Geleceğin mesleklerinde başarının anahtarı, öğrencinin sahip olacağı yetkinliklerde saklı. Dijital kıvraklık, yaratıcılık ve kariyer çaprazlamanın önemine dikkat çeken Uğur Okulları PDR ve Ar-Ge’den Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Barış Sezgin “Özellikle yaratıcılık ve iyimserlik üzerine kurulu her şey insana ait olacak. Geri kalanını zaten makineler yapacak” dedi.

Günümüzdeki mesleklerin bir bölümü, yakın gelecekte yerini dönemin ihtiyaçlarından doğan yeni mesleklere bırakacak. Dünya Ekonomik Forumu Mesleklerin Geleceği Raporu’na göre 2025’e kadar 85 milyon işin, insanlar ve makineler arasındaki iş bölümündeki değişiklikle kaybolabileceği, insanlar arasındaki yeni iş bölümüne daha iyi uyarlanmış 97 milyon yeni rolün ortaya çıkabileceği tahmin ediliyor. Robot Koordinasyon Uzmanı, Akıllı Şehir Uzmanı, Dijital Rehabilitasyon Danışmanı, Blockchain Geliştirici, Koruyucu Tıp Uzmanlığı, Biyomekanik Teknisyeni, Uzay Doktorluğu bu mesleklerden sadece birkaçı. Bu sıralananların yanı sıra, günümüzden gelecek kuşaklara aktarılacak iş kollarının da şekil ve içerik olarak şu anki hallerinden çok daha farklı olacağı öngörülüyor. Öyle ki her devirde yaşanan kuşak çatışmaları, yakın gelecekte yerini kuşaklar arası uçuruma bırakabilir. Geleceğin mesleklerine uyum sağlayabilmek için ezbere bilgilerin yeterli olmadığını ifade eden Uğur Okulları PDR ve Ar-Ge’den Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Barış Sezgin, başarılı olabilmek için beceri ve yetkinliklerin geliştirilmesi gerektiğini söyledi.

'Üniversitede meslek değil bölüm seçin'

