2016 yılının sonlarıydı. Azerbaycan Bakü'de bir toplantıda bir üniversite öğrencisiyle tanıştırıldım, Sabuhi Quluzade. 20 yaşlarında çok zeki, konuşkan ve aklı başında bir genç... Konu kadına yönelik şiddet ve aydınların yorumuydu. İlginç bir şey söyledi: "Bir ülkede kadınlar şiddet görüyor ve öldürülüyorsa, o ülkenin geleceği de ölüyor demektir..." Azeri gencinin bu sözleri yüreğimi deldi, geçti; çok etkiledi ve sarstı... Sivil toplumla iç içe geçmiş hayatım boyunca, yani yaklaşık 50 yıldır hep kadının yanında oldum. Şiddetin her türlüsüne karşı çıktım. Mahatma Gandhi'nin dediği gibi: "Sevgi insanlığın, şiddet hayvanlığın kanunudur..." Sadece kadına değil, çocuğa, her türlü canlıya şiddet uygulayanların hep karşısında durdum... Maalesef hala dünyanın bir çok ülkesinde ve Türkiye'de kadınlar şiddete uğruyor ve öldürülüyor. Keza; kadınlar eğitimden de yoksun bırakılıyor, toplumsal hayata dahil edilmiyor, evlere tıkılıyor... Bizim Afyon'da hala, "Kadın dediğin hamur yoğurur, çocuk doğurur" derler; kadınlara "Elinin hamuruyla erkek işine karışma" söylemini kullanırlar... Bu anlayışı elbirliğiyle değiştireceğiz. Bu toplumsal algı ve baskı ortadan kalkmalı, her türlü tedbir alınmalı ve toplum tarafından kadınlara hak ettikleri sevgi ve saygı gösterilmelidir. Rahmetli Atatürk, vizyon sahibi bir liderdi. 1930'lu yıllarda, şöyle demiştir: "Bir toplum, cinslerinden yalnız birinin yüzyılımızın gerektirdiklerini elde etmesiyle yetinirse, o toplum yarı yarıya zayıflamış olur. Bizim toplumumuzun uğradığı başarısızlıkların sebebi kadınlarımıza karşı ihmal ve kusurdur." 2022 yılına giriyoruz. Bizim kadına yönelik şiddeti Türkiye'nin gündeminden düşürmemiz, kadına yönelik şiddete göz yummamamız ve sessiz kalmamamız şarttır. Bu erkeklerin boynunun borcudur... Jack London'ın şu sözlerini aklımızdan çıkarmamamız gerekir: "Dişisine kötü davranan tek hayvan insanoğludur..."  

Editör: Ömür Ünver