AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, partisinin MKYK gündemine ilişkin yaptığı açıklamada, Yunanistan ve Fransa liderlerini eleştirdi. Çelik, "Sayın Macron'un Türkiye ve Rusya'nın Libya'dan askerlerini çekme çağrısı, Türkiye açısından bir skandaldır. Türkiye orada paramiliter bir güç olarak, fiili bir militan güç olarak bulunmuyor. BM'nin daveti üzerine eğitim amaçlı olarak oradadır" dedi. Çelik, Yunanistan konusunda da, ""Yunanistan saldırgan bir devlet politikası izliyor. Yunan halkının bilmesi gereken Yunan siyasetçilerin iç siyasetteki sıkışmışlıkları aşmak, birtakım basınçları manipüle etmek için Ege ve Akdeniz'de gerginlik çıkarıyor. Tabii ki yeri geldiği zaman fiili neticeler olacaktır" ifadesini kullandı.

AK Parti Sözcüsü Çelik, açıklamalarında özetle şunları kaydetti:

Libya gündemini yakından takip ediyoruz. En son Paris'te bir Libya toplantısı yapıldı. Burada bizim her zaman altını hassasiyetle çizdiğimiz hususlar konusunda bazı değerlendirmelerimiz olacaktır. Libya'da barış ve istikrarın sağlanması Libya halkının iradesiyle olacaktır.
Hafter gibi unsurlara verilen desteğin en büyük zarar olduğunu düşünüyoruz. Bu zirveye Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum yönetiminin davet edilmesi de yanlıştır. Yunanistan ve Güney Kıbrıs yönetiminin bu zirvede ne işi vardır? Birtakım mahalle dayanışmasını öne çıkartmak için maalesef zirvelerin zehirlendiğini görüyoruz. Sayın Macron'un Türkiye ve Rusya'nın Libya'dan askerlerini çekme çağrısı, Türkiye açısından bir skandaldır. Türkiye orada paramiliter bir güç olarak, fiili bir militan güç olarak bulunmuyor. BM'nin daveti üzerine eğitim amaçlı olarak oradadır. Burada Türkiye'nin muhatap kabul ettiği, BM tarafından tanınan birileri tarafından meşru ve resmi görülmediği, Hafter'le eşit bir pozisyonda yaklaşımın yeninden gündeme sürüldüğünü görüyoruz. Bunun kabul edilmesi mümkün değildir.

"Üzücü olan, Macron'un bütün beyanatlarında Türkiye'yi hedef almasıdır"

Yabancı asker statüsü içerisinde Türkiye'nin değerlendirilmesi kasıtlı yanlış ve yalan siyasetidir. Burada üzücü olan sayın Macron'un bütün beyanatlarında Türkiye'yi hedef almasıdır. Hafter'in yaptığı katliamların arkasında Fransa'nın desteği açık şekilde ortaya serildi. Suriye'de DEAŞ ve PKK'ya dönük olarak Fransız şirketlerinin Fransız istihbaratıyla birlikte verdiği destek Fransız yargısına taşındı. Sayın Macron bununla uğraşacağına böyle bir yanlışa giriyor. Türkiye-Fransa dış politikada birbirinin rakibi olma gibisinden tutumu desteklemek yanlıştır. Cumhurbaşkanımız Afrika'ya gidiyor, Fransız yayın organları 'Erdoğan'ın Afrika'da ne işi var?' gibisinden rekabet olarak görüyor. Bu zihniyet baştan aşağı yanlış zihniyettir. Sayın Macron'un bütün Fransız dış politikasını Türkiye karşıtlığına dönüştürmesi sağlıklı değildir. Fransa ile geliştireceğimiz pek çok konu vardır. Burada rekabet yerine dayanışma üretmek daha sağduyulu bir yaklaşım olacaktır.

Karamollaoğlu- Erdoğan görüşmesi

"Sayın Cumhurbaşkanımız pozitif katkı sağlayacak şekilde, yapıcı eleştiriler çerçevesinde çeşitli kesimlerle buluşuyor. Sayın Karamollaoğlu ile buluşması saatler süren son derece iyi gelişmiş bir buluşma olarak yansıdı. Sayın Cumhurbaşkanı ile sayın Karamollaoğlu ile çok eskiden tanışıyor. Sayın Cumhurbaşkanımızın Saadet Partisi'nde çok değer verdiği kimseler var. Bu istişareler her zaman faydalıdır. Herkes görüşünü değiştirecek diye bir şey yok. Sayın Karamollaoğlu katıldığı ve katılmadığı yerleri ifade etti. Sayın Cumhurbaşkanımız da görüşlerini ifade etti. Hem kıdem ve tecrübesi açısından gündemdeki dosyalara en ince ayrıntılara kadar hakim. Bu buluşmalar her zaman faydalıdır ve verimlidir diye değerlendiriyoruz."

