AK Parti 7. Büyük Olağan Kongresi'nde konuşan Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, Cumhur İttifakına destek olan herkese teşekkür etti ve "Türkiye’yi önce 2023 hedeflerine, ardından da 2053 vizyonuna Cumhur İttifakı'yla kavuşturacağız" dedi. Son günlerde piyasalarda yaşanan dalgalanmalara da dikkat çeken Erdoğan, "Türk ekonomisinin yarınını kesinlikle yansıtmıyor" diye konuştu. Erdoğan yeni anayasa konusunda ise takvim verdi ve "herkesi kapsayacak yeni anayasa" çalışmalarının şeffaf bir şekilde yürütüleceğini belirtti.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti 7. Büyük Olağan Kongresinde konuşuyor. Erdoğan'ın 46 sayfalık konuşma metninden bazı başlıklar şöyle:

Cumhur İttifakı'nın hedefi 2053

Türkiye'yi önce 2023 hedeflerine ardından da 2053 vizyonuna inşallah Cumhur İttifakı ile kavuşturacağız. Bizim inancımızda umutsuzluk yarından umudu kesmek, küfre eşdeğer görülmüştür. Bugünün hakkını vermeden geleceği inşa edemeyiz. Türkiye'nin bugün bulunduğu yer, şanlı tarihiyle, geleceği için belirlediği hedefleri arasındaki ince çizgidir. Asırlarca 3 kıta 7 iklimi idare etmiş devletini, 7 düvelin leş kargaları gibi başına üşüşmesiyle kaybeden milletimizin, İstiklal Marşı'mızda ruh ve vücut bulan zaferinin hikmetini arayanlar, önce buraya bakmalıdır.

Bu defa başaramayacaklar

Ülkemizi ve milletimizi, sürekli kendi iç sıkıntılarıyla meşgul ederek son iki asırdır köklü değişimlerin dışında tutanlar, yine aynı oyunun peşinde. Ama bu defa başaramayacaklar. Çünkü bu defa farklı bir Türkiye var. Kökenine, inancına, meşrebine bakmaksızın 84 milyon vatandaşıyla "tek millet" diyen bir Türkiye var... Ahdediyorum, bizi yolumuzdan döndüremeyecekler. Türkiye'yi, yeni küresel siyasi, ekonomik düzenin asli unsurlarından yapmakta kararlıyız. İman varsa, imkan vardır. Bu inançla 21. yüzyılın kapılarını hem milletimiz hem tüm insanlık için açmak için yola çıkıyoruz...

2023 yeni bir başlangıç

İnsanlığı hakkın, hakkaniyetin, adaletin teminatı bir küresel yönetim anlayışıyla buluşturacak medeniyet nöbetini devralmaya hazırlanıyoruz. 2023 hedeflerimizi yeni bir başlangıç haline dönüştürerek 21'inci yüzyılı ve ötesini kuşatacak büyük ve güçlü Türkiye'yi inşa ediyoruz. Teknolojinin insansız dünyaya doğru evrilmeye çalışıldığı tarihi yol ayrımında, insanın fıtri güzellikleri üzerinden yeni bir dünya düzeni kurulmasına öncülük etmenin sorumluluğuna talibiz.

Harçları biz kaldırdık

"Önce eğitim" dedik ve bütçede önceliği her zaman bu alana verdik. Milli Eğitim bütçesini 147 milyar liraya çıkardık. Üniversite harçlarını biz kaldırdık. Bursları biz yükselttik. Hastanelerdeki yatak sayımızı 164 binden 253 binin üzerine nitelikli yatak sayımızı 19 binden 162 bine çıkardık. Bay Kemal, hal çadırını hastane yapmadık, hastane yaptık. Milleti bunlarla aldattınız. Halen 9 şehir hastanemizin inşası, 3'ünün ihale süreci, 3'ünün proje çalışması devam ediyor. Bunlar da tamamlandığında 32 şehir hastanesini ülkemize kazandırmış olacağız.

