Pandemi döneminde en çok etkilenen sektörlerin başında şüphesiz ki moda sektörü geliyor. Sektör bu dönemde hiç olmadığı kadar güvene, kişisel takdire ve itibara dayalı bir sistemle çalışıyor.
Örneğin tasarımcılar online defile organize ederken, defilelerin saati dünyanın farklı uçlarında yaşayan davetlilerin katılımını saat farkından dolayı imkansız kılıyor, bu durumda yerel davetlilerin katılımı büyük önem taşıyor. Eğer onlar da katılamazsa defilenin etkileşim sonuçları düşüyor ve hayal kırıklığı yaşanarak, istenmeyen personel kesintilerine sebebiyet verebiliyor. Yerel davetlilerin kameraları kapalı bile olsa katılmaları izleyen kişi sayısı açısından tasarımcılar için önem taşıyor. Tasarımcılar ekran başındaki izleyiciyi tamamen kaybetmemek adına kameraların kapalı olmasına göz yummak zorunda kalabiliyorlar. Bu durumu kontrol etme şansları olmasa bile ellerinden geldiğince ekran başında olmaları gerektiğinin üzerini çiziyorlar.
Eskiden bazı tasarımcılar defile sırasında hangi gazetecinin dikkatinin dağınık olduğunu belirlemek adına izleyiciler arasına kendi elemanlarını yerleştirirmiş. Gazetecilerden kim defterine heyecanla koleksiyon konseptiyle yarattığı duyguları not almazsa, bir sonraki basın toplantısında ya da defilede yapılan oturma planı değişikliğiyle uyarılır, hatta davetiyesiz kalırmış. Belki doğru belki efsane, ama şu dönemde tasarımcıların artık böyle bir şansları kalmadığı kesin...
Yasaklar her geçen gün birbirini kovalarken, sevdiklerimizle bir araya gelme ihtimalimiz her gün giderek azalırken, yeni bir şeyler satın alma arzumuz da ister istemez çok farklı formlara büründü. Markalar da satış yapabilmek adına farklı pazarlama yöntemlerine yöneldiler. Kişiye özel sunumlar, filmler, oyunlar, grup etkinlikler, kitlesel ve global organizasyonlar gibi farklı iletişim yöntemleri gelişirken markalar arasında çeşitli işbirlikleri kuruldu. Yılda 4-5 koleksiyon hazırlamakta zorlanan tasarımcılar bu dönemi fırsata çevirerek dört mevsim giyilebilecek modeller yaratma yoluna gittiler. Bazı markalar koleksiyonlarını moda haftalarında değil, kendi pazarlama departmanlarının uygun buldukları zamanda sergilemeye karar verdiler.
Ancak tüm bunlara rağmen 2021 İlkbahar/Yaz koleksiyonlarında bir bütünlük bulmak oldukça zor, bir sürü bilekten bağlı ayakkabı, hasır çantalar, pamuklu trikolar, tüy süslemeler, floral desenler bizleri bekliyor olacak. Tabii bunların sebebi baharın geliyor olmasından ziyade kalplerimize bahar geliyor olmasını arzu etmemiz. Geri kalanı ise markaları doğaçlaması...
Umudumuzu hiç kaybetmediğimiz, yeni sezon renklerinin enerjisi ve neşesini içimizde hissedebileceğimiz bir Pazar olması dileğiyle….

Editör: Ömür Ünver