Yunanistan Başbakanı Miçotakis'in açıklamaları
"Yunanistan saldırgan bir devlet politikası izliyor. Yunan halkının bilmesi gereken Yunan siyasetçilerin iç siyasetteki sıkışmışlıkları aşmak, birtakım basınçları manipüle etmek için Ege ve Akdeniz'de gerginlik çıkarıyor. Tabii ki yeri geldiği zaman fiili neticeler olacaktır. Yaptıkları şeyler Yunan halkının imkan ve paralarını harcamaktır. Hem hukuken haklıyız hem de sahadaki haklılığımızı tescil edecek her türlü kapasiteye sahibiz. Masada bunları konuşalım diyoruz, her zaman masadan kaçan Yunanistan oldu. Yeni dönemde daha tansiyonu düşük açıklamalar beklediğimiz halde kışkırtıcı açıklamalar Yunan Başbakanı Miçotakis'ten geldi. Çeşitli liderlerle buluşan Miçotakis Yunanistan'ın hiçbir meselesini konuşmuyor, sadece Türkiye'yi şikayet ediyor. Mesaisi Türkiye ile yalan söylemek. Türkiye ile Yunanistan arasında ılımlı, masaya oturan, meseleleri akılla bir şekilde yaklaşımı sabote etmek için her türlü çabayı ortaya koyuyor. Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu meselelerin masada görüşülmesi siyaseti önemlidir. Türkiye bir diplomasi devletidir. Türkiye buyurun oturalım dediğinde derhal masadan kaçan taraf oluyor. Yunanistan masayı başka devletlerin yanına çekmek içiyor. Önüne gelen ülkeye kendi ülkesinden üs veriyor, sürekli olarak gece gündüz Türkiye aleyhine yalan beyanlar veriyor. Yunanistan'ın fiili görüntüsü göçmen botlarını şişleyen ve onları ölüme terk eden bir ülke. Bununla ilgili yalan söyleyen bir ülkedir. Masa akıl, siyasi, zeka ve diplomasiyle işlerin çözülmesi için bir zemindir. Bu konuda samimilerse Türkiye her zaman hazırdır. Çeşitli devletlerle çeşitli zamanlarda problemler yaşayabiliriz. Esas mesele bu problemlere mahkum olmamak, bu problemlerin labirentlerinde kaybolmamak. Körfezdeki pek çok ülkede yaşanan sorunlar için Türkiye'nin kapsamlı eylem planları ve samimi yaklaşım vardır. Birleşik Arap Emirlikleri ile yaşanan diyalog sevindiricidir. Görüşmeler ve meselelerin çözümü ile ilgili istişareler güçlü bir şekilde yapılmaya devam edecek."

Kılıçdaroğlu'na helalleşme tepkisi

Helalleşme denildiği zaman saygı duymak gerekir. Fakat problem bunun altını nasıl dolduracaksınız? Son olarak bir milletvekilinin şehit ailesine küfür etmesi karşısında suskun kaldılar. Neredeyse şehit ailesini suçladılar. Yassıada'da şehit edilenlerin aileleriyle nasıl helalleşilecek? Türkiye'ye yaşatılmış acılarla nasıl helalleşilecek? 28 Şubat döneminde ve başka dönemde, pek çok genç kızın hayatını karartmalarıyla nasıl helalleşecekler? Suriye'deki YPG-PYD bize saldırmaz dediklerinde sınırda görev yapan askerlerle nasıl helalleşecekler? Darbelere destek vererek ülkeye yaşatılan acılarla nasıl helalleşecekler. Rahmetli Menderes'in aziz hatırasını yüreğinde yaşatan Türkiye vatandaşlarıyla nasıl helalleşecekler? Suriye'deki rejimi nasıl tuttuklarını görüyorsunuz, bu rejmin katlettiği insanlarla nasıl helalleşecekler. Helalleşme kültürümüzün en önemli kavramlarından biridir. Keşke gerçek bir şekilde bunu yapsa ve birtakım açıları unutturmak için yeni bir imkan çıksa diye umut ederiz. Ama bu çeşitli dönemlerde söylense de gerçekleşmiyor. Bunların altının doldurulması önemlidir."
Editör: Ömür Ünver