Merdiven altı adalet dağıtımı artık yok

Adalet en çok hassasiyet gösterdiğimiz alanlardan birisidir. Temel kanunları baştan sona yeniledik, fiziki imkanları geliştirdik. Ankara'da Danıştay yaptık. AYM'yi bizler en güzel anlamda yaptık. Şu anda muhteşem bir Yargıtay binasını inşa ediyoruz, dünyada benzeri yok. Merdiven altı adalet dağıtımı vardı, artık bunlar yok. Adalet arayışının insanlığın bitmeyecek yolculuğu olduğu anlayışıyla reform gündemimizden hiç ayrılmadık. Reform eylem planımızı milletimizin takdirine sunduk. Yeni sivil anayasa için çalışmaya başladık.

Terörü hezimete uğrattık

Güvenlik, önceliklerimizin başında yer aldı. İstihbaratımız her yerde. PKK başta olmak üzere tüm terör örgütlerini hezimete uğratarak ülkemiz sınırları içinde eylem yapamaz hale getirdik. Askerimiz, jandarma, polisimiz, güvenlik güçlerimiz yaptıkları mücadele ile yiğit mücadele ile bugüne kadar görmedikleri hesabı ödediler, ödeyecekler. Muhtarlarımın özlük haklarını biz iyileştirdik. Bay Kemal özel kalem atayacağız diyor, gelirsen yaparsın. Biz her türlü desteği verdik, veriyoruz. Ulaştırmada geçtiğimiz 19 yılda 932 milyar lira tutarında yatırım yaparak, tüm alt yapıyı baştan sona yeniledik, geliştirdik. Demiryollarında toplam 1213 km. uzunluğunda hızlı tren ağı inşa ettik. Tarımda 2002 yılında 37 milyar lirayı bulmayan tarımsal gayri safi yurtiçi hasılamız 333 milyar lirayı geride bıraktı. Barajlarımızın 276 olan sayısını 876'ya çıkardık.

Son birkaç gündür yaşanan dalgalanmalar

Makroekonomide satın alma paritesine göre milli gelirde satın almada Türkiye'yi dünyada 13. sıraya yükselttik. Salgına rağmen geçtiğimiz yıl yüzde 1,8 büyüme ile G 20 ülkeleri arasında 2. sırada yer aldık. Faiz ödemelerini geçtiğimiz yıl yüzde 16'ya gerilettik. İhracatımızı 170 milyar dolar bandına çıkardık. Son birkaç gündür piyasalarda yaşanan dalgalanmalar Türk ekonomisinin gerçek dinamiklerini, potansiyelini, yarınını kesinlikle yansıtmıyor.

Gaza basma vaktidir

Kamu maliyesi ve finans sektöründeki göstergeler, pek çok ülkeye göre daha sağlam yapıya sahip olduğumuza işaret ediyor. Ekonomideki reform paketinin eylem planını dün ilan ettik. Artık gaza basma, hedeflerimize yürüme vaktidir. Vatandaşlarımızdan ellerindeki altın ve dövizleri çeşitli finans araçlarına yatırarak, ekonomiye kazandırmalarını istiyorum.   İş insanlarımıza da Varlık Barışı'ndan yararlanarak yurtdışındaki kaynaklarını ülkemize getirebileceklerini tekrar hatırlatıyorum. Herhangi bir endişeye gerek yok. Biz kendilerinin bu noktada garantisiyiz. Uluslararası yatırımcılara ise Türkiye'nin gücüne ve potansiyeline güvenmeleri çağrısında bulunuyorum. Dinamik iktisadi yapımızla, mali disiplinimizle her türlü şoka dayanıklı olduğumuzu defalarca ispatladık. Önümüzdeki dönem Türk ekonomisinin yatırım, üretim, istihdam temelinde büyüterek çok daha iyi yerlere geleceğiz.

