Türkiye’de yaklaşık 200 alt sektörü harekete geçiren ve bu özelliği nedeniyle ‘lokomotif’ olarak görülen inşaat sektörü, bir yandan yüksek faiz ile artan finansman maliyeti, diğer yandan döviz kurundaki artışa bağlı ithal girdi maliyetlerindeki artış sarmalına girdiği için ivme kazanamıyor.

Bu tespit, Türkiye Hazır Beton Birliği’nin (THBB) her ay gerçekleştirdiği inşaat ve bağlantılı imalat ve hizmet sektörlerindeki mevcut durum ile beklenen gelişmeleri ortaya koyan “Hazır Beton Endeksi” Raporunda yer alıyor.

İnşaat sektörünün en temel girdilerinden olan ve aynı zamanda üretiminden sonra kısa süre içinde stoklanmadan inşaatlarda kullanılan hazır betonla ilgili olan endeks, inşaat sektörünün büyüme hızını ortaya koyan önemli göstergelerden birini oluşturuyor.

THBB Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Işık’ın; 2021’in ikinci çeyreğinin de sonuna gelindiği bu dönemde inşaattaki hareketsizliğin nedeninde, yüksek faiz ile birlikte artan finansman maliyeti tespiti dikkat çekici.

Dikkat çekiyor çünkü Merkez Bankası’nda mart ayında yapılan başkan değişiminde faizin düşürülmemesi gerekçe gösterilmişti.

Ama başkanın değişiminin üzerinden 3 ay geçmesine rağmen faiz halen eski başkan Naci Ağbal döneminde çıkarılan yüzde 19 seviyesinden aşağı düşürülemedi.

Peki, Merkez Bankası yüksek faizin piyasalara etkisini görmüyor mu?

Çok da iyi görüyor!

Son Para Politikası Kurulu (PPK) toplantı sonucunu okuduğumuzda; durumu çok iyi gördüğü ama gereğini yerine getiremediği anlaşılıyor.

Kurul, politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 19 düzeyinde sabit tutulmasına karar verirken, yurtiçi iktisadi faaliyetin de güçlü seyrettiğini vurguluyor.

Ardından “Gerçekleştirilen parasal sıkılaştırmanın etkisiyle krediler ılımlı bir seyir izlemektedir” tespitini yapıyor. Ancak hemen sonrasındaki cümlede, “Diğer taraftan, parasal sıkılaştırmanın krediler ve iç talep üzerindeki yavaşlatıcı etkileri gözlenmeye başlamıştır” deniliyor.

Artık gözler Merkez Bankası’nda..

Lokomotif sektör inşaatın harekete geçmesi için MB, yaz aylarında ne yapacak?

Öte yandan Merkez Bankası’nın Mart ayında yaptığı “Kredi Maliyeti ve Konut Fiyatları” ile ilgili bir analizinde, konut fiyatları ile finansman koşulları arasındaki ilişkinin sonuçları dikkat çekiyor.

Analiz çerçevesinde konut fiyatları üzerindeki kredi maliyetinin nedensel etkisi tahmin edilmeye çalışılmış.

Bunun için Türk kamu bankalarının 2020 yazında konut kredisi faiz oranlarını ani olarak düşürmesi şeklinde bir  “simülasyon” yapılmış.

Elde edilen sonuçlarda, yıllık faiz oranlarındaki 1 puanlık düşüşün, konut fiyatlarını yüzde 2,1 artırdığı tespiti yapılıyor. Bu etkinin, bireysel konut kredilerindeki yüzde 6,6 oranındaki bir artış kanalıyla oluştuğu dile getiriliyor.

Gelelim hayatın gerçeğine…

Konut kredi faizleri şu anda ortalama yüzde 18 seviyelerinde. Kurdan kaynaklı maliyetler de eklenince, bu yaz ev sahibi olmak biraz zor gözüküyor.
Editör: Ömür Ünver