun ve bu gelirin de çok önemli bir kısmını kendi Silahlı Kuvvetlerimizin değil, yapacağı ihracatla gerçekleştirsin istiyoruz" diye konuştu. 'KİT OLUNCA ÖZELLEŞTİRME BASKISI VAR' Bakan Yardımcı Muhsin Dere, teklifin amaçlarına ilişkin, "Sermayesinin tamamı hazineye ait olsun, güncel tartışmalardan uzak olsun, özelleştirme baskısını hissetmesin; çünkü KİT olunca özelleştirme baskısı her zaman var. Biz bunun aksine, sermayesinin tamamı Hazine ve Maliye Bakanlığına ait, yüzde 100 kamu şirketi; yönetim, temsil, denetim, hak ve yetkileri Milli Savunma Bakanlığı'na ait. Ordunun Milli Savunma Bakanlığı bünyesinde yer almasıyla artık ihtiyaçların karşılanması çok daha kolaylaştı. Cephedeki bir komutanımız bir ihtiyacı Genel Müdürümüze bildirdiğinde ertesi gün üretime başlıyor, tasarıma başlıyor, birkaç gün içinde bunun sonuçlarını alma imkanı var. Bu hızı, bu gücü, Silahlı Kuvvetlerin gücünü de Makina ve Kimya bundan sonraki dönemde de korusun diye Millî Savunma Bakanlığına bağlı olsun, yönetim hakları Milli Savunma Bakanlığı'nda olsun dedik" değerlendirmesinde bulundu. 'İŞTEN ÇIKARILMA SÖZ KONUSU DEĞİL' Dere, tartışmalardan birinin de kurum bünyesindeki personelin özlük hakları ve işten çıkarılması gibi hususlar olduğunu ifade ederek, "Hiçbir personelin işten çıkarılması söz konusu değil, bütün mali ve sosyal haklarının korunması amaçlandı kanunla. Herhangi bir hak kaybı olmaması için elimizden geldiği kadar kanun teklifine yansıtmaya çalıştık. MKE, özelleşmediği gibi, özelleşmesinin önünde de aslında bu kanunun 8’inci maddesinde muafiyet maddesi var. Özelleştirme Uygulamaları Hakkındaki Kanun'a tabi olmayacağı 8’inci maddedeki Özelleştirme Kanunu’ndan muaf olma hükmüyle aslında ortaya konmuş oluyor" dedi.
Editör: Ömür Ünver