Sanatı melez olarak tanımlamamın en büyük nedeni, günümüz dünyasında değer ve kavram ilişkilerinin iç içe bir bütün olarak karşımıza çıkmasıdır. Değişkenlik gösteren sanal  dinamizm, zaman içinde hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline geliyor. Biyolojik olarak değil sadece, bedensel olarak da bağlı olduğumuz sanal sistemin veri akışlarını değiştirerek yöneterek makinelerle desteklenmiş bir yaşam ile karşılaşıyoruz...
İşin sanatsal yanı ise  tam melez bir üslup ile karşımıza çıkıyor. Çeşitli materyallerin kullanımı ve bunların ilişkilendirme biçimi yanında, işin kavramsal boyutu, çok yönlü oluşu tam anlamıyla melez bir yapı olma özelliğine sahip oluyor...
Sanat galerileri sergi salonları yada dar anlamda organizasyonların kavramsal yada çağdaş sanatın içine sığamadığı bir süzgeçten geçiyor. Her yönüyle sanal sistemin içinde sanat dinamizmi enjekte oluyor.
Sanal hayatın her yöne etki etmesi özellikle sanatı da sanal bir gerçeklik ile evirdiği kanısındayım...
Genetiği değişmiş gıdalar kadar genetiğiyle başkalaşmış melez bir sanat karşımıza çıkıyor...
Vahap Aydoğan olarak yaptığım sürrealist resim tarzıyla olsun ya da başka bir sanatsal çerçeveden bakalım, günümüz insanına kültürüne yemeğine hayatı yorumlayışına, bakışına nerden bakarsak bakalım saf doğal ve dönüşmeyen hiçbir şey kalmamıştır. Sanat melez bir dönüşüm içindedir. Evrensel boyutta gitgide yenilenen ama  çabuk tüketilen bir ürün gibi..."
Editör: Ömür Ünver