Dostlarımızın sayısını artırıp husumetleri gidereceğiz

Ülkemizin milli menfaatlerine saygı gösteren hiçbir ülkeyle çözülemeyecek sorunumuz olmadığına inanıyoruz. Önümüzdeki dönemde dostlarımızın saygısını artırıp husumetleri gidererek bölgemizi huzur adasına çevirmekte kararlıyız. ABD'den Rusya'ya, AB'den Arap coğrafyasına kadar tüm ülkelerle ilişkilerimiz, Türkiye'nin menfaatleri ve milletimizin beklentileri doğrultusunda şekillendirmeyi sürdüreceğiz. Afrika, Asya, Avrupa'nın kalbinde yer alan bir ülke olarak bizim ne doğuya, ne batıya sırtımızı dönme lüksümüz yoktur. Savunma Sanayinde 2002 yılında sadece 62 savunma projesi yürütülürken, bugün bu sayı 750'yi geçti. Savunma ve havacılık ihracatımız da 248 milyon dolardan 3 milyar doların üzerine çıktı.

İlk reaktörde 2023'te üretim başlıyor

Enerjide toplam kurulu gücümüzü 31 bin 846 megavattan 96 bin 271 megavata yükselttik. Türkiye'yi nükleer güçle elektrik üreten sayılı ülkelerden biri yapacak Akkuyu Nükleer Santralimizin inşası devam ediyor, inşallah ilk reaktörde 2023'te üretim başlıyor.

Gündemimizde yeni ve sivil anayasa çalışmaları var

Gündemimizde 2023 hedeflerimiz içinde yer alan yeni programlarımız projelerimiz hazırlıklarımız var. Yeni ve sivil anayasa çalışmalarının çerçevesini oluşturacak ilkeler var. Hukuk ve ekonomik reformlarımızın uygulama programları var. Aile, eğitim, kültür merkezli yeni milli uyanış ve yükseliş ahdimiz var. Dış politikada, ülkemizin hak ve menfaatlerinden taviz vermeden, diyalog ve huzur odaklı siyasi duruşumuzun temel parametreleri var. Gündemimizde salgın sonrası yeniden şekillenecek dünya ve ülkemizin orada alacağı konuma dair değerlendirmelerimiz var.

Kadınlarımızın haklarını kağıtlarda arayanlar

Gündemimizde teröriste terörist diyemeyenlerin riyakarlıkları var. Kadınlarımızın haklarını korumayı vicdanlarda değil, kağıtlarda arayanlara söyleyeceklerimiz var.

Sivil Anayasa mesajı

Türkiye'nin neredeyse iki asrı bulan anayasa arayışında milletimizin içine sinen ve dört elle sarılacağı, sahipleneceği bir metne kavuşamadık. Anayasa çalışmalarımızın tamamı olağanüstü dönemlerde, olağanüstü şartların dayatmasıyla ve olağanüstü yöntemlerle yapılmıştır... Darbenin üzerinden silindir gibi geçtiği, terörden bezmiş, ekonomik sıkıntıların altına ezilmiş bir halka silahların gölgesinde onaylatılan bu anayasa, lafzı ve ruhuyla arasındaki vesayetçi güçlerin eseridir... Bu anayasa tarihi periyodu içinde de artık geçerliliğini kaybetmiştir. Türkiye'nin yeni ve sivil bir anayasayı tartışması, hem kendi tarihimizin hem de gelişen ve değişen dünya şartlarının kaçınılmaz bir gereğidir.

Nasıl bir anayasa istiyoruz?

Milletimiz nasıl bir anayasayla yönetilmek istiyorsa, biz de işte öyle bir anayasa istiyoruz. Bu yeni anayasanın ruhunda millet, yani insan olmalıdır. Yeni anayasanın özü tüm değerleriyle farklılıklarıyla zenginlikleriyle hayalleriyle 84 milyon vatandaşımızın tamamını içermelidir. Bu yeni anayasanın temelinde ülkemizin gücü, güvenliği, istikrarı, kazanımları ve elbette hedefleri bulunmalıdır. Bu yeni anayasa ilhamını ihtişamlı geçmişimizden alan, yönü Türkiye'nin geleceğine dönük, toplumun birlikte yaşama ve geleceğini birlikte kurma iradesinin ürünü asırlık bir sözleşme, bir vizyon belgesi olmalıdır.

Anayasa açık ve şeffaf bir sürecin ürünü olarak hazırlanacak

Cumhurbaşkanlığı bünyesinde AK Parti Genel Merkezinde akademi dünyasında, çeşitli sivil toplum kuruluşları nezdinde yürüyen, hepsini de yakından takip ettiğimiz çalışmalar var. Aynı şekilde diğer partilerin ve ilgili kuruluşların da benzer hazırlıkları olduğunu biliyoruz. Bunlar önce ilkeler, sonra somut metinler düzeyinde belirli bir olgunluğa geldiğinde biraraya getirilecek ve milletimizin gözü önünde tartışmaya açılacaktır. Bir başka ifadeyle yeni Anayasa açık ve şeffaf bir sürecin ürünü olarak hazırlanacaktır.

Siyasi partilere çağrı

Yeni anayasa çalışmalarında bu safhaya önümüzdeki yılın ilk diliminde ulaşmayı hedefliyoruz. Buradan siyasi partiler başta olmak üzere yeni Anayasa konusunda sorumluluk üstlenecek herkese çağrıda bulunuyorum; Gelin ideolojik, zümrevi ve kişisel tüm bagajlarımızı, duvarlarımızı, şehrlerimizi bir kenara bırakarak Türkiye'yi en az bir asır boyunca taşıyacak lafza ve ruha sahip yeni bir Anayasa kavuşturalım. Biz buna varız ve hazırız.

Aile değerleri zayıflamış toplumların varlığını idame ettirmesi mümkün değildir

Önümüzdeki dönemde politikalarımızın lokomotifi olacak aile, eğitim ve kültür başlığıdır. Aile değerleri zayıflamış veya ortadan kalkmış toplumların sadece medeniyetin maddi unsurlarıyla varlığını idame ettirmesi mümkün değildir. Nitekim bugün batı toplumu, aile müessesesinde yaşanan çöküş sebebiyle, ciddi bir gelecek korkusu, hatta krizin içindedir. Televizyon ve internetin yaygınlaşmasıyla insanımızı çekirdek aileden bireye doğru yönlendiren bir kültür iklimi etrafımızı kuşatmaya başladı.

Önce aileyi sağlama alacağız

Elbette dünyadaki teknolojik, siyasi, sosyal, kültürel gelişmelere sırtımızı dönecek kadar hakikatlerden kopuk değiliz, asla da olamayız. Söylediğimiz, insanı nesne değil, kalbi ve aklıyla özne olarak ele alan kadim medeniyet değerlerimizi ilhamını geçmişimizden alan yenilikçi bir anlayışla yükselmemiz, yüceltmemiz gerektiğidir. Önce aileyi sağlama alacağız. Türkiye'nin 2053 vizyonunun hamurunu aile, eğitim ve kültürle yoğuracağız. Siyasi, ekonomik ve askeri alanda işaretleri görülmeye başlayan yeni ve yıkıcı rekabetler salgının yol açtığı tahribatı daha ağır felaketlere dönüştürmekten başka bir işe yaramayacaktır. Güven ve istikrarı kendisi yanında tüm dünya için de isteyen bir ülke olarak salgın sonrasına var gücümüzle hazırlanıyoruz. Bugün burada ortaya koyduğumuz birlik, beraberlik, kardeşlik manzarası, işte bu kararlığının da bir ifadesidir.                        
Editör: Ömür Ünver