Yıllardır en büyük ilham kaynağı sokak stilleri olan moda sektörü yeni dönem ile birlikte eksenini çok farklı bir alana kaydırdı. Alışveriş alışkanlıklarımızın, tüketim harcamalarımızın hızla değiştiği bu yeni dünyada moda markaları farklı pazarlama stratejileri ile ister istemez hayatta kalmaya çalışıyor. Bu stratejilerden en büyüğü de pandemi döneminde şüphesiz en büyük geliri elde eden oyun sektörü ile yaptıkları anlaşmalar. Bu ortaklıklar hem markanın kendi hikayesini anlatmasına olanak vermesi hem de tüketiciler ile kurdukları bağı güçlendirmesi açısından önem taşıyor. Modanın dev markaları büyük işbirliklerine imza atarken kendi kitlelerine hitap eden doğru partnerleri bulmak için de özen gösteriyorlar. Örneğin Puma kendi kimliğiyle örtüşecek şekilde e-spora yöneldi ve e-spor dünyasının önde gelen takımlarından Cloud9 ile yeni koleksiyonunu hazırladı. Gucci, mobil tenis oyunu Tennis Clash için logolu saç bantları, kıyafetler ve raketler tasarlamayı tercih etti. Tüm bunların yanı sıra, yaratıcılığının sınırlarını zorlayarak kendi video oyununu hazırlamayı tercih edenler de var. Louis Vuitton tarafından tasarlanan Endless Runner, Gucci ‘nin 8-bit arcade oyunları, Balenciaga’nın 2021 koleksiyonu için hazırladığı Afterworld: The Age of Tomorrow bunlardan bazıları. Kullanıcıları pasif birer izleyici olmaktan çıkarıp, interaktif katılımcılara dönüştüren bu ortaklıklar marka ve tüketici arasındaki bağı da güçlendiriyor. Sanal modaya bu kadar para harcamak ilk etapta birçok kişiye göre mantığa aykırı gelse de yeni dönemde online oyunlara harcanan zaman ve para göz önüne alındığında bu ortaklıklar akıllı bir yatırım gibi de görünüyor. Tüm sektörlerin hızla dijitalleştiği bu yeni dönemde e-ticaretin katlanarak artması, defilelerin dahi online platformlara taşınması ve reklamların sosyal medya üzerinden yönetilmesi moda sektöründe büyük bir farkındalık uyandırdı. Moda dünyasına ilişkin kaynakların birçoğu sadece niş ve teknik konularda olmasına rağmen basılı materyal olarak bulunuyor ve erişilebilme olasılığı çok düşük durumda. Bu açığı fark eden Z kuşağı üyeleri ile tüm kaynakları dijital arşive taşıyabilmenin peşinde. Bu sayede dünyanın her yerinden erişilebilir, ücretsiz ve oldukça zengin bir moda kütüphanesi yaratılabilecek. 2020 Şubat ayında, pandeminin başladığı ilk dönemde, dünya modaevleri eski koleksiyonlarını tekrar kullanmak zorunda kaldıkları için arşivlerine ulaşmak durumunda kaldılar, bu da arşivlerin önemini bir kez daha ortaya çıkardı. Bu da demek oluyor ki yeni dönemle birlikte çok yakında hepimiz birer koleksiyoner olabileceğiz... Her güne sağlık ve umutla uyandığınız, huzur dolu bir Pazar olması dileğiyle....

Editör: Ömür Ünver