"Vakti zamanında ülkemizin istikbaldeki gelişmelerini yıllar öncesinden fark ederek, milletimizin ‘Ay'a seyahat’ konusunda attığı adımları ihtiva eden bir kitap hazırlamıştım. Yeni baskısında yeni bölümler eklemek lazım!”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Türkiye’nin Milli Uzay Programı’nı açıklaması sonrasında Türkiye’nin ve Türkler’in uzayla olan teşvik-i mesaisi farklı boyutlarıyla gündeme geldi. Başta Twitter olmak üzere sosyal medyada konu gündem oldu. Ciddi paylaşımların yanı sıra espriler de peş peşe geldi. Espri gibi açıklamalar da oldu; “Uzaydan ezan okuyalım” gibi. Son açıklama ise Mustafa Topaloğlu’ndan geldi; “Uzaylı” lakaplı türkücü, “Bana deli dediler inanmadılar, şimdi uzaya gidiyoruz. Ben uzaya giderim” dedi. Uzay macerasına yeni yeni ısınmaya başlayan bir ülke olarak bu konuda ürettiğimiz filmler, oyunlar ya da kitaplar da sınırlı sayıda oldu. Başta ABD olmak üzere birçok ülke bilim kurgu türünde yüzlerce filme, kitaba imza atarken biz bu alana da çeşitli sebeplerden geride kaldık. Ay’a Seyahat Bu konuda üretilmiş az sayıda eserden birisi olan "Ay'a Seyahat"in yazarı, araştırmacı, “geçmiş zaman anlatıcısı” Gökhan Akçura, yeni gelişmeler üzerine sosyal medya hesabından şunları paylaştı: “Vakti zamanında ülkemizin istikbaldeki gelişmelerini yıllar öncesinden fark ederek, milletimizin ‘aya seyahat’ konusunda attığı adımları ihtiva eden bir kitap hazırlamıştım. Yeni baskısında yeni bölümler eklemek lazım!” Akçura’nın, 2005 yılında Everest’ten çıkan “Ay’a Seyahat” kitabından bir bölüm şöyle: “Aya seyahatin gerçekleşmesi, her yeni olayı vakit geçirmeden yaşamına katmasıyla ünlü Türk halkına yeni iş alanları da yaratır. Günaydın gazetesinde yer alan bir haberden öğrendiğimize göre Aşık Kemal Dağlar (Kendisini Astronot Pala olarak tanıtmaktadır) teleskopla aya baktırmak karşılığı 25 kuruşunuzu almaktadır. Üç teleskopu olan Pala kendini şöyle tanıtır: Ben astronotum. Fezayı çok iyi bilirim. Bütün gayretlerim vatandaşlarımıza faydalı olabilmek. Onların kültürlerini arttırabilmek.” Pala bıyık görmek ücretsiz, ayı görmek 25 kuruş Pala röportaj yapılırken etrafına toplananları görünce hemen durumu değerlendirip bağırmaya başlar: İyi bak vatandaş, şu bıyıkları iyi gör. Her yerde bulunmaz böylesi. Birazdan size ayı göstereceğim, aydaki ayak izlerini. Artık ayda ayak izi görmek mümkün, ama böyle pala bıyık görmek imkansız. Pala bıyıkları görmek ücretsiz, ayı görmek 25 kuruş.” Aya mülayim indiler! Astronot Pala Amerikalıların aya inişini adım adım takip etmiştir: Dikkat kesilmiştim. Tereskopa (Teleskopa böyle diyor) koyduğum ilave adeseler (mercekler) ile inişi görmek mümkün oldu. Herkesi çağırdım, Koşun dedim, aya iniyorlar dedim. O gün çift tarife yaparak 50 kuruşa seyrettirdim ayı. Herkes gördü benim tereskopumdan aya inişi.” Gazetenin muhabiri de merak ediyor haklı olarak. “Peki aya nasıl indi Amerikalılar” diye soruyor. Astronot Pala bir an düşünüyor ve  cevap veriyor: Mülayim indiler! Astronot Niyazi Bir başka astronot öyküsü ise Haldun Taner sayesinde gündeme gelir. Taner’in Türk tiyatro tarihine önemli bir katkı olan kabare tarzı oyunlarının üçüncüsü “Astronot Niyazi” adını taşır. Devekuşu Kabare Tiyatrosu için özel olarak yazılmıştır. 1969-1970 sezonunun başlangıcında yani aya gidildikten hemen sonra oynanır. Bizim astronotumuz Niyazi, dolmuş şoförüdür aslında. Oyunda onu Metin Akpınar canlandırır. Armstrong ekibiyle birlikte uzay gemisine binen Niyazi’ye seyahatte gerekli olarak yemek hapını uzatır. Niyazi gülerek nazikçe reddeder: Sağolun ağabeyler. Ben öyle hapla doymam. Ben yemeğimi kendim getirdim”. Ve beraberinde getirdiği sefertasından pür iştah, pastırmasını, kuru fasülyesini, soğanını, ekmeğini çıkarır. Oyunun diğer bölümlerinde o müthiş seyahati gerçekleştirmiş olan Niyazi’nin İstanbul’daki dolmuşuyla Taksim’den Aksaray’a bile gidemediğini görürüz. O da “eller aya biz yaya” öğretisinin altını çizer.
Editör: Ömür Ünver