Öğrencilerin üniversitede meslek değil bölüm tercih etmeleri gerektiğine, mesleğin üniversitede edinildiğine dikkat çeken Sezgin, “Öğrenci bir bölümde eğitim aldıktan sonra farklı meslekler edinebilir. Örneğin psikoloji bölümünden mezun olan bir öğrenci, beş farklı sektörde çalışabilir. Ayrıca üniversitede sadece bir bölüm yok, bir kültür var. Öğrenci kulüpleri, kişinin entelektüel gelişimi açısından önemli. Bu kulüplerde kazanılan beceriler kişinin kariyerini olumlu etkiler. Örneğin bir öğrenci tiyatro kulübüne katıldıysa daha iyi hitap etmeyi öğrenir, duygusal zekası gelişir” dedi. Üniversite tercihleri sırasında ailelerin de kendi geçmişlerinden yola çıkarak çocuklarına baskı yaptıklarını belirten Sezgin, “Geçmiş deneyimler önemli ama gelecek de en az geçmiş kadar önemli. Aileler çocuklarını yönlendirebilir ama karar verici olmamalı. 20 yıl önceki kariyer hedefleri ile gelecek çok farklı. Öğrenciler kendilerine ‘Ben kimim?’ ve ‘Kim olmalıyım?’ sorusunu sormalı. Öğrenci ailesini dinlemeli ama kararı kendi almalı. Hayatımız bir romansa başyazarı kendimiz olmalıyız. Aileler çocuklarını kazançlı mesleklere yönlendirmeye çalışıyor ama biliyoruz işini iyi yapan herkes iyi para kazanıyor. Çocukların kurdukları düşler göz ardı edilmemeli” diye konuştu. Nitelikli eğitimin yanı sıra yetkinlik ve beceri sahibi birey olmanın ayırt edici özellik olacağına dikkat çeken Barış Sezgin, öğrencilerin yeni kariyer yaklaşımında sahip olması gereken önemli yetkinlikleri şöyle anlattı: “Meslekler değişse de yetkinlikler değişmiyor. Bu yetkinliklerden biri İngilizce. Dünyada 300 milyon küresel çalışan var. Şu anda 12. sınıfta olan öğrencilerin çalışma hayatı başladığında yani 2026-2027 yılında bu sayının 2 milyar olacağı söyleniyor. Öğrenciler İngilizce eksiğini mutlaka tamamlamalı. İngilizceyi iyi şekilde konuşup yazmak dünya vatandaşlığı için olmazsa olmaz bir gereklilik. Dünya dijitalleştikçe, dijital yetkinlikler ön plana çıkıyor. Artık tüm dükkanlar artık cep telefonumuzda. Öğrencilerin teknoloji okur yazarlığını geliştirmesi gerekiyor. Hayatımızı algoritmalar yönetiyor. Makine ile arkadaşlık kurabilmek önemli becerilerden biri haline geldi. Teknoloji bir yere gitmiyor bir ürün haline geliyor. Gelecek Enstitüsü'ne göre, yapay zeka asistanlarınız size kolaylık ve verim vaat edecektir ancak daha fazlasını yapmak ve daha önce yapamadığınız şeyleri başarmak için onların zekasına nasıl dokunacağınızı bilmeniz gerekiyor. Dünya Bankası’nın yaptığı bir foruma göre, ilerideki mesleklerin birçoğu bilgisayar tabanlı olacak. Ama yaratıcılık ve iyimserlik üzerine kurulu her şey insana ait olacak. Geri kalanını makineler yapacak zaten. Makinelerin, robotların yapamadığı tek şey bilinenin ve kodlamaların dışına çıkmak. Öğrenciler yaratıcı yönlerini geliştirmeli.  Yeni kariyer yaklaşımında bilgileri çaprazlamak gerekiyor. Örneğin oyun tasarımı çok gelişen bir alan ancak Türkiye’de oyun tasarımı senaristi yok. Psikoloji eğitimi tamamen oyun üzerine kuruludur. Bir kaçan ve onu bulmaya çalışan biri vardır. Buradan yola çıkarak bilgisayar mühendisliği okuyan bir öğrenci psikoloji eğitimi de alarak oyun tasarımında öne çıkabilir. Kısacası öğrenci eğitim aldığı branşı başka bir branşla çaprazlamalı. Dünyada küreselleşerek küçük bir köy haline geliyor. Örneğin Bahçeşehir Üniversitesi’nde 123 farklı ülkeden öğrenci var. Bu 123 ülkede iş yapabilme ihtimali demek. Öğrenciler üniversitelerin yurt dışı bağlantılarını araştırmalı. Yabancı öğrenciler ile kurulan dostluklar ileride networklere dönüşebilir. Online eğitim sürecinde gördük ki Çin’de bir iş yapmak için oraya gitmek gerekmiyor. İletişim ağı kurulduğunda o işi yapmak bir görüntülü görüşme uzaklığında. OECD Raporuna göre dünya genelinde pandemiden sonra e-ticaret yüzde 65 arttı. Yeni kariyer yaklaşımında aslında birçok şeyi bilgisayarlar yapıyor. Ama buna bir bina gibi baktığımızda binanın bir katı ve şekli oluyor, yani tasarımı. STEM eğitiminin en büyük katkısı bu. Hızla değişen dünyada ayakta kalabilenler iyi tasarımlar oluyor. Öğrenciler üniversitede tasarım güçlerini geliştirmeli. Örneğin MIT ye baktığımızda, artık öğretmenler sınıfta ders işlemiyor bunun yerine laboratuvarda tasarım yapıyorlar. Öğrenci hangi bölümü seçerse seçsin, bir şeyler tasarlayabileceği bir alan gelecekteki gücünü etkileyecektir.

'Duygulara hitap etmek önemli'

“Duygusal zeka (EQ) ‘Z kuşağı’ için çok önemli. Bilgi artık iki parmağımızın ucunda ama duygulara ne kadar hitap edebildiğimiz çok önemli. Her yapacağımız işte duygusal zekaya ihtiyaç duyuyoruz. Bol kitap okumak, film izlemek, arkadaşla dertleşmek, empati kurmak duygusal zekayı geliştiren etmenler. Gelecek Enstitüsü'ne göre öğrenci kim olduğunu ve kim olmak istediğini tanımlayan kişisel bir markaya sahip olmalı. Çünkü başarılı olmak için, bireyin kendisini başkalarından ayıracak özelliklere sahip olması gerekiyor. Öğrenciler sosyal medya hesaplarını ve e-posta adını düzenlemek gibi temel adımlarla bu işe başlayabilir. Karmaşıklık, kaos gibi görünebilir ama Gelecek Enstitüsü'ne göre, yeni yollar çizmek için kişinin önemli noktaları birleştirmesi gerekiyor. Bu nedenle kriz yönetimi ve karmaşık durumlarda problem çözme yeteneği çok önemli. Bu gerçeği pandemide büyüme sağlayan şirketlerde görmüş olduk. Değişimler konusunda esnek ve yeni beceriler geliştirme konusunda istekli olunmalı. Bir iş ortamında esnek olmak, engelleri, çözümlere ve fırsatlara çevirmeye yardımcı olur.”
Editör: Ömür